S&P Global Market Intelligence, Asya-Pasifik’teki ekonomilerin, 2023’teki küresel büyümede başı çekmesini bekliyor. Bölgenin 2023′te yaklaşık yüzde 3,5′lik bir reel büyüme elde etmesini bekleyen S&P, Avrupa ve ABD’nin ise büyük olasılıkla resesyonla karşı karşıya kalacağını tahmin ediyor.
Raporda dünya GSYİH’sının yüzde35′ini üreten Asya Pasifik’in bölgesel serbest ticaret anlaşmaları, verimli tedarik zincirleri ve rekabetçi maliyetlerle desteklenen 2023′te küresel büyümeye hakim olacağına yer verildi.
Büyüme Tahminleri Düşürüldü
Firma, küresel reel GSYİH için büyüme tahminini geçen ayın yüzde 2′lik tahmininden 0,6 puan düşürdü yüzde 1.4 olarak revize etti. Asya-Pasifik bölgesinin, Orta Doğu ve Afrika’daki ılımlı büyümesi ile dünya ekonomisinde bir gerilemenin önlenebileceğini ancak bunun minimal düzeyde olacağı kaydedildi.
S&P, enflasyonun rahatsız edici derecede yüksek kaldığını ve finansal piyasa koşullarının sıkılaşması nedeniyle küresel ekonomik koşulların kötüleşmeye devam ettiğini belirtti. Avrupa, ABD, Kanada ve Latin Amerika’nın bazı bölgelerinin önümüzdeki aylarda bir durgunluk görebileceğini ekledi.
Firma ayrıca Güneydoğu Asya ve Hindistan’ın ticaretini Çin’den uzaklaştırarak çeşitlendirmekten fayda sağlayacağını kaydetti.
ABD ve Avrupa için Karamsar Tahmin
S&P açıklamasında küresel üretiminin yarısından fazlasını oluşturan Avrupa ve Kuzey Amerika ekonomilerinin 2022′nin sonlarında ve 2023′ün başlarında büyük olasılıkla resesyonla karşı karşıya kalacağına yer verdi.
Olağanüstü yüksek enflasyonun satın alma gücünü tükettiğine ve tüketici harcamalarında düşüşe yol açacağına yer verildi. Avrupa ve Kuzey Amerika’nın azalan talep ile sıkılaşan finansal koşulların, konut piyasaları ve sermaye yatırımları üzerindeki etkileriyle karşı karşıya kalacağı belirtildi.
S&P, ABD ve Avrupa’da öngörülen daralmaların ticaret ve sermaye akımları yoluyla dünya çapında da yayılma etkilerinin olabileceğini söyledi.
Ekonomideki resesyon tahminleri S&P ile sınırlı değil. Fitch Ratings de, ABD ekonomisinin 2023′ün ikinci çeyreğinde gerçek durgunluk bölgesine girmesini beklediğini belirtmiş ancak bunun tarihi standartlara göre nispeten ılımlı olacağını söylemişti.