Bu hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) konusunda yorumlar gelmeye devam ediyor. 2025 – 2027 yıllarını kapsayan OVP’de enflasyon, işsizlik ve büyüme tahminleri değiştirilirken uzmanlar programa ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulunuyor. Ünlü Vergi Uzmanı Ozan Bingöl’ün vatandaşın gelirden değil vergiden pay alacağı yönündeki yorumunun ardından Mahfi Eğilmez de bugün, kişi başına geliri ele aldı.
kolayca yatırım yapın
Türkiye’nin önde gelen ve takip edilen ekonomistlerinden Mahfi Eğilmez, “kişi başına gelirimiz 20 bin doları geçecek” başlıklı yazısındaki değerlendirmeleriyle OVP’de yer alan tahminin anlamını açıkladı.
Eğilmez, yazısına şu ifadelerle başladı:
2025 – 2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programa (OVP) göre 2027 yılında Türkiye’nin cari fiyatlarla GSYH’si 1.774 milyar dolara, yıl ortası nüfusu 86.856 bine ve cari fiyatlarla kişi başına geliri de 20.420 dolara ulaşacak. Kişi başına gelirimizin 20 bin doların üzerine çıkması demek orta gelir tuzağından çıkmamız anlamına gelecek. Yeni yayınlanan OVP’ye göre böyle bir hayalimiz olduğu anlaşılıyor. Çevremize baktığımızda bu hayalimizi haklı kılacak bir yaşam sürenlerin sayısına göre böyle bir yaşamın yanından bile geçemeyecek olanların kat kat fazla sayıda olduğunu görebiliyoruz.
Bu noktada ünlü isim, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gelir dağılımı araştırmalarından bahsetti. Söz konusu TÜİK araştırmaları nüfusun yüzde otuzunun iyi durumda olduğunu, yüzde yetmişinin ise bu durumdan oldukça uzak yaşadığını ortaya koyuyor.
Ortalama geliri gösteren kişi başına gelirin, aslında anlamlı bir ölçü olmadığını belirten Eğilmez, bu ölçümlerin doğruluğunu sorguladı.
“Bir ülkede bir dönemde gerçekleştirilen fiziksel mal üretimiyle hizmet üretiminin piyasada geçerli fiyatlar cinsinden toplamı bize cari fiyatlarla GSYH’yi (GSYH CF) verir. Bu hesaplama, doğal olarak ülkenin ulusal parasıyla yapılır. Yani Türkiye’de GSYH CF Türk Lirasıyla hesaplanır.” ifadelerini kullanarak bu hesaplarda üzerinde durulması gereken şu iki konuyu açıkladı:
- GSYH’nin dolara çevrilmesinde kullanılan yıllık ortalama dolar kuru piyasada serbestçe oluşuyor mu yoksa müdahale altında mı?
- Nüfus doğru hesaplanıyor mu?
İşte burada Eğilmez, dolar kuruna ve Türkiye’deki sığınmacılar konusunda detaylı açıklamalarda bulundu.
Ülkemizdeki gibi faizi yükseltip kuru sabitlemek mümkün olduğunda GSYH’nin dolar cinsinden çok daha yüksek görünebildiğini dile getiren ekonomist, nüfus konusunda da sığınmacılardan ve sayımdan bahsetti.
Türkiye’de nüfus artış hızının son yıllarda ilginç bir şekilde yavaşladığını vurgulayarak bir yandan dolar kurunun baskılanması bir yandan da yıl ortası nüfusunun düşük gösterilmesi sonucu kişi başına gelirin yüksek gösterildiğini belirtti.
Yavaşlayan nüfus artış hızına ek olarak nüfusa dahil edilmeyen ve ülkemizde nüfusa oranı yüzde 10’a ulaşan sığınmacıların da kişi başına gelir hesaplamasında çok şey değiştirdiğini kaydetti.
“Sonuçta toplam geliri, sayıları toplam nüfusun yüzde onunu bulan sığınmacılarla paylaşmak zorunda olduğumuz için kişi başına gelirimiz gerçekte, göründüğünden daha düşük demektir.” yorumunda bulunarak şöyle devam etti.
“Verilerin iyi derlenemediği ve denetlenemediği, piyasanın tam olarak serbest olmadığı, sığınmacı sayısının toplam nüfusun önemli bir oranına yükseldiği, dolarizasyona açık ama kurun denetim altında tutulmaya çalışıldığı bir ekonomide GSYH hesapları çok daha ciddi sorunlar taşır ve o nedenle illüzyona çok açıktır.”