Zoraki yapılan işler, hiç gülmeyen suratlar, kafasını işten kaldırmadığı halde verimi gittikçe düşen çalışanlar… Acaba siz de son zamanlarda şirketin verimliliğinde gözle görülür bir düşüş olduğunu düşünen yöneticilerden biri olabilir misiniz? Hem çalışanlarınızın hem iş ortaklarınızın hem de müşterilerinizin keyifsiz olduğunu görüyor ve bu durumun nedenini anlamaya mı çalışıyorsunuz? Peki, sorunun yönetici ya da patron olarak sizde olabileceği hiç aklınıza geldi mi? Yani diyorum ki, her gün karşılaştığınız o üzücü tablonun en büyük nedeni belki de sizsiniz. Belki de uzun zamandır çalışanlarınızla ilgilenmiyor, onları motive edecek bir şeyler yapmıyorsunuzdur. İşte bu yüzden de çalışanlarınızın mutsuzluğuna neden oluyor, doğal olarak da şirketinizin başarısızlığında en büyük rolü siz alıyorsunuzdur.
Evet, sevgili yöneticiler! Bugün sizlerle “mutlu çalışan” kavramı üzerine konuşacağız. Şirketinizin başarısındaki en büyük faktörlerden biri olan çalışanlarınızın motivasyonunu yükseltmek için neler yapmanız gerekiyor, bir bir bunları inceleyeceğiz. Sonuçta siz de çalışanlarınızın mutsuzluğu durumunda karşılaşabileceğiniz olumsuz sonuçlardan kaçınmak istiyorsanız, bu yazıyı kesinlikle okumalısınız derim. Çünkü çalışanlarınızı tanımaz, onlar için uğraşmaz ve onlara değerli olduklarını hissettirmezseniz, mutlu çalışanı olan yöneticilerden biri olmanın verdiği gururu hiçbir zaman yaşayamazsınız. Ama siz bu riski göze almayacak ve çalışanlarınızın motivasyonunu yükseltmek için elinizden gelen her şeyi yapacaksınız diye düşünerek, hemen kulak vermeniz gereken önerileri aktarmaya başlıyorum.
İşte mutlu çalışan isteyen yöneticiler için dikkate alınması gereken öneriler:
Öncelikle Kendi Mutluluğunuza Odaklanın!
Diğer bir deyişle; işe kendinizden başlayın. Çünkü halletmeniz gereken motivasyon sorunlarınız varsa, çalışanlarınıza bu konuda yardımcı olamamanız kuvvetle muhtemeldir. Yani motivasyonunuzun yeteri kadar yüksek olup olmadığına karar vermelisiniz. Çalışanlarınızın mutlulukları üzerine yoğunlaşmadan daha önce, kendi mutluluğunuza yoğunlaşmalısınız. Bu sorununuzu hallettikten sonra ise, başarılı bir lider gibi çalışanlarınıza ilham vermeyi öğrenmeli, davranışlarınızla onların karşısında rol model olmalısınız. Sonuçta sabah işe asık bir suratla gidiyor, gözünüz sürekli saate takılıyor, mola vermeyi iple çekiyorsanız, çalışanlarınızın mutsuz olması çok normaldir. İşte bunun farkına varmalı ve ilk olarak kendi motive sorununuzu çözmelisiniz.
Onlara Değerli Olduklarını Hissettirin!
Evet, mutlu çalışanlarınız olsun istiyorsanız, yapmanız gereken bir diğer şey de onlara değerli olduklarını hissettirmektir. Bunun için de çalışanlarınızı dinlemeli, onların ihtiyaçlarını anlamaya çalışmalı ve her birine gereken özeni göstermelisiniz. Tamam, bir yönetici olarak çalışanlarınızla aranızdaki mesafeyi elbette korumalısınız. Ancak bunun açık ve samimi olmamak anlamına gelmediğini unutmamalısınız. Zira kendisini değersiz hisseden bir çalışanın mutlu olmasını bekleyemezsiniz. Düşünsenize; yöneticinizin gözünde zerre kadar değer taşımadığınızı düşünüyorsunuz. Bu durumda kendinizi işinize ne kadar verebilirsiniz ki ama değil mi?
Esnek Olmanın Önemini Anlayın!
Evet, şirketinizin başarısı üzerinde kritik önem taşıyan mutlu çalışan faktörü için yapmanız gereken bir diğer şey de katı kurallardan kaçınmak olmalıdır. Yani çalışanlarınızın üretkenliğini arttırmak için onların üzerinde gereksiz baskı yaratmaktan kaçınmalı, onları iş yapmaya mecbur bırakacak değil iş yapmak için motive edecek ögelerle teşvik etmelisiniz. Mesela; bu konu için çalışanlarınızla toplantı yapabilir, onların verimliliğini arttırmak için yapılabilecek neler olduğu konusunda birlikte çözüm bulmayı deneyebilirsiniz.
Atıyorum, sabah 8’de iş başı yapmak yerine bunu 9’a çekebilirsiniz. Ya da mola saatlerinizi arttırarak çalışanlarınızın motivasyonunu sağlayabilirsiniz. Her cumartesi mesai yapmak yerine, arada tatil yapabilir, çalışanlarınızın pazartesi gününe bomba gibi başlamasına yardımcı olabilirsiniz. Ben burada sadece saatlerden örnek veriyorum ama çalışma şeklinizi ne yönde esnek hale getireceğiniz sizin yaratıcılığınıza bağlı! Sonuçta anlamanız gereken en önemli nokta; çalışanlarınızın kendilerini askeri eğitimde gibi hissetmelerine neden olacak şekilde davranmamanızdır.
Çalışma Ortamınızı Uygun Hale Getirin!
Sıkıcı, koyu renklerin hakim olduğu, derin bir sessizliğin hüküm sürdüğü iş yerlerini düşünmenizi istiyorum. Böyle yerlerde insan ne kadar üretken olabilir, işini ne kadar eğlenceli hale getirebilir ki? Efendim? Yoksa sizin çalışanlarınıza sunduğunuz iş yeri de mi bu şekilde? Çalışma ortamınızda bir çıt sesi bile çıkmıyor mu? O zaman çalışanlarınızın ekranlara, dosyalara boş gözlerle bakıyor olmalarına da şaşırmamalısınız. Zira insanın bulunduğu ortam, üretkenliğinde ve yaratıcılığında inanılmaz derecede etkiye sahip. Siz de çalışanlarınızın mutluluğu üzerinde fark yaratmak istiyorsanız, iş yerinizde bir takım değişiklikler yapmaya başlamalısınız.
Bunun için de renkler ofisteki verimi nasıl etkiliyor, önce bunu öğrenmeli sonra da çalışma ortamınızı uygun tonlar kullanarak yeniden dekore etmelisiniz. Sonuçta çalışma ortamınızı düzenlemek ve renk katmak için kullanabileceğiniz sayısız farklı yöntem var. Eğlenceli masa süsleri, yaratıcılığı güçlendirecek zeka oyunları, mizah dergileri, stres üzerinde olumlu etkileri olan güzel süs bitkileri ve daha pek çok farklı şeyle çalışma ortamınızı personel için eğlenceli hale getirebilirsiniz. Sonuçta; iş yeriniz çalışanlarınızın gözünde ne kadar canlı, ne kadar eğlenceli olursa, mesai saatleri de aynı derecede eğlenceli olacak ve bulunulan ortamın güzel enerjisi çalışandan çalışana doğru hızlı bir şekilde yayılacaktır.
Maaş Konusunda Adil Davranın!
Evet, çalışanların mutluluğu konusunda bir şeyler yapmak istiyorsanız, maaş konusunda adil davranmanız gerektiğini de bilmelisiniz. Yani personeliniz arasında kimsenin “hak ettiğimden çok daha azını kazanıyorum” diye düşünmediğinden emin olmalısınız. Bunun için de her zaman piyasadan haberdar olmalı ve hak edene hakkını vermek için çaba göstermelisiniz. Diyelim ki, şirketinizde aynı işi yapan kişiler arasında ücretlendirme farkı yapıyorsunuz. Birine 3 lira verirken diğerine 5 lira veriyorsunuz. Ya bu durumu ortadan kaldırmalı ya da herkesin görebileceği bir performans takip panosu hazırlayarak, birinin 3 ötekininse 5 lira almasının nedenini görmelerini sağlamalısınız. Bu şekilde hem adaletli olduğunuzu çalışanlarına kanıtlamış olacak hem de zam almak isteyenleri performanslarını arttırma hususunda motive etmiş olacaksınız. Kısacası; bir taşla iki kuş vurarak, mutlu çalışan hayalinize bir adım daha yaklaşacaksınız.
Takdir Edin!
Yöneticilerin çoğu bu noktada hata yaparlar. Yani çalışanlarını takdir etmek yerine başarıları karşısında tepkisiz kalmayı tercih ederler. Oysaki her çalışan için takdir edilmek daha çok çalışmak için motive olmak anlamına gelmektedir. Hataya düşen yöneticilerse, takdir gören çalışanların şımararak artık eskisi gibi çalışmayacaklarını düşünürler. İşte siz bu hataya düşmemeli ve çalışanlarınızı takdir etmeyi bilmelisiniz. Çünkü doğru kişiden doğru zamanda teşekkür almak, bir çalışan için zamdan, herhangi bir ödül ya da belgeden çok daha fazla önem taşıyabilir. Düşünsenize; uzun zamandır aynı iş yerinde çalışıyorsunuz ve size göre diğerlerinden çok daha fazla başarı gösteriyorsunuz.
Böyle bir durumda, küçük bir teşekkürü hak ettiğinizi düşünmez misiniz? Yöneticinizden iki çift övgü dolu laf duymak istemez misiniz? Elbette, istersiniz. Herkes ister. Ama işte bunu göremediğiniz zaman da doğal olarak “nasıl olsa çabalarımı gören yok” diye düşünerek isteksizce çalışmaya başlarsınız. Ne demek istediğimi anladınız değil mi? Belki de sevgili yöneticiler; çalışanlarınızı takdir etmeyi bilmediğiniz için mutlu çalışanın ne demek olduğu bilmiyorsunuzdur. Belki de hemen şimdi takdiri hak eden çalışanlarınızla konuşmalı, yaptığınız hatayı telafi etmek için çaba harcamalısınız. Evet, bu dediğimi ertelemeyerek hemen şimdi yapmalısınız.
Rekabet Ortamı Yaratın!
Çalışanlarınızın mutluluğunda ve başarısında gözle görülür fark yaramak için yapmanız gereken bir diğer şey de rekabet ortamı yaratmak! Ama bunu yaparken gerçekten dikkatli olmanız gerekiyor. Çünkü rekabet işini abartır ve çalışanlarınızı gereksiz bir baskı altına sokarsanız, mutluluğu hedeflerken mutsuz çalışan sonucuyla karşılaşırsınız. İşte bu yüzden olumlu bir rekabet ortamı yaratmalısınız. Mesela; günlük ya da haftalık yarışmalar düzenleyebilir, kazananları küçük hediyelerle ödüllendirmeyi deneyebilirsiniz. Olumlu rekabet ortamı yaratmayı başardığınızda, herkes işine daha çok sarılacak ve başarılı olmak için daha çok çalışacaktır.
Farklı Aktivitelerle İşinizi Renklendirin!
İş dışında da bir şeyler yapıyor musunuz? Takım arkadaşlarınızla birlikte diyorum, mesai saatleriniz dışında da vakit geçiriyor musunuz? Eğer cevabınız hayırsa, bu öneriyi kesinlikle dikkate almalısınız. Yani farklı aktivitelerle işinizi renklendirmeli, çalışanlarınız arasında daha sıkı bir bağ oluşmasını sağlamalısınız. Örneğin; hafta sonları için eğlenceli planlar yapabilir, herkesin fikrini alarak şirket gezileri düzenleyebilirsiniz. Ya da toplantılarınızı şirket dışında yapabilir, fikir alışverişlerinizi keyifli bir sohbet tarzında daha ilgi çekici hale getirebilirsiniz. Sonuçta; çalışanlarınızda “biz” bilinci yaratmak için epey etkili olacak bu aktiviteler sayesinde hem personelin motivasyonunuzu yükseltmiş hem de şirketin genel başarısı için de büyük bir adım atmış olursunuz.
Evet, mutlu çalışan isteyen yöneticiler için dikkat etmesi gereken noktaları da böylece incelemiş olduk. Sonuçta siz de asık suratlı çalışanlar yerine güler yüzlü ve enerji dolu çalışanlar istiyorsanız, yukarıdaki hususlara ne kadar dikkat ettiğinizi düşünmelisiniz. Eğer varsa eksik olduğunuz yönleri kapatmalı, hatalarınızı düzelterek şirketinizin başarı grafiğinde dikkat çekici bir fark yaratmalısınız. Evet, ne diyorsunuz? Çalışanlarınızın yüzünü güldürmek için emek verecek misiniz yoksa sabah 8 akşam 5 mesaisini doldurmaya çalışan kişilerle umutsuzca başarılı olmayı mı bekleyeceksiniz?