Yerel seçimlere kısa süre kala yurt içi yerleşiklerin ekonomik belirsizlik sebebiyle döviz talebi artıyor. Şubat ayı enflasyonun artışının yıllık yüzde 67,07 ile beklentilerin üzerinde gelmesi ve seçim sonrasına ilişkin belirsizlikler ekonomi yönetimini de yeni adımlar atmasına sebep oluyor.
Merkez Bankası dün zorunlu karşılıkların banka büyüklüğüne göre bir kısmını bloke ederek ve 1 aya kadar vadeli mevduatlara faiz uygulayarak önlem aldı. Söz konusu adımların likiditeyi azaltma eğiliminin bir parçası olduğunu savunan ekonomistlerin dikkatini çekti.
Ekonomistler Merkez Bankası’nın seçim öncesi Mart toplantıda faiz artırılmayacağını öngörerek, Nisan’da faiz artışına gitmek zorunda kalabileceğine işaret etti. Bu hamleler bankacılık endeksinde negatif bir tepkiye yol açtı ve endeks, gün içinde yüzde 4,75’in üzerinde bir düşüş yaşadı.
Döviz Talebi Yükseliyor, Merkez Bankası Tedbir Alıyor
Yerel seçimlere doğru yaklaşırken, yerli yatırımcılar döviz taleplerini artırarak önceki deneyimlerinden faydalanıyorlar. Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın yazısında Dolar/TL ve Euro/TL kurları 32 ve 35 seviyelerini aşarak yükseliş gösterdiğinin altı çizildi.
Ekonomistlere göre 1-8 Mart haftasında bankacılık sektörünün döviz mevduatı 5.9 milyar dolar artışla 207.1 milyar dolara ulaştı. Bu da son iki yılın en hızlı artışlarından biri oldu. Aynı haftada Merkez Bankası’nın bankalarla yaptığı swaplar da 6.2 milyar dolar arttı.
Serbest piyasadaki gram altın fiyatları 2400 liranın üzerine çıktı. Geçen hafta ekonomi yönetiminin döviz işlemlerine dair uyarısının ardından serbest piyasa ile bankalar arası döviz kurları arasındaki fark açıldı.
Faiz Artışı Ne Zaman Yapılacak?
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat, yaklaşan seçimler sonrasında Merkez Bankası’nın politika faizini artırma olasılığına işaret etti.
Mevcut önceliğin piyasada bulunan likiditeyi azaltmak olduğunu beliren Murat, özellikle şirketlerin yüksek faizle dahi olsa ticari krediler kullanarak döviz ve altın talebini artırdığını söyledi. Bu nedenle kredi faizlerinin yükseltilmesinin istendiğini ifade etti.
“Merkez Bankası, piyasada fazla likiditeyi azaltmak ve dolar talebini sınırlamak istiyor. Ancak doğrudan bankalara ‘kredi vermeyin’ diyemeyeceğinden faiz artışı talep ediyor.” diyen Murat, bununsa likiditeyi kısmak ve dolar talebini azaltmak amacıyla yapılan bir işlem olduğunu bildirdi.
Ancak döviz talebinin hala güçlü bir şekilde devam ettiğini, seçim öncesinde bu süreci atlatabilmek için bu adımların atıldığını öngördü.
Kısa vadeli mevduatlar için zorunlu karşılıklara faiz uygulanmasının da likiditeyi kısmak amacı taşıdığını vurgulayan Murat, seçim sonrasında ise Merkez Bankası’nın daha rahat bir pozisyona geçeceğini ileri sürdü.
Makroekonomik İstikrar Önemli
Virtus Glocal Yönetici Ortağı Dr. İnanç Sözer, “Son günlerde alınan önlemlerin etkisini önümüzdeki haftalarda daha net görüyor olacağız; bununla beraber TCMB’nin ihtiyaç duyulduğu kadar sıkılaştırma yapmaya kararlı olduğunun sinyalini vermesi makroekonomik istikrar açısından fevkalade olumlu.” dedi.
Sözer, bu sinyallerin 21 Mart veya Nisan’daki toplantısında ilave faiz artışı beklentilerine yol açtığına dikkat çekti.
Bir bankacılık sektörü kaynağı, Merkez Bankası’nın makroihtiyati önlemlerle sıkılaşma eğiliminde olduğunu ve bu hamlelerin beklenmedik olmadığını belirtti.
Bu hamlenin ne kadar TL likiditesinin çekileceğinin belirsiz olduğunu ancak mevduat faizlerini yukarı doğru itmeye devam edeceğini vurguladı.
Aynı zamanda kısa vadeli tahvil faizlerinin de yükseleceğini ve fonlama maliyetlerinin önemli ölçüde artacağını söyledi.
Kaynak, bu adımlarla likiditeyi kısmanın ve enflasyon beklentileri üzerinde etkili olmanın amaçlandığını ancak bu hedefe ulaşmanın zor olabileceğini belirtti.
Mevduat faizlerinin yükselmesinin döviz talebini bir miktar azaltabileceğini ifade eden kaynak, beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisinin ardından talebin arttığını ve bu hamlenin talebi dengelemeyi amaçladığını dile getirdi.