
İsrail ile İran arasında artan gerilim, petrol piyasasında ciddi bir belirsizlik yaratırken analistler geleceğe dair net öngörülerde bulunmakta zorlanıyor.
Geçtiğimiz hafta İsrail’in İran’daki askeri ve nükleer hedeflere yönelik sürpriz saldırısıyla başlayan çatışmalar, günlerdir devam eden karşılıklı saldırılara dönüştü. Bu gelişmeler, ABD’nin çatışmaya doğrudan müdahil olma ihtimalini ve küresel enerji arzında yaşanabilecek kesintileri yeniden gündeme taşıdı.
ABD Başkanı Donald Trump, İran’dan “koşulsuz teslimiyet” talep ederek sabırlarının tükendiğini ifade etti. Bu açıklama, bölgede tansiyonu daha da artırdı.
Enerji analistleri, özellikle İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma riskine dikkat çekiyor. Bu tür bir senaryonun petrol arzında büyük bir krize yol açabileceği belirtiliyor. İran’ın Güney Pars gaz sahasında üretimi kısmen durdurması ve İsrail’in Bazan rafinerisinin hasar görmesi, arz tarafında zaten sınırlı olan güveni daha da zedeliyor.
PVM’den John Evans, piyasada genel bir “tedirginlik örtüsü” olduğunu belirtirken, “Fiyat tahminleri adeta bir piyango. Şu an pozisyonlar temkinli uzun vadeye göre şekilleniyor” diye konuştu.
TotalEnergies, Shell ve EnQuest CEO’ları da kritik enerji altyapılarına yönelik saldırıların arz üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

Petrol fiyatları şu sıralar kararsız seyrediyor. Brent petrol varil fiyatı 76 dolar civarındayken, ham petrol 73 dolar seviyelerinde işlem görüyor.
Yatırım şirketi Clean Energy Transition’un kurucusu Per Lekander, “Bu kriz bitince fiyatlar 30-50 dolar bandına düşebilir, çünkü üreticiler şimdiden üretimi ve riskten korunma stratejilerini artırdı” yorumunda bulundu.
Enerji uzmanı Stephen Schork ise, “Bu kriz, petrol piyasalarının 1990’daki Kuveyt işgalinden bu yana gördüğü en büyük tehdit,” diyerek ciddi bir tırmanış ihtimaline dikkat çekti.
Schork’a göre, önümüzdeki beş hafta içinde petrol fiyatının 103 doları aşma olasılığı yüzde 5; eğer Hürmüz Boğazı kapanırsa 160 dolara kadar çıkması bile mümkün.