Küresel Denizcilik Devrimi Öncesinde Piyasa Karmaşa ve Belirsizliğe Hazırlanıyor

Yeni emisyon standartlarının yürürlüğe girmesine 2 haftadan az zaman kalmışken enerji piyasası katılımcıları, bir karmaşa ve belirsizlik dönemine hazırlanıyor. Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization) 1 Ocak 2020’de dünya çapındaki gemiler tarafından üretilen kirliliği azaltmak için yeni emisyon düzenlemeleri getirecek.

Buna göre IMO şu andaki %3.5 seviyesine kıyasla %0.5’ten yüksek kükürt içerikli yakıt kullanan gemileri yasaklayacak.

Büyük petrol şirketleri ve armatörler değişikliklere hazırlanmak için milyarlarca dolar harcarken enerji analistleri, petrol ve denizcilikteki pek çok kişinin hala hazırlıksız göründüğüne dair
endişelerini dile getirdiler. Sonuçta düzenleme ile petrol piyasası tarihindeki en büyük değişiklik geliyordu.

IMO 2020’yi daha önce nakliye gemilerinin fiyatlarını yükseltmeleri için ömürlük bir fırsat olarak değerlendirmişti ki tüm sektör maliyetlerinin artacağını öngörmüştü. “Bu maliyet artışlarını çoktan görmüş olmayı beklerdik ancak nakliye gemileri kesinlikle bu fırsattan yararlanmıyor. Bu çok şaşırtıcı. Bu tam bir karmaşa ve müşteriler tüm bu belirsizlikten muzdarip” dedi.

ClipperData emtia araştırma direktörü olan Matthew Smith ise CNBC’ye yaptığı açıklamada yeni kurallara yaklaşık yüzde 90 ile çok güçlü uyum olacağını dile getirdi.

Ayrıca IMO 2020’nin uygulanmasında önce ham petrolün talepteki çokluğundan bahsederek Kasım ayında Avrupa’ya gönderilen rekor miktardaki ABD petrolüne dikkat çekti. Öte yandan dünya devleri A.P. Moller-Maersk ile MSC’nin her ikisi de IMO düzenlemelerine uymanın onlara en az 2 milyar dolarlık ek maliyete neden olacağını söylemişti.

Daha katı nakliye yakıt standartları yürürlüğe girdiğinde piyasa katılımcılarının tam olarak ne bekleyebileceği sorulduğunda, PVM Oil Associates’in kıdemli analisti Tamas Varga şöyle yanıt verdi: “Karışıklık ve belirsizlik görüyorum. Birçok insan ne olacağını tam olarak bilmiyor. Ve öğrenmek için gelecek yıla kadar beklemek zorundayız.”