İsveç’in koronavirüse karşı aldığı karantinasız yaklaşım, tartışma yaratmaya devam ediyor.
Sonuçta salgın nedeniyle neredeyse tüm ülkelerde sıkı önlemler alınırken ve faaliyetler durma noktasına gelirken, İsveç ekonomisini kapatma kararı almamıştı. Bu şekilde ülke ilk çeyrekte büyüme kaydederken veriler İsveç’in karantinasız yaklaşımının işe yaramış olabileceğinin sinyallerini vermişti.
Bununla birlikte GSYİH rakamları, ülkenin dünyadaki en yüksek koronavirüs ölüm oranına sahip olduğu bir zamanda gelmiş ve bazı uzmanlar konuyla ilgili endişelerini dile getirmişti.
IMF’nin İsveç ekibi tarafından yayınlanan yeni makalede de ülkenin yaklaşımı ve olası sonuçları incelendi.The pros and cons of #Sweden’s strategy to contain #COVID19 are attracting a lot of attention, both from a health and an economic perspective. https://t.co/bkv2qVFyjI #IMFCountryFocus
— IMF (@IMFNews) June 6, 2020
Diğer pek çok uzman gibi IMF de Avrupa’nın en kötü etkilenen ülkelerinden daha düşük olmasına rağmen İskandinav komşularından kat kat fazla olan ölüm oranıyla ilgili endişelerden bahsetti. Ayrıca daha az sınırlayıcı yaklaşımının, krizin başlangıcında daha hafif bir daralmaya yol açsa da yılın geri kalanındaki etkilerine dair belirsizliğinin devam ettiği vurgulandı.
Dış talebin düşmesi de dahil olmak üzere diğer faktörlerin büyümeye baskı uygulayacağını aktaran IMF ekibi, İsveç’in Covid-19’u önleme stratejisinin hem sağlık hem de ekonomik açıdan giderek daha fazla dikkat çektiğini söyledi.
İsveç’in önlemlerinin enfeksiyon oranlarını İsveç sağlık sisteminin üstesinden gelebilecek düzeyde tutarken sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir olmayı amaçladığını belirtti.
Enfeksiyon oranları hedeflenen düzeyde tutulmuş gibi görünse de şimdiye kadar ölenlerin sayısının nispeten yüksek olduğu söylendi. Ölümlerin yüzde 50’si yaşlı bakım tesislerinde gerçekleşti ve 70 yaş ve üstü grup tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 90’ını oluşturdu. IMF ekibi, iç kontrol politikalarının iç talep üzerinde daha fazla etkisinin olduğu kaydedildi.
Satınalma yöneticileri endeksi (PMI) ve sektörel düzeydeki ekonomik görünüm perspektiflerini yakalayan diğer göstergelerin bunu doğruladığı dile getirildi. İsveç’te Şubat ve Nisan ayları arasında hizmet faaliyetindeki düşüş önemli olmasına rağmen, Avrupalı akranlardan çok daha azdı.
İhracata yönelik İsveç üretimi de ağır bir darbe alırken Mart ayında başlayan İsveç’teki imalat PMI endeksindeki düşüş, diğer Avrupa ülkelerinin yaşadıklarıyla aynı doğrultuda gerçekleşti.
Bu, ülkenin kendi sınırlama politikası tarafından belirlenmeyen dış talep ve tedarik zinciri aksaklıklarındaki düşüşü yansıttı. Tüm bunlar ve son haftalarda istihdamdaki nispeten büyük düşüş göz önüne alındığında İsveç’in virüsü önleme stratejisinin, tüm yıl GSYİH’sinden ziyade üç aylık GSYİH büyümesini etkileyebileceğini gösterdi.
Çoğu tahminci, İsveç’in bu yıl ciddi bir resesyonla karşı karşıya kalacağını öngörürken bu stratejinin durgunluğu uzatıp uzatamayacağını ya da iyileşmeye yardım edip etmeyeceğini söylemek için henüz çok erken olduğu ifade edildi.
Herhangi bir nihai kararın, yaklaşımının bir yan ürünü olarak İsveç’in sürü bağışıklığına ulaşmaya daha yakın olup olmadığına ve böylece başka bir enfeksiyon dalgası durumunda direncini artırıp artırmadığına bağlı olacağı söylendi.
Ücretsiz VİOP deneme hesabı açın ve 100.000 lira sanal para ile risk almadan nasıl yatırım yapacağınız öğrenin.