
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Türkiye’nin uluslararası piyasalarda iyileşen algıdan tam anlamıyla yararlanabilmesi için temkinli makroekonomik politikalara ve yapısal reformlara ihtiyaç duyduğunu açıkladı.
OECD’nin yayımladığı “Türkiye Ekonomik İnceleme Raporu”na göre Türkiye, 2013-2023 döneminde ortalama yüzde 4,9 büyüyerek OECD ülkeleri arasında öne çıktı. Yaşam standartları artarken, yoksulluk oranı yarıya indi.
Mayıs 2023 sonrası uygulanan sıkı para ve maliye politikalarının finansal istikrarı güçlendirdiği belirtilen raporda, bu politikaların iç talebi baskılayarak büyümeyi yavaşlatacağı öngörülüyor. Türkiye ekonomisinin 2025’te yüzde 3,1, 2026’da ise yüzde 3,9 büyümesi bekleniyor. Enflasyonun ise 2026’da yüzde 17,3’e düşeceği tahmin ediliyor.
Kamu maliyesinde disiplinin sürdürülmesi gerektiğini belirten OECD, bütçe açığının 2026 itibarıyla yüzde 2,6’ya inmesini öngörüyor. Raporda ayrıca, vergi tabanının genişletilmesi, harcamaların verimli hale getirilmesi ve kadın istihdamının artırılması gerektiği vurgulandı.
Yeşil dönüşüm konusunda ise Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda daha kararlı adımlar atması gerektiğine işaret edildi. Enerji sektöründe kömürden uzaklaşılması ve emisyonların fiyatlandırılması önerildi.
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, Türkiye’nin verimlilik artışını “umut verici” olarak değerlendirerek, sürdürülebilir büyüme için reformların önemine dikkat çekti.