Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı’nın (KKM) bir yıllık sürecini değerlendirdi. KKM uygulamasının küresel ve bölgesel zorlukların önemli ölçüde arttığı dönemde finansal istikrarın güçlendirilmesine katkıda bulunduğunu belirtti.
KKM’nin döviz talebinin sınırlandırılmasına ve Türk lirası mevduatın vadesinin uzamasına da katkı sağladığını bildiren Nebati, uygulamanın piyasaya etkilerini yorumladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Aralık 2021’de KKM uygulamasını açıklamıştı. Uygulama bir yılını geride bıraktı. Nebati, KKM uygulamasında gelecek yıla ilişkin hedeflerini ve öngörülerini sundu.
KKM, Türk Lirasının Mevduat Vadesinin Uzamasına Katkı Sağladı
Küresel ve bölgesel zorlukların önemli ölçüde arttığına işaret eden Nebati, 2022 yılında KKM uygulaması ile finansal istikrarın güçlendiğini ve döviz talebinin sınırlandırıldığını savundu.
Türk lirası mevduatının vadesinin uzamasına da önemli katkılar sağladığını belirterek, uygulamanın makroekonomik dengelere de olumlu katkı yaptığını kaydetti. KKM’nin ekonomik aktivitenin sağlam temeller üzerinde büyümesinde önemli rol oynadığını belirtti.
Rusya-Ukrayna Savaşı’na ve Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımlarına rağmen KKM’nin de katkısıyla döviz talebinin önüne geçildiğini bildirdi. Böylelikle döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payının 21 puan azaldığının bilgisini aktardı.
Enflasyonla Mücadelede İnsan Odaklı Yaklaşım
KKM’nin Hazine ve Merkez Bankası’na maliyeti konusunda gelen eleştirilerin olduğu AA muhabirleri tarafından hatırlatıldı. Bakan Nebati, gelen soruya şu şekilde yanıt verdi;
“KKM’yi tasarladığımız ve devreye aldığımız dönemdeki ekonomik konjonktürü tekrar hatırlamak yerinde olacaktır. …Tüm dünya yükselen enflasyon, faiz ve kur kısır döngüsü neticesinde hızla resesyona doğru sürüklenirken bu uygulamanın da katkısıyla ekonomik açmazın ötesine geçerek enflasyonla mücadelemizi istihdamı artırarak insan odaklı bir yaklaşımla sürdürüyoruz.”
Nebati, 2022’de 91,6 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdiğini ve KKM’nin maliyetinin şeffaflıkla paylaşmaya devam edildiğini vurguladı. KKM’nin sınırlı maliyetine kıyasla öngörülebilirliğin artmasına ve enflasyonda düşüş eğiliminin hızlanmasına destek olduğunu ekledi.
KKM’nin maliyetinin ilerleyen dönemde sınırlı kalacağının öngörüldüğünü iletti.
Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde enflasyonla mücadelenin, üretim kapasitesinin azalması ve istihdam kayıplarının artması gibi risklerle ekonomide tehdit oluşturmasına fırsat verilmediğine işaret etti.
Faiz Artışları Devam Etseydi İstihdam Daralacaktı
Kalıcı fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik politikaların tercih edildiğine değinen Nebati, faiz artışları olsaydı yatırımların erteleneceğine, istihdamın daralacağına, üretim azalacağına ve Türkiye’nin potansiyelini sınırlanacağını öne sürdü.
Son dönemde model kapsamında uygulanan politikaların olumlu sonuçlarının alınmaya başladığını söyleyen Nebati, Kasım ayında enflasyonun düşüş eğilimine girdiğine dikkat çekti.
Enflasyondaki düşüşte, uluslararası emtia fiyatlarındaki gerileme ve küresel koşullardaki sınırlı iyileşmenin de etkili olduğunu vurguladı. Buna ek olarak enflasyondaki düşüşte uygulanan politikaların etkisine de işaret etti.
Türkiye’nin Dünya Ticaret Hacmi İçindeki Payının Yüzde 1’i Aştı
Modelin olumlu etkilerinin sadece enflasyondaki düşüş trendinin başlamasında değil, büyüme verilerinde de görüldüğünü ifade etti. Makine ve teçhizat yatırımlarında son 12 çeyrektir kesintisiz büyümenin olduğunun altını çizdi.
Toplam 31 milyonu aşan istihdam rakamın tarihi yüksek seviyelerde olduğunu anımsatan Nebati, ihracatın her ay yeni bir rekor kırdığını ve Türkiye’nin dünya ticaret hacmi içindeki payının yüzde 1’i aştığını paylaştı.
Sanayi ve turizm gibi döviz getirici üretken sektörlerin Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar güçlendiğine dikkat çekti. Türkiye’nin turizm sektörünün dünya turizminden aldığı payın tarihi yüksek seviyelerde seyrettiğini belirtti.
Türkiye’de Enflasyonun Temel Belirleyicisi Döviz Kuru
Küresel tedarik zincirindeki aksaklıkların, emtia fiyatlarında görülen yüksek artışların ve Rusya-Ukrayna Savaşı tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkilediğini hatırlattı.
Türkiye Ekonomi Modeli’nin odağında yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın yer aldığını vurguladı. Nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin devam etmesiyle cari açık ve enflasyon sorununun kalıcı olarak çözüme ulaşacağını öne sürdü.
Türkiye’de enflasyonun temel belirleyicilerinden birinin döviz kuru olduğunu belirten Nebati, geçen sene döviz kurunda piyasa gerçekleriyle uyuşmayan artışların görüldüğünü anımsattı.
KKM öncesinde Türkiye ekonomisinde felaket senaryolar yazıldığını, KKM’nin de katkısıyla istikrarın sağlandığını öne sürdü. Kurlardaki seyrin istikrar kazanmasıyla enflasyonun daha da hızlanmasının önüne geçildiğini ve düşüş trendine girildiğini aktardı.
Küresel Tahvil Piyasalarında Yılbaşından Beri 85 Milyar Dolarlık Çıkış
Dış borçlanmada 2022 yılının uluslararası finansal piyasalar için oldukça zorlu bir yıl olduğunu vurgulayan Nebati, küresel tahvil piyasalarında yılbaşından bu yana yaklaşık 85 milyar dolarlık çıkış yaşandığını ekledi.
Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası sermaye piyasalarındaki ihraç tutarının da yarı yarıya azaldığını bildirerek, bakanlığın 11 milyar dolarlık dış borçlanma işlemi gerçekleştirerek dış finansmana erişim kabiliyetindeki güce işaret etti.
İleriki süreçte yabancı yatırımcıların Türkiye’nin dış borçlanma işlemlerine olan yoğun ilgisinin artacağını öngördü. Dış borçlanma tarafında yatırımcı tabanının genişletilerek piyasa ve ürün çeşitlendirmesine özel önem verildiğini söyledi.
Uluslararası yatırımcıların, Türkiye’nin sunduğu imkanların ve potansiyelinin fazlasıyla farkında olduğunu aktardı. Nebati, ileriki dönemde de Türkiye’nin ihraç ettiği yeni enstrümanlara güçlü taleplerin olacağını öngördü.
KAYNAK:AA