İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves, bütçe konuşmasında doğrudan kendi politik tercihlerini ön plana aldı. OBR’nin yanlışlıkla yayımlanan tahminlerine göre hükümetin mali tamponu beş yıl içinde yaklaşık 22 milyar sterline çıkacak olsa da Reeves, rakamların ardındaki asıl unsurun “zor ama adil tercihlerin” olduğunu söyledi.
Reeves, konuşmasına OBR sızıntısını “derin hayal kırıklığı ve ciddi bir hata” olarak tanımlayarak başladı. Ardından hükümetin son 16 aydaki ekonomi politikalarını savundu.
Reeves, “Ekonomiyi yeniden inşa ediyoruz. Yaptığımız tercihler adildi, gerekliydi ve bunlara karşı çıkanlar oldu. Ancak çalışma insanları için daha iyi bir alternatif görmedim,” dedi.
Bütçede yer alan vergi artışlarının – özellikle gelir vergisi eşiklerinin 2030-2031’e kadar dondurulması – 2029-2030 itibarıyla yıllık 26 milyar sterlin gelir yaratacağı belirtiliyor. Reeves, buna rağmen bütçenin kemer sıkma anlamına gelmediğini vurguladı.
Reeves, “Kemer sıkmaya dönüş yok. NHS’ye yatırım devam edecek. Enflasyonu düşürmek ve ailelere nefes aldırmak için bu bütçeyi hazırladım” ifadelerini kullandı.
Bakan, borç dinamiğine de güçlü bir vurgu yaptı ve ” Net finansman borcumuz, tahmin dönemi sonunda bugünkünden daha düşük olacak. Ekonomik istikrar, demir gibi sağlam mali kurallar gerektirir. Bu kurallar hem fiyat istikrarını hem de yaşam standartlarını korumanın en iyi yoludur,” dedi.
Bakanın dikkat çeken bir diğer kararı ise Londra Borsası’nda yeni halka arz edilen şirketlere 3 yıllık damga vergisi muafiyeti getirilmesi oldu. Reeves, bu adımın Londra piyasalarına olan güveni tazeleyeceğini ve küresel sermayeyi çekmeye yardımcı olacağını savundu.
Konuşmasını “Bunlar benim seçimlerim – daha adil, daha güçlü ve daha güvenli bir Britanya için doğru seçimler” sözleriyle bitiren Reeves, bütçeyi tamamen kendi siyasi duruşunun bir yansıması olarak konumlandırdı.