
Covid-19 salgını nedeniyle şu ana kadar dünya genelinde 353 bine yakın insan hayatını kaybetti. Her ne kadar birçok ülkede yayılmasında düşüş olsa da hala 5 milyon 715 bin aktif vaka bulunuyor.
Hükümetler salgın hastalığın etkisini azaltmak, işletmelerin ve hanehalkının yükünü hafifletmek amacıyla trilyon dolarlık mali teşvikleri devreye soktu. Bazı ülkeler salgının ekonomide yarattığı hasarı düzeltmek için oldukça cömert davranırken, kimisi daha temkinli yaklaşabiliyor.
Örneğin Chatham House Başkanı Jim O’Neill’a göre Çin mali teşvikler konusunda diğer ülkelerden oldukça geri kalmış durumda. Ekonomist İstihbarat Birimi – Economist Intelligence Unit. (EIU) ise söz konusu desteklerin çok büyük kamu borcu olarak geri döneceğini belirtiyor.
EIU analistlerine göre global kamu borcunda bu yıl keskin bir yükseliş görülecek.The #coronavirus outbreak can force many governments to review their fiscal policy. Rather than cutting spending, governments are likely to consider raising fiscal revenues. Read our recent white paper "Sovereign debt crises are coming" to learn more: https://t.co/HNez1QH8Bu pic.twitter.com/hIuxuCjQqI
— The Economist Intelligence Unit (@TheEIU) May 27, 2020
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre 2018 yılında küresel kamu borcu 188 trilyon dolar seviyesindeydi. ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşının etkisiyle geçen yıl artan kamu borcunun, coronavirüs salgınıyla daha da tırmanması bekleniyor.
Ekonomist İstihbarat Birimi raporuna göre hükümetlerin çok yüksek sağlık harcamaları, düşük gelirli ailelere yardım ve işletmelere destek gibi hayata geçirdiği teşvikler nedeniyle borç seviyelerinde kaçınılmaz bir artış olacak.
Raporda gayrisafi yurt içi hasılanın, pandemi öncesindeki seviyeye dönmesinin en az 2022 yılını bulması öngörülüyor.

Salgının üstesinden gelebilmek için sosyal harcamaların arttığı belirtilen raporda şu sözlere yer verildi;
“Çoğu gelişmiş ülkedeki hükümetler, salgın sırasında üretim kapasitesinin yaygın olarak yok edilmesine kamu harcamalarında ve dolayısıyla kamu borç seviyelerindeki artışın tercih edilebilir olduğu sonucuna varmıştır.”
Kurum analistleri hükümetlerin bu borçları azaltmak için tasarruf yapmalarının da şu an için imkansız olduğunun altını çizdi. Harcamaları kısmak yerine ülke gelirinin artırılmaya çalışılması yoluna gidileceği ve bunlar arasında vergilerin artırılması seçeneklerinin de yar alacağına dikkat çekildi.