Öğrenme Sürecinde Yapılan 5 Klasik Hata

Yeni şeyler öğrenmeye karşı her zaman heyecan duyan insanların ne kadar başarılı olduklarını hepimiz biliyoruz. Diğer bir deyişle; başarının en önemli anahtarlarından birinin de “hayat boyu öğren” felsefesini benimsemek olduğu hepimizin malumu! İşte bu nedenle de öğrenmekle ilgili her şeye karşı merakla yaklaşıyoruz. Ama ne yazık ki hepimiz bu konuda aynı derecede başarılı olamıyoruz. Yani kimileri için öğrenmek keyifle yapılan bir aktivite niteliği taşırken kimileri içinse bu eylem caydırıcı ve fazlasıyla zorlayıcı bir süreç halini alıyor. İşte başarılı olanlarla olamayanlar da çoğunlukla bu noktada birbirinden ayrılıyor.

Yaptığı her iş gibi öğrenme eylemini de başarıyla tamamlamak isteyen kişiler, yaşantılarının diğer alanlarında da aynı yaklaşımı kullanan kişiler oluyor. Diğerleri ise öğrenme sürecine yanlış yaklaştıkları ve bir takım hatalara düştükleri için ne yazık ki çoğunlukla pes edenler grubuna katılıyor. Peki, birileri için öğrenmek gayet kolay ve eğlenceliyken, neden diğerleri aynı seviyede başarıyı yakalayamıyor? Neden öğrenmekten vazgeçerek kendini sıradan bir hayatın kollarına bırakıyor? Aslına bakarsanız; bunun için verilebilecek pek çok farklı cevap var. Ama bu yanıtların içinde bazıları var ki onlar çoğu kişinin yaptığı hataları yansıtıyor. İşte bugün konuşacağımız konu da bu! Kısacası; pek çok kişinin kendini öğrenmeye karşı neden kapattığı, bu sürecin neden o kadar zorlaştırıldığı üzerine konuşacağız.

Bakalım, öğrenme sürecinde sıklıkla yapılan ve kişiyi pes etmeye sevk eden klişe hatalar nelermiş:

Belirgin Bir Hedefe Sahip Olmamak!

Bir dil, bir enstrüman, bir spor ya da herhangi yeni bir şey! Hiç fark etmez. Ne öğrenmek isterseniz isteyin, elinizde belirgin bir hedefiniz olarak yola çıkmalısınız. Çünkü hedefine ulaşan ve istediğini kısa sürede öğrenmeyi başaran kişileri zafere götüren en önemli adımdır bu. Elinizde belirgin bir hedefiniz olmadığı takdirde, bir süre sonra süreçten sıkılır ve “neden kendimi boşa yoruyorum ki” diye düşünmeye başlarsınız. Neden? Evet, aslında kilit nokta tam olarak bu sözcük. Yani: neden. Zira nedeni bilmediğiniz bir şey için ulaşmak istemezsiniz. Onun için çaba harcamak, zaman ayırmak size saçma gelir. Sırf canınız öyle istediği için öğrenmeye başladığınız bir şeyden yine sırf canınız sıkıldı diye vazgeçersiniz. Oysaki önünüzde bir hedefiniz olsa, karşılaşabileceğiniz zorluklara karşı göğüs germeyi bilir ve motivasyonunuzu koruyarak yolunuzu başarıyla tamamlayabilirsiniz. İşte bu sebeplerden dolayı yola belirgin bir hedefle çıkmalısınız. Nitekim bu hedef her yorulduğunuzda tutunabileceğiniz bir can simidi olarak süreç boyunca size eşlik edecektir.

Tek Başına Öğrenmeye Çalışmak!

Bazılarının öğrenmeye karşı kendini kapatmasının en büyük nedenlerinden biri de budur. Çünkü onlar yola yalnız ı-çıktıkları için bir süre sonra süreçten sıkılırlar. Grupla çalışmanın ya da en azından gerektiği zamanlarda destek almanın önemini bilmeyen bu kişiler genellikle parkuru tamamlayamadan yarışı bırakırlar. Zira her işlerini tek başlarına yapmaya çalışıyorlardır. Öğrenme sürecinin bir partnerle birlikte çok daha kolay olabileceğini, bu şekilde eylemden çok daha fazla keyif alınabileceğini bilmiyorlardır. Ya da “her şeyimi kendim yaparım” yaklaşımıyla hareket ettikleri için egolarının kurbanı oluyorlardır. Evet, anlayacağınız hayat boyu öğrenme felsefesini benimsemenin ne kadar önemli olduğunu biliyorsanız, asla bu hataya düşmemelisiniz. Hem eksik olduğunuz tarafları güçlü kılmak, hem de süreci kolaylaştırmak amacıyla yardım istemeyi ve dış kaynaklardan faydalanmayı bilmelisiniz.

Mükemmeli Hedeflemek!

“Olmuyor işte, asla onun gibi yapamayacağım, öğrendim ama istediğim gibi değil…” İşte bu cümleler de yapılan klişe hataları yansıtır nitelikte. Çünkü bu tarz cümleler kuran kişilerin çoğu mükemmeli hedefleyen ve ona ulaşamadığı zaman kendini başarısız hisseden kişilerdir. Bu durumu, dil öğrenmeye çalışan ama o dili asla yerliler gibi konuşamayacağına inandığı için hedefinden vazgeçen birinin yaşadığı durum olarak da düşünebilirsiniz. Kısa süre içinde mükemmele ulaşmak isteyen insanların çoğu bu hataya düşer. Aslında bu durum için hataların kişiyi başarıya götüreceğine inanmaması da diyebiliriz. Sonuçta; hangi bebek düşüp kalkmadan yürümeyi öğrenmiş ki? Hangi dil bilimci hata yapmadan bulunduğu noktaya varabilmiş ki? Hangi terzi eline bir kez bile iğne batırmadan ustalığa ulaşabilmiş ki? Ne demek istediğimiz anladınız, değil mi? Eğer öğrenme sürecinde hata yapmak istemiyorsanız; mükemmeliyetçi yaklaşımınızdan vazgeçmeli ve kusurlarınızın sizi istediğiniz noktaya götüreceğini anlamalısınız.

Aceleci Davranmak!

Aceleci davranmak da bu konuda en sık yapılan hatalar arasında. Çoğu insan öğrenme sürecine plansızca başladığı için bu hataya düşüyor. Çünkü neyi ne kadar süre içinde öğrenebileceğini hesap etmiyor. Ya da yeteneklerini gözünde çok fazla büyüterek “nasıl olsa hallederim” diye düşündüğü için olumsuz sonuçla karşılaşıyor. Sonuçta; bir şey öğrenmeye başlamadan önce onun için ne kadar zaman harcayabileceğinizi aşağı yukarı hesap etmelisiniz. Nitekim bunun için başkalarının deneyimlerine bakmanız ve yeteneklerinizin farkında olmanız kafi gelecektir. Piyano çalmayı öğrenmek mi istiyorsunuz? O halde, bu yeteneği kazanmak için ne kadar emeğinizi ve ne kadar vaktinizi harcamanız gerektiğini de bilmelisiniz. Uzun lafın kısası; aceleci davranmak size bu konuda zarardan başka bir şey getirmeyecektir. Neticede; işin sonunda ne kazanacağınızı düşünerek sabırlı olmayı bilmeli ve öğrenme sürecinin keyfini çıkarmalısınız.

Pes Etmek!

Bazılarının öğrenme sürecine karşı sanki imkansız bir şeymiş gibi yaklaşması aslında içten içe pes edeceğini bilmesinden kaynaklanmaktadır. Zira büyük ihtimalle bunu daha önce de defalarca denemiş ama “olmuyor işte yapamıyorum” diyerek bir kenara çekilmiştir. Kısacık bir uğraş verdikten sonra havlu atmayı alışkanlık haline getiren bu kişiler için diğer pek çok konu gibi öğrenmek de aşırı zor gelmektedir. Çünkü onlar emek verme zahmetine girmeden bir şeyleri elde etmeye çalışıp, hayatları boyunca hata yaparlar. İşte siz bu hataları yapmamalısınız.

Kendinizi başarılı biri olarak görmek ve aynı şekilde göstermek istiyorsanız; pes etmeyi hiçbir zaman kabullenmemeli, ne olursa olsun çıktığınız yoldan geri dönmemelisiniz. Çıktığınız yol başkaları tarafından belki çok daha kısa sürede tamamlanmıştır. Belki bir kez bile sendelememişler, bir kez bile düşüp kalkmamışlardır. Ama tüm bunlar sizin hedefe ulaşamayacağını anlamına gelmemektedir. İşte bu gerçeği aklınızdan çıkarmayarak yola devam etmeli ve yenilgiyi kabul eden kişi olmamalısınız.