Fransa’nın başkenti Paris’te 345 Türk firmasının katıldığı SIAL Gıda ve İçecek Fuarı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, asgari ücret artışına ilişkin açıklamalarda bulundu.
İTO Başkanı, Türkiye’de yüksek enflasyon baskısıyla mücadele etmeye çalışan vatandaşların hayat standardını korumak için ücret artışlarına dikkat çekti.
Asgari ücrete yapılacak artışın enflasyonun geldiği nokta dikkate alınarak yapılması gerektiğini savundu.
Avdagiç, “Alım gücünü telafi edecek bir oranda artmasını hatta birkaç puan da üzerine eklenecek bir refah payını iş dünyası makul karşılar. Kimseyi rahatsız etmez. Bunun altında bir şey beklemek rasyonel de olmaz” dedi.
“SGK Sigorta Priminde Üst Limit Asgari Ücretin 7.5 Katına Çıktı”
İş dünyasının asgari ücrete yapılan zamla ilgili bir sıkıntısının olmadığını ifade eden Avdagiç, zam kararının ardında oluşacak kimi meselelere ilişkin beklentilerin olduğunu açıkladı.
SGK sigorta priminde üst limitin asgari ücretin 7.5 katına çıktığını söyleyerek, asgari ücrette yapılan artışın aynı zamanda işverene tavan ücrette de enflasyonun üzerinde ilave prim maliyeti yarattığına dikkat çekti.
SGK üst limitinin 50 bine yaklaştığının altını çizerek, iş dünyasındaki beklentinin SGK üst limitinin asgari ücret artış oranı üzerinden değil, memur maaşına yapılan zam veya enflasyon oranı üzerinden yapılması olduğunu paylaştı.
Konuya ilişkin önerilerini dile getiren İTO Başkanı’nın açıklaması şöyle:
“SGK sigorta primine esas kazanç üst sınırı memur maaş zammı ya da enflasyon oranında artırılmalı. Gelir vergisi dilimleri asgari ücret artışı nispetinde güncellenmeli. Kıdem tazminatı üst limitinde katlamalı artış olmamalı.”
“Gelir Vergisi Artmadığı için Çalışanın Elinde Bir Şey Kalmıyor”
Avdagiç, iş dünyasındaki bir diğer beklentinin gelir vergisi dilimleri ile ilgili olduğunu söyledi.
Belli bir seviyenin üzerinde gelir elde edenler ile işverenin ödediği brüt ücret arasındaki makas aralığının ciddi boyutlara ulaştığının altını çizerek şöyle konuştu:
“Şu anda belli bir rakamın üzerindeki maaş alanlara bakarsak; çalışanın eline geçen, şirketin ödediğinin yüzde 55’ini ancak buluyor. Vergi dilimleri enflasyon kadar ya da asgari ücret artışı kadar artmadı. Böyle olunca bir elimizle verdiğimizin bir kısmını başka bir elimizle geri aldık. Diyelim ki asgari ücretin 2 katı maaş alan biri var. Normal olarak asgari ücret yüzde 50 artmışsa, net ücretin de yüzde 50 artması lazım. Vergi dilimleri yüzde 50 artmadığı için siz işveren olarak o artışı yapıyorsunuz ama çalışanın eline o artışın yüzde 5-6 altında para geçiyor.”
Avdagiç, bu durumun özellikle alt ve orta gelir grubunda maaş alan kesimi olumsuz yönde etkilediğini savundu.
“Mutlaka bundan sonra vergi dilimleri asgari ücret artışı nispetinde güncellenmeli” diyerek, brüt ücretteki artışın net gelire yansımasının ve piyasaya gerçek katkısının yalnızca bu şekilde gerçekleşebileceğini aktardı.
“Kıdem Tazminatındaki Üst Limitte Katlamalı Artış Olmamalı”
İTO Başkanı, son beklentinin, kıdem tazminatı üst limiti ile ilintili olduğunu ekledi. Burada da artışların enflasyonla paralel olması gerektiğini söyledi.
Kıdem tazminatında üst limit artış oranlarının enflasyon oranıyla bağlantılı olmasını, böylece katlamalı bir artışa gidilmemesini savundu.
Avdagiç, “İş dünyasının yükünü öngörülenin üzerinde etkilememesi için bunu da önemli görüyoruz” dedi.