Her ne kadar hayatımızdan hoşnut olsak da hepimiz zaman zaman mutsuzluğun pençesine düşeriz. Bazen yaşadığımız olaylar, bazen etrafımızdaki kişiler, bazen de ortada hiçbir neden yokken mutluluktan uzaklaşır, negatif düşüncelerin bizi ele geçirmesine izin veririz. Çünkü mutsuzluğu kabullenmek, mutluluğa karşı savaş açmaktan çok daha kolaydır. Ve ne yazık ki çoğunlukla yaptığımız gibi, bu noktada da kolay olanı seçeriz. Adeta kırmızı halılar sererek mutsuzluğa karşı kapılarımızı açar, pes etmenin o öldürücü cazibesine doğru istemli veya istemsizce çekiliriz.
Evet, o malum zor dönemler hepimizin hayatında büyük bir yer kaplar. İş hayatındaki sıkıntılardan, özel yaşamdaki problemlerden, maddi zorluklardan ya da daha farklı nedenlerden dolayı hepimiz bir şekilde mutsuzluğu deneyimleriz. Ama elbette ki burada bir sorun yok! Zira mutsuzluk en az mutluluk kadar insani! Yani mutsuzluk karşısında şaşırıp kalmamalı, böyle hissettiğimiz için kendimizi garipsememeli, kısacası herkesin benzer durumlar yaşadığı gerçeğini görebilmeliyiz. Öncelikli olarak yapmamız gereken şey bu! Sonrasında ise yapmamız gereken; mutsuzlukla savaşmayı öğrenmek olmalı. Çünkü içimizi kaplayan bu kara duygunun ne kadar süre orada kalacağı tamamen bize bağlı!
Neden mi böyle söylüyorum? Çünkü bazıları çoğu zaman geçici olan bu durumu yaptıklarıyla kolay atlatabilirken bazıları mutsuzluğu hiç bitmeyecekmişçesine uzun soluklu yaşamaktadır. Ona karşı gardını almak yerine teslim olmayı seçmiştir çünkü! Diğer bir deyişle; havlu atarak kaderini düşmanının insafına bırakmıştır. İşte biz mutsuzluk karşısında böyle davranmamalıyız. Eğer gerçekten o durumdan kurtulmak ve kısacık olan ömrümüzü hakkını vererek yaşamak istiyorsak, mutsuzluk yerine mutluluğu tercih etmeyi bilmeliyiz. Ve şu anda bazılarınızın “sanki öyle deyince oluyor, sanki biz mutsuz olmaya bayılıyoruz” benzeri düşünceler içerisinde olduğunu bildiğimi de eklemeliyim. Ama böyle düşünenlere de şunları söylüyorum: Evet, hayat bazen sizi çok yorabilir. Evet, her şeyin üst üste geldiği zamanlar yaşayabilirsiniz. Evet, içinizde zerre kadar mücadele etme isteği olmayabilir. Ama bütün bunlara karşı koyabilecek güce sahip olduğunuza inanmalısınız. Çünkü ancak bu şekilde, her durumda gülümsemeyi başaran güçlü ve mutlu kişilerden biri olabilir, çok daha başarılı bir hayata imzanızı atabilirsiniz.
İşte mutsuzluğa karşı savaş açmak için ihtiyacınız olan 10 silah:
Biraz Tebessüm!
Mutsuzluğa karşı kuşanabileceğiniz en güçlü silahlardan biri tebessüm etmektir. Modunuzu anında değiştirecek bu gizli silah ile kendinizi daha iyi hissedebilir, gülümsemenin hissettikleriniz üzerinde ne kadar etkili olduğunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Dediğime inanmıyor musunuz? O zaman hemen şimdi bunu deneyimleyin. Zorla da olsa gülümseyin ve artık söndüğünü düşündüğünüz ateşin nasıl mucizevi bir şekilde alevlendiğine şahit olun. (Dipnot: Gülümsemenin gücünü hissedene kadar tebessüm etmeye devam etmelisiniz.)
Baharatlı Yiyecekler!
Baharatlı yiyecekleri sever misiniz? O zaman damak zevkinizi, mutsuzluğa karşı savaş açmak için kullanın. “Ne, nasıl, neden?” Evet, şu anda baharatlı yiyeceklerle mutluluk arasında nasıl bir ilişki olduğunu anlamaya çalışıyor olabilirsiniz. Nitekim bu gayet doğal! Çünkü pek çok kişi baharatların tıpkı çikolata gibi kişiyi mutlu ettiğini bilmemektedir. Ama artık öğrendiniz. Yani baharatlı yiyecekler kendinizi daha iyi, daha mutlu hissetmenizi sağlıyor.
Özellikle de kırmızı biber gibi baharatlar endorfin hormonunu harekete geçiriyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü acı biber yediğinizde içerisindeki kapsaisin isimli madde ağzınızda yanma hissi oluşturuyor. Bu da ağrı alıcılarınızı harekete geçirerek beynin bir nevi savunma tepkisi vermesine, yani endorfin salgılamasına neden oluyor. Demem o ki; artık işin bilimsel boyutunu da hallettiğimize göre bundan sonra mutsuzluğa karşı gönül rahatlığıyla bol bol acı tüketebilirsiniz.
Endorfin ve Serotonin Hormonlarını Harekete Geçiren Çikolata!
Doğal bir ağrı kesici olan çikolatanın bir mutluluk kaynağı olduğunu hepimiz biliyoruz, değil mi? Elbette, biliyoruz. Ama dilerseniz; herkesin bayılarak tükettiği bu harika yiyeceğin kişiyi nasıl mutlu ettiğini bilimsel açıdan da öğrenelim. İçerisinde bulunan tryptofan ve phenylethylamine adlı uyarıcı maddeler sayesinde kişiyi mutlu eden çikolata hem çok lezzetli hem de çok güçlü bir mutluluk silahı!
Kısacası çikolata içerisindeki maddelerle beyni uyarıyor ve beyin de tepki olarak endorfin, serotonin gibi hormonların daha fazla salgılanmasını sağlıyor. Bu durum da kişinin geçici süreliğine de olsa kendisini daha mutlu hissetmesine yardımcı oluyor. Ama tabii çikolata mutlu ediyor diye öyle önünüze gelen her çikolatayı da yememenizi öneririm. Diğer bir deyişle; çikolata konusunda seçici davranmalı ve en az % 60-70 kakao içerenleri tercih etmelisiniz.
Notaların Gücünden Faydalanmak!
Mutsuzluğa karşı savaş açmak için kullanabileceğiniz silahlardan bir diğeri de müzik! Evet, notaların o eşsiz gücünden faydalanarak da kendinizi daha iyi hissetmeniz mümkün. Tabii, burada sizi hüzünlendiren şarkıları değil de keyif verenleri tercih etmelisiniz. Yani amacınız damara bağlayıp kendinizi intiharın eşiğine falan sürüklemek değilse, üzerinizde olumlu etkiler yaratan, eğlenceli denilebilecek şarkılarla mutsuzluğa karşı savaşmalısınız. Emin olun ki bu yöntem mutluluğunuz üzerinde gözle görülür fark yaratacaktır.
Bitkilerin Enerjisinden Yararlanmak!
Evet, mutsuzluğa karşı savaşmak için bitkilerin enerjisinden faydalanmanızı söylüyorum. Yüzyıllardır kullanılan bu doğal yöntemle modunuzu yükseltip kendinizi daha mutlu hissedebileceğinizden bahsediyorum. Daha açık olmak gerekirse, mutlu olmak için uçucu yağlardan faydalanmalısınız. Çünkü bitkilerin enerjisini içeren bu yağ özleri, doğru şekilde kullanıldığı zaman kişinin modunda gözle görülür derecede fark yaratıyor. Çuha, portakal, gül, karanfil, zencefil, ylang-ylang, lavanta, ginseng ve dahası… Hepsinin ayrı bir etkisi olan bu yağlardan hangisinin size uygun olduğunu bulun ve dilediğiniz yöntemle (masaj, ovma, banyo, aroma lamba, inhalasyon) bitkilerin gücünden faydalanın.
Müteşekkir Olmak!
Hissettiğiniz mutsuzluktan en kısa sürede kurtulmak mı istiyorsunuz? O zaman şükretmeyi öğrenmelisiniz. Kendinizi daha iyi hissetmek için sahip olduklarınızın farkına varmalı ve onlar için minnet duymalısınız. Ama öyle sözde şükretmekten bahsetmediğimi de bilmelisiniz. Bunu her gün hissederek yapmalı, şükretmeyi bilen insanların yaşadığı o mükemmel iç huzurunun size ne kadar iyi geleceğini görmelisiniz.
Sevdiğiniz Kişilerle Birlikte Olmak!
Arkadaşınız, eşiniz, sevgiliniz, çocuğunuz, kardeşiniz, kediniz, köpeğiniz… Kısacası sevdikleriniz! Mutsuzlukla başa çıkmak için yapmanız gereken bir diğer şey de sevdiklerinizle zaman geçirmektir. Anlayacağınız; içinizi kaplayan hüzne yenilmemek için birilerinin elini tutmalı, birilerinin omzuna yaslanmalı, birilerinin saçlarınızı okşamasına izin vermelisiniz. Ne hissettiğinizi onlarla paylaşmalı, böyle zamanlarda insana gelen en iyi şeyin “kıymetlileriyle” vakit geçirmesi olduğunu bilmelisiniz. Yani olumsuz düşüncelerle başa çıkamıyor musunuz? Yaşadıklarınızın üstesinden tek başınıza gelemiyor musunuz? O zaman hiç durmayın ve sevdiklerinizin yanına koşun derim.
Kaslarınızı Doğal Olarak da Mutluluğunuzu Harekete Geçirmek!
Mutsuzken hiçbir şey yapmak istemezsiniz, değil mi? Elinizde olsa bütün gün uyuyabileceğinizi düşünür, yapmak zorunda olduklarınızı büyük bir isteksizlikle yaparsınız. Ama ben size diyorum ki, eğer mutsuzlukla savaşmak istiyorsanız o zaman şöyle bir silkelenmeli, hem bedeninizi hem de ruhunuzu harekete geçirmelisiniz. Evet evet! Önerebileceğim bir diğer mutsuzluk kovucu da egzersiz!
Çünkü böylelikle halk dilinde mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin daha çok salgılanmasını sağlayacak, kendinizi anında daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Spor yaptığınız günden itibaren modunuzda yaşanacak değişikliği hissedecek, bu öneriyi düzenli olarak uyguladığınızda ise hareketin size ne kadar iyi geldiğini çok daha net anlayacaksınız. Çünkü düzenli spor yaptığınızda daha rahat uyumaya başlayacak, iştahınız azalacak, kendinizi daha mutlu ve enerjik hissedeceksiniz.
20 Dakika da Olsa Her Gün Mutlaka Dışarıda Bulunmak!
Evet, her gün ama her gün en az 20 dakikanızı açık havada geçirmelisiniz. Kendinizi çok kötü hissetseniz de, perdeleri kapatıp bütün gün uyumak yapabileceğiniz en iyi şeymiş gibi görünse de kendinizi zorlamalı ve dışarı çıkıp güneşi selamlamalısınız. Temiz havayı içinize çekmeli (gerçi yaşadığınız yerde havanın ne kadar temiz olduğu tartışılır ama en azından açık hava, açık havadır) güneş ışınlarının (D vitamini) sizi mutlu etmesine izin vermelisiniz. Nihai olarak; bu basit öneriyi her gün uygular, en az 20 dakika açık havada vakit geçirirseniz, emin olun ki dışarıda zaman geçirmenin faydasını fazlasıyla göreceksiniz.
Mutsuzluğa Karşı Kuşanabileceğiniz En Güçlü Silah: Kahkaha Atmak!
Belki günlerdir, belki de haftalardır şöyle katıla katıla gülmüyorsunuz. Hatta belki de en son ne zaman kahkahalarla güldüğünüzü unuttunuz. Ancak isterseniz kolaylıkla sizin olabilecek bu silahı tekrar aktif hale getirmelisiniz. En azından bunun için uğraşmalısınız. Çünkü modunuzu anında değiştirecek bu öneri, mutsuzluğu yenmenizde fazlasıyla işinize yarayacaktır.
Kısacası; içinizden gelmiyorsa bile denemeli, her şeyde olduğu gibi mutlulukta da emek harcanması gerektiğini kabullenmelisiniz. Örneğin; daha önce gülme krizlerine girmenize neden olmuş komedi filmlerini izleyebilir ya da Youtube’da bol bol bulabileceğiniz saçma ama komik videolarla kahkaha atabilirsiniz. Neticede; dönemsel mutsuzluklar yaşayabileceğinizi ama isterseniz böyle durumlardan başarılı bir şekilde kurtulabileceğinizi bilmelisiniz.