TCMB Finansal İstikrar Raporu Kasım Sayısını Yayımladı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı. TCMB Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan imzasıyla yayımlanan raporda makroekonomik görünüm, uluslararası ve yurt içi temel makroekonomik gelişmeler, finansal piyasaların etkin işleyişine yönelik atılan adımlar olmak üzere birçok konu ele alındı.

Sponsorlu | 2024/2Ç Kar/Zarar 35.99%/64.01%

Türkiye’nin dev şirketlerine
kolayca yatırım yapın

Denemeye Başla

Başkan Erkan, banka olarak birinci hedeflerinin ve varlık nedenleri olan fiyat istikrarını sağlamakla toplumsal refaha en büyük katkıyı sunmak olduğunu söyledi.

Enflasyonla kararlı mücadeleyi Haziran ayında başlattıkları parasal sıkılaştırma ile sürdürdüklerini ifade etti.

Sponsorlu | 2024/2Ç Kar/Zarar 35.99%/64.01%

• Fiyat istikrarı, finansal istikrarın kalıcılığı için gereklidir. Finansal istikrarın korunması ise fiyat istikrarının toplumsal faydaya en fazla katkı sağlayacak şekilde tesisi ve sürdürülebilir, kaliteli ve istikrarlı büyümenin gerçekleşmesi için önem arz etmektedir.
• Küresel ve ulusal gelişmeler neticesinde, bu amaca erişmek için enflasyon ile mücadele her zamankinden daha elzem hale gelmiştir.
• TCMB’nin fiyat istikrarı ve finansal istikrar çabasındaki en önemli çıpanın söz konusu bu kamusal ve toplumsal mutabakat olduğunu gözlemliyoruz.
• Parasal sıkılaştırma ve makroihtiyati çerçevede sadeleşme kapsamında attığımız adımların etkilerini, piyasa mekanizmalarının işlevselliğinde artış ve varlık fiyatlarının sinyal niteliğinin güçlenmesi şeklinde gözlemeye başladık.
• Bu süreç içerisinde, finansal sistemde Türk lirası mevduatın payı artarken kur korumalı ve döviz cinsi mevduat payının gerilemesi, finansal istikrarın yanında parasal aktarımı da güçlendirmektedir.
• Bankacılık sisteminin aracılık fonksiyonunu azami etkinlikte yerine getirebilmesi, dezenflasyon sürecinin belirlenen hedefler doğrultusunda gerçekleşebilmesi için önkoşuldur.
• Finansal sistemin en önemli aracısı olan bankaların makro politika kararlarına doğru tepki ve uyum gösterebilmeleri ve olabilecek dışsal şoklara karşı düzgün risk yönetimi sayesinde fon akışının kesintiye uğramadan devam etmesini sağlamaları, finansal sistemin sağlığı açısından son derece önemlidir.
• Sağlam bilanço yapısına sahip olan bankacılık sektörü, parasal sıkılaştırma sürecinde faiz riskini başarıyla yönetmektedir.
• Sektör, aktif kalitesindeki güçlü görünümünü korumakta, pasif yönetimini de TCMB’nin dezenflasyon hedefiyle uyumlu olarak yapmaktadır.
• Ülke risk primindeki gerileme ile birlikte bankaların dış finansman koşulları iyileşmekte ve borç çevirme oranları yüksek seyretmektedir.
• Özetle, bankacılık sisteminin güçlü yapısı TCMB’nin para politikasının etkinliğini destekleyen en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır.

Genel Değerlendirme

• Parasal sıkılaşma ve destekleyici yönde uygulamaya alınan seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile birlikte kredi büyümesi dengelenmektedir.
• Reel sektörün finansal borç oranı gerilemeye devam ederken, firmaların finansal göstergelerindeki olumlu görünüm korunmaktadır.
• Reel sektör firmalarının YP açık pozisyonları YP nakdi kredilerindeki gerilemeye bağlı olarak azalmaya devam etmektedir.
• Türkiye’nin hanehalkı borçluluğu emsal ülkelere göre oldukça düşük seviyededir.
• Bankacılık sektörünün aktif kalitesindeki güçlü görünüm korunmuştur.
• Makroihtiyati politikalarda sadeleşme adımları sonrasında, KKM bakiyesindeki azalma hız kazanırken, sistemde artan TL likidite zorunlu karşılıklar ile sterilize edilmiştir.
• Bankacılık sektörünün kârlılığındaki aşağı yönlü eğilim, yılın üçüncü çeyreğinde net faiz marjındaki toparlanma ile birlikte sonlanmıştır.
• Sermaye oranları yasal sınırların üzerindeki seyrini korumaktadır.
• Bankalar faiz ve kur riskini yönetebilecek güçlü bilanço yapısına sahiptir.
• Cari işlemler açığı ağırlıklı olarak yurt dışı yerleşiklerin yurt içi mevduatı ve bankaların sağladığı krediler ile finanse edilmiştir.
• Kamu maliyesinde, deprem kaynaklı harcamalar ve ücret artışları bütçe dengesini olumsuz etkilemesine rağmen son dönemdeki bütçe gelirlerini artırıcı tedbirler bu etkiyi sınırlamıştır.