
İsrail ve İran arasındaki çatışmalar dördüncü gününe girerken, petrol arzına yönelik tehlikeler öne çıkıyor. Fiyatlar, devam eden saldırıların savaşın bölge genelinde genişleyebileceği ve Orta Doğu’dan petrol ihracatını önemli ölçüde aksatabileceği endişeleriyle yükseliyor.
Bloomberg’in haberine göre; Orta Doğu’da yükselen gerilim, enerji piyasalarında sarsıntı yaratıyor. İsrail’in İran’ın enerji altyapısına yönelik düzenlediği son saldırının ardından petrol tüccarları, bölgedeki arzın daha da tehlikeye gireceği ve fiyatların artacağı yönünde pozisyon almaya başladı.
Son saldırılar, İran’in en büyük sahası olan Güney Pars’a bağlı bir doğal gaz işleme tesisini hedef alırken, yakıt depolama tanklarında da hasar oluştuğu bildirildi. İsrail’in Cumartesi günü gerçekleştirdiği saldırıların, doğrudan uluslararası piyasalara yönelik ihracat kapasitesini değil, İran’ın iç enerji sistemini hedef aldığı ifade ediliyor.
Ancak saldırılar, Cuma günü petrol fiyatlarının üç yılın en sert günlük artışını kaydetmesinin ardından piyasalarda daha fazla dalgalanma beklentisini güçlendirdi.
Rapidan Energy Advisers LLC’nin başkanı ve eski Beyaz Saray enerji danışmanı Bob McNally, yaşanan gerilimin sürebileceğini ve hedeflerin sivil altyapıya kayması durumun petrol üzerindeki risk priminin daha da artacağını ifade etti. McNally’ye göre; ekonomik hedeflerin çatışma çemberine girmesi, piyasalardaki oynaklığı ciddi biçimde artırabilecek bir gelişme.
130 dolara tırmanabilir
WTI ham petrol vadeli işlemleri Cuma günü yüzde 14’e kadar yükselirken, seansı 73 dolardan tamamladı. JPMorgan Chase & Co, Hürmüz Boğazı’nın kapanması halinde uluslararası petrol fiyatlarının varil başına 130 dolara kadar tırmanabileceğini öngördü. Bu tür bir yükselişin, dünya genelindeki enflasyonist baskılara katkı sunacağının açık olduğunu da ifade etti.
İran’a yönelik son saldırının, Güney Pars’taki Faz 14 gaz işleme tesisinde güçlü bir patlama ve yangına neden olduğu ve sahadaki bir üretim platformunun kapanmasına yol açtığı bildirildi. Bu bilgi, İran’a yakınlığıyla bilinen yarı resmi Tasnim haber ajansı tarafından doğrulandı.
Energy Aspects Ltd.’de jeopolitik analist olarak görev yapan Richard Bronze, İsrail’in İran enerji altyapısını tekrar hedef alıp almayacağının net olmadığını ve sürecin tırmanma eğilimine girdiğini dile getirdi.
Bronze’a göre; artık yeni bir eşiğin geçilmiş olması, her iki taraf için daha geniş çaplı ve derin bir çatışma riskini doğuruyor.
Yedek üretim kapasiteleri kullanılabilir
RBC Capital Markets LLC’nin küresel emtia stratejisi başkanı ve eski CIA analisti Helima Croft tarafından yayımlanan bir notta, petrol arzında yaşanabilecek bir aksama karşısında Başkan Donald Trump’ın OPEC+ üyelerini, özellikle Suudi Arabistan’ı yedek üretim kapasitelerini kullanmaya çağırabileceğini belirtti.
Ancak İran’ın günlük yaklaşık 3,4 milyon varil olan üretiminde uzun süreli bir kesinti yaşanması durumunda, OPEC’in bu boşluğu ne ölçüde doldurabileceğinin belirsizliğini koruduğunu ifade etti.
Riyad ve Abu Dabi yönetimlerinin İran’ı ikame etmesi, bu ülkelerin enerji altyapılarını saldırı tehdidiyle karşı karşıya bırakabileceğine de dikkat çekildi.
2019’da Husilerin Suudi Arabistan’daki Abqaiq petrol tesisine gerçekleştirdiği saldırı, bu tür bir senaryonun geçmişteki yansıması olmuştu. Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nde kıdemli araştırmacı Clay Seigle, OPEC’in yedek kapasitesinin devreye alınabileceğini ancak bunun politik olarak riskli olduğunu ifade etti.
Acil durum stokları devreye alınabilir
Şu ana kadar büyük petrol tesislerinin doğrudan hedef alınmamış olmasının piyasalarda bir miktar güvenlik algısı yarattığı da söyleniyor.
Singapur merkezi Vanda Insights’ın kurucusu Vandana Hari, bu algının değişmesi için savaşın daha da yoğunlaşması, geniş çaplı tahribat ve sivil kayıpları gibi daha ağır gelişmelerin yaşanması gerektiğini savunuyor.
Hari, Hürmüz Boğazı’nın kapatılacağı yönündeki endişelerin abartılı olabileceğini belirtiyor. Bu tür bir adımın İran’ın kendi petrol ihracatını da kesebileceğini ve en büyük müşteri konumundaki Çin’i karşısına alacağını ifade ediliyor.
İran’ın bugüne dek bu tehdidi gerçeğe dönüştürmediğine ve şimdi de böyle bir adım atmasının olası görünmediğine dikkat çekti.
Paris merkezli Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel petrol fiyatlarının halihazırda OPEC+ tarafından artırılan üretimle ve yavaşlayan talep ile iyi düzeyde tedarik edildiğini bildirdi. Ajans, gerektiği takdirde acil durum stoklarının devreye alınabileceğini da söyledi.