
İtalya açıkladığı 3 yıllık bütçe planı ile piyasalarda bir kıvılcım göndermiş ve peşi sıra gelen yorumlarla bu ateşi körüklemişti. Avrupa Birliği karşıtlığı ile bilinen isimlerden gelen yorumlar ise krizin daha da büyüyebileceğinin sinyallerini vermişti. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, bu yorumların subjektif olduğunu ve hükümetle alakası olmadığını dile getirmesine rağmen ortalığı çok da sakinleştirememişti.
İtalya ile AB’nin ters düşmesi piyasalarda yeni kriz kaynağı söylentilerinin artmasına neden olurken, bazıları o kadar da önemli görmüyor.Tartışmalar her geçen gün biraz daha alevlenirken, gelen yorumlarla yangının ulaştığı alan da genişliyor. Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding, İtalya’nın bütçe planının şu an için krizi tetikleyecek kadar korkutucu olmadığını ama tepe yönetimindeki dikkatsiz açıklamaların olası bir krize yol açabileceğini söyledi.
Euro Kurunda Görülen Dalgalanmaları Takip Etmek için Tıklayın!
Schmieding, İtalya’nın bütçe planının AB kurallarını çiğneyebileceğine işaret etti ve “İtalya, bütçe planı konusunda Avrupa’ya ne kadar karşı çıkarsa tahvil piyasasındaki gerginlik ve tepki riskleri de o kadar fazla olacaktır. Öte yandan İtalya’nın AB ile çatışması, Euro’dan çıkma korkularını ve düşük ekonomik güveni de beraberinde getirebilir,” ifadelerini kullandı.
Schmieding, İtalya’nın bütçe planının yatırımcıların sabrının sınırlarını zorladığını de vurgulayarak, piyasalara dikkat çekti.Hisse senedi piyasasında çatışmadan kaynaklanacak endişelerin, İtalya’daki tahvil faizlerini artıracağını dile getirdi. Öyle ki 2 ekim tarihinde İtalya 10 yıllık devlet tahvilinin getiri oranı yüzde 3,44’ü geçerek 55 ayın zirvesine işaret etmişti. Bu durumun ise İtalya’nın mali durumunu ve bütçe konusundaki pazarlık yapma pozisyonunu zayıflatacağı biliniyor.
Başekonomist, kredi derecelendirme kuruluşlarının da potansiyel not indirimlerinde bu anlaşmazlığı hesaba katabileceklerini söyledi.Schmieding’e göre; AB Aralık ayında resmi prosedürlere başlayarak 2019 yılının ortalarında İtalya’ya ceze uygulayabilir. Kendi görüşünün ise AB liderlerinin ağırdan alacakları ve 2019’un ilk aylarında ülkeyi mali politikaları yeniden gözden geçirmesi için şans vereceği yönünde olduğunu belirtti. Bunun nedenini ise AB yetkililerinin Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde çatışma çıkarmamaya çalışmaları olarak gösterdi.
Dekabank Başekonomisti Ulrich Kater ise İtalya’nın bütçe planının AB bütçe kurallarına uymadığını ama fazla problem çıkarmayacağını dile getirdi.Kater, “İtalya’nın mali problemleri piyasaları rahatsız edecek kadar büyük değil. Bu nedenle de ben anlaşma konusunda alan olduğunu düşünüyorum,” ifadelerini kullandı. Capital Economics Kıdemli Avrupa Ekonomisti Jack Allen ise İtalya’nın mali teşvikinin, 2019 yılında ülke büyümesine küçük bir katkı sağlamasının ardından 2020’de azaltılabileceğini dile getirdi.
Allen, bütçe planının AB ile ülke arasında çatışmalara neden olabileceğini dile getirirken, İtalya’nın gelecek yıl vergi teşviki de açıklayacağını söyledi.Buna bağlı olarak etkisinin fazla olmayacağını düşündüğünden bahsetti. Allen, “ülkede sanayi siparişleri zayıf. Firmanın yatırım fonu kredilerine olan taleplerinde de düşüş var. Bütün bunlar, firmaların büyük yatırım projeleri için girişimde bulunma konusunda ürkek davrandığını gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Tüm bu gelişmelere bağlı olarak İtalya hisse senedi piyasasının ayı piyasasına selam vermeye başladığı yönünde yorumlar da geliyor.İtalya hisse senedi piyasasının göstergesi olan FTSE MIB Endeksi, 7 Mayıs tarihinde gördüğü zirvenin yüzde 20 civarında altında geziyor. Dolayısıyla bu seviyelerin ayı piyasası olarak görülmesi için en önemli sebep olduğu dile getiriliyor. Bütçe tartışmaları ile siyasi gerginliğin tırmanması, tahvil faizlerinin de hızlı yükselmesine neden oldu. Gösterge endeks üzerinde de baskılar artmaya devam ediyor. İtalya’nın en büyük 3 bankası olan Intesa Sanpaolo SpA, UniCredit SpA ve Banco BPM SpA, FTSE MIB endeksinde en kötü performansı gösteren hisse senetleri arasında yer alıyor.