Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orta Vadeli Program’a ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuştu. Dezenflasyon sürecine ve maliye politikasına ilişkin konuşma yaptı.
Dezenflasyonun fiyat istikrarı programının her zaman önceliği olduğunu belirten Şimşek, enflasyonun yüzde 30’un altına indiğini söyledi.
Şimşek, “Fiyat istikrarına doğru güçlü adımlarla ilerliyoruz. Gelir politikası, maliye politikası, arz yönlü tedbirler var, TCMB’nin uhdesinde olan para politikası var, bütüncül ve gerçekten tam bir koordinasyon içinde dezenflasyon süreci yönetiliyor,” dedi.
Bütçe açığının milli gelire oranının düşmesinin dezenflasyona destek demek olduğunu ifade eden Şimşek, bu noktada da önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti.
Bakan Şimşek, “Enerjide sübvansiyonlarının azaltılmasını kademelendirdik, diğer önemli konu yönetilen yönlendirilen fiyatlarda hep hedefi dikkate aldık, bundan sonra da öyle olacak, kamu maliyesi konusunda atılacak adımları dezenflasyonu gözetecek şekilde yürüteceğiz,” dedi.
“Kamuda tasarruf konusunda kararlıyız”
Kamuda tasarrufa ilişkin soruları da yanıtlayan Mehmet Şimşek, “Kamuda tasarruf konusunda kararlıyız, sonuç alıyoruz. Taşıtlar, kamu binaları için kiralama, satın alma, seyahat giderleri, kırtasiye, kamunun tüm cari harcamaları tasarruf genelgesi kapsamında, sonuç alıyor muyuz? Alıyoruz. Kamu harcaması oranı son 10 yılın ortalaması olan yüzde 4,6’dan geçen sene yüzde 3,1’e düştü. Kamunun harcama oranını yüzde 33 düşürdük. Tasarruf konusunda hem samimiyiz hem de kararlıyız,” dedi.
“10 yıllık bir perspektif sunmak istiyorum” diyen Şimşek, “Tasarruf genelgesi öncesinde Meclisimiz bütçe kanunu kabul ettikten sonra bize bir harcama üst limiti veriyor, genelgede önce son 10 yılda harcamalar öngörülenden yüzde 9’un üzerinde gerçekleşmişken, 2024’te bütçe 100 TL ise yüzde 97,7 harcama yapıldı,” dedi.
Programın şoklara dayanıklı olduğunu son aylarda gösterdiğini ve rüştünü ispat ettiğini belirtti. Faiz giderlerine ilişkin sorulara ise şöyle yanıt verdi:
“Yüksek enflasyonist ortamlarda faiz giderlerine nominal olarak bakarsanız doğru olmaz, faiz giderlerine ya milli gelire oran olarak ya da bütçeye oran olarak bakılır, program başlamadan önce 2003 – 2022 döneminde faiz giderlerinin milli gelire oranı yüzde 4,1, 2025’te yüzde 3,3, gelecek sene bir miktar artışla yüzde 3,5’e çıkıyor, ardından tekrar iniyor. Faiz giderlerinin milli gelire oranı uzun vadeli ortalamaları olan yüzde 4,4’ün altındayız. 2024 ve 2025’te faiz dışı açık verdik, faiz dışı açık verince faiz giderleri artar, faiz dışı açığı neden verdik, Türkiye büyük bir deprem yaşadı. Tüm kamunun tahakkuk bazlı harcaması bugünkü fiyatlarda 3,6 trilyon TL, 90 milyar dolar, Türkiye 90 milyar doları deprem yaraları için harcadı, bunun önemli bir kısmını borçlandık, bunu borçlanınca tabii ki bir faiz gideri olur. Bundan dolayı geçici olarak milli gelire oran olarak faiz harcamalarında sınırlı bir artış var.”
