
Amerikan Merkez Bankası’nın yakından bir takipçisi, FED Başkanı Jerome Powell’ın Cuma günü çok az kişinin fark ettiği şahin bir dönüş yaptığını ifade etti.
SGH Macro Advisors’ın ABD Baş Ekonomisti Tim Duy, FED fon vadeli işlemlerinin giderek faiz indirimlerine işaret ettiğinin anlaşılması üzerine bu yorumları yaptı. Duy, “Powell’ın Cuma günü şahin bir tutum sergilemesini bekliyorduk, ancak hisse senetleri düşerken bir adım daha ileri gitti ve piyasa katılımcıları, ne kadar korkutucu olursa olsun, önemli bir mesajı gözden kaçırmış olabilir,” dedi.
Powell, enflasyon beklentisini tanımlamak için yeni bir dil kullandı. Cuma günü yaptığı açıklamada, uzun vadeli enflasyon beklentilerinin artık sadece bir yıllık beklentiler değil, genel olarak bir endişe kaynağı olmaya başladığını belirtti. Daha da önemlisi, ileriye dönük verdiği mesajlar değişti.
Powell, faiz artırımlarını masadan kaldırmaya yönelik iki cümleyi kullanmadı. Powell’ın 7 Mart’ta kullandığı, “Eğer ekonomi güçlü kalmaya devam eder ama enflasyon sürdürülebilir şekilde yüzde 2’ye doğru hareket etmezse, para politikasındaki sıkılığı daha uzun süre sürdürebiliriz. Eğer iş gücü piyasası beklenmedik şekilde zayıflarsa ya da enflasyon beklenenden daha hızlı düşerse, politikayı buna göre gevşetebiliriz,” ifadelerini Cuma günü tekrarladığına dikkat çekildi.
Duy, bu değişikliğin önemli olduğunu söyledi ve “Elbette şu an açık bir şekilde faiz artışından söz edilmiyor, ancka faiz artışları artık açıkça dışlanmıyor. Powell bu değişikliği yaparken piyasaların serbest düşüşte olduğunu biliyordu. Bu duyarsızlık değil, kasıtlı bir tercih,” dedi.
Başka bir önemli noktada da Powell’ın FED’in iki temel hedefi olan enflasyon ve istihdamın, farklı yönlerden tehdit altında olduğu durumun sonuçlarına dikkat çekmesi olduğu söylendi. Duy, “Eğer güncel ve kalıcı enflasyon oranları ile enflasyon tahminleri yükselirse, faiz oranlarını sabit tutabilmek için işsizlik oranlarının ve işsizlik beklentilerinin de aynı şekilde yüksek ve kalıcı olması gerekir,” ifadelerini kullandı.
Duy, bu dengeyi analiz etmek için Taylor Kuralı olarak bilinen ve faiz politikalarının belirlenmesinde kullanılan kurallara dayalı bir yöndemi kullandığını söyledi.
“Şimdi önümüzdeki aylarda çekirdek PCE için yüzde 0,4, yüzde 0,5, belki bazı durumlarda yüzde 0,6 oranlarını öngörüyorsanız, faiz indiriminin desteklenebilmesi için iş gücü piyasasının ne kadar hızlı ve kötü bir şekilde bozulması gerektiğini düşünün. Sonuçta yüzde 0,5 aylık artış, yıllıklandırıldığında yüzde 6’nın üzerindedir,” değerlendirmesinde bulundu.