Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son dönemde sıklıkla gündeme gelen konkordato sürecini detaylarıyla ele aldı. Bugün Merkezin Güncesi’nde yayımlanan analizde, bulguların son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaşma öncesinde de sorunlu olduğunu gösterdiği belirtildi. Söz konusu şirketlerin düşük likidite ve yüksek borçluluğa sahip olduğu söylenirken finansal stres altındaki firmaların, faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek amacıyla konkordato talebinde bulunabildikleri paylaşıldı.
İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan konkordato hükümleri ile borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya muhtemel bir iflastan kurtulması amaçlanıyor.
Analizde 2024’te konkordato talebinde bulunan firmaların çeşitli finansal göstergeleri diğer firmalarla kıyaslanırken analizde şu ifadelere yer verildi:
“2024 yılında konkordato ilan eden firmaların parasal sıkılaştırmanın başladığı 2023 yılı haziran ayı itibarıyla yüzde 41’inin temerrüt halinde, yüzde 61’inin yüksek borçlu, yüzde 26’sının da düşük likiditeye sahip olduğu görülüyor.”
Sonuçta, analizde 2024 yılı içinde gerçekleşen konkordato taleplerinin parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük firmalarda yoğunlaştığı vurgulandı.
Analiz, birçok ünlü isim tarafından yorumlandı. Ekonomist ve Danışman Emrah Lafçı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından verilen verilerle Merkez Bankası yazısındaki verilerde bir tutarsızlık var gibi göründüğünü belirtti:
Dünya Gazetesi CEO’su Burcu Kösem, TCMB analizine ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
“TCMB, Merkezin Güncesi’nde konkordato analizi yaptı. Bulgular, son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaşma öncesinde de sorunlu olduğuna işaret ediyor. Amaç da zaten yüksek borçluluk ve düşük likidite ile hayatına devam eden bu firmalarda verimliliği arttırmak değil mi?”
İktisatçı Dr. Hatice Şehime Özütler ise şu ifadelerle görüş bildirdi:
“Konkordato verilerindeki sıçramada teşvik sistemi ile vergiden kaçınma başlıklarındaki hatalar etkili. Kura sahte rekabet, büyümeye enflasyon enjeksiyonlu modelin piyasa etkinsizliği (varlık/maliyet enflasyonu spirali) yaratması teorik olarak beklenmesi gereken en basit sonuçtu.”