İş Yerinde Zamanın Çabuk Geçmesi için Ne Yapmalı?

Siz de mesai saatlerinin, diğer zamanlardan çok daha yavaş geçtiğini düşünenlerden misiniz? Evinize gittikten sonra su gibi akıp giden zamanın, iş yerinizde bir türlü geçmek bilmemesinin nedenini merak ediyor musunuz? Tatil günlerinde birbirini kovalayan akreple yelkovanın, mesai günlerinde yerlerinde sayıyorlarmış gibi davranmalarının sebebini anlayabiliyor musunuz? Yani demek istiyorum ki iş yerinizdeki zaman kavramı sizin için de fazlasıyla ağır olabilir mi? E-V-E-T!

O halde hemen şimdi söyleyeceklerime kulak vermelisiniz, derim. Çünkü bugün pek çoğunuzun ilgisini çekecek bir konunun üzerinde duracağız. Sonuçta; kim mesai saatlerinin çabucak geçip gitmesini istemez ki? Kim iş yerinde geçirdiği dakikaları saymaktan daha ziyade “aa, yine mi akşam olmuş?” demeyi istemez? Kim sabah 9 – akşam 6 mesaisinin göz açıp kapayıncaya kadar geçmesini dilemez? Elbette, herkes iş yerinde zamanın hızlı geçmesini ister! İkide bir saate bakmak yerine, tıpkı severek yapılan diğer şeylerde olduğu gibi iş yerlerinde de zamanın su gibi akıp gitmesi istenir. Peki, bu istek gerçeğe dönüşür mü?

Belli başlı noktalara dikkat edilirse evet! Yani o istek, pekala gerçeğe dönüşür. Kişi mesai saatlerini sıkılmadan geçirerek, iş yerindeki zamanının çok daha çabuk geçmesini sağlayabilir. Ve bunun için yalnızca birkaç basit öneriyi uygulamak yeterlidir. Sonuç olarak; siz de bundan sonra iş yerinizde zamanın daha hızlı geçmesini ve “of, pof” çekmekten kurtulmayı istiyorsanız o zaman hemen şimdi duyacağınız önerilere kulak vermelisiniz derim.

Yanınızda Yörenizde Saat Bulundurmayın!

Ne masanızda, ne kolunuzda, ne de duvarınızda! Kısacası; yanınızda yörenizde hiçbir şekilde saat bulundurmamalısınız. Çünkü gözünüzün takıldığı yerlerde saat bulundurduğunuzda, ikide bir kaç dakika geçtiğini kontrol etmek isteyecek, karşılaştığınız tablo yüzünden de doğal olarak kendin kendinize sinirlerinizi bozacaksınız. “Of, daha yarım saat mi olmuş, o kadar oyalanıyorum 10 dakika bile geçmemiş, acaba bu saat ne zaman 6’yı vuracak, öğle arasına daha çok var…” gibi cümlelerden kurtulmak için hemen şimdi çevrenizdeki saatlerden kurtulmalısınız diyorum.

Yapılacaklar Listenize Sadık Kalın!

Tabii, öncelikli olarak yapılacaklar listesi hazırlamanın avantajlarını ve dezavantajlarını öğrenmelisiniz. Aksi takdirde, listenizi hazırlama konusunda hatalı davranır; yararınıza dokunacak bu tüyoyu, zararınıza kullanmış olursunuz. Her neyse, yapılacaklar listesi konusunda uygun adım ilerledikten sonra ise planınıza sadık kalmayı öğrenmelisiniz. Yani hangi işi ne kadar zamanda yapacağınıza bakarak, listenize göre hareket etmeli ve bu yaklaşımınızla kazanan siz olmalısınız. Sonuçta; kendinizi yapacağınız işlerle doğru şekilde meşgul ettikçe, zaman çok daha hızlı ilerleyecek, hatta bazen akşamı nasıl ettiğinizi bile anlayamayacaksınız.

Bir Şeyler Yiyip İçin!

Mesela; kahve! Ya da çikolata! Kuruyemiş veya meyve! Tabii yiyip içme faslını abartmadığınızdan emin olmalısınız. Özellikle de masa başı bir işte çalışıyorsanız. Yoksa kısa süre içinde kıyafetlerinizin içine sığamamaya başlar, “akşamı çabuk edeyim” derken kendinizi fazla kilolarla mücadele ederken bulursunuz.

Sosyal Medyada Takılacağınız Saatleri Belirleyin!

Siz de sosyal medya ağlarında takılmayı seviyorsunuz, değil mi? Arkadaşlarınızın paylaşımlarına bakmak, kimin kimle ne yiyip içtiğini incelemek ve benzeri şeyler için dakikalarca hatta belki de saatlerce zaman harcamayı seviyorsunuz. Tamam, bunda herhangi bir sıkıntı yok. Daha doğrusu, işi kuralına uygun yaptığınız zaman yok diyeyim. Çünkü mesai saatleri içerisinde sık sık telefonunuza, bilgisayarınıza bakıyor; o sanal dünya içerisinde sık sık kayboluyorsanız hem zamanın akışı hem de veriminiz açısından olumsuz sonuçlarla karşılaşırsınız.

İşte bunun için size önerim, gün içinde 1-2 tane zaman dilimi belirleyip, yalnızca o dakikalar arasında sosyal medyada takılmanız. Mesela; saat 11’den 11:10’a kadar sosyal medya hesaplarınıza bakınacaksınız. Bu şekilde, hem veriminizi arttırmış olacak hem de zamanın çok daha hızlı geçmesini sağlayacaksınız.

Sevilen Bir İş Arkadaş Olun!

Evet evet! Tam olarak bunu söylüyorum! Size sevilen bir iş arkadaşı olmak için uğraşmanızı öneriyorum. Sonuçta; insan sevdiği ve sevildiği yerlerde bulunduğunda, zaman çok daha çabuk geçiyormuş gibi hisseder, öyle değil mi? Yani düşünsenize! İş yerinizde çok da sevilen biri sayılmazsınız. İnsanlar sizinle konuşmamak için resmen köşe bucak kaçıyorlar. Böyle bir ortamda zaman ne kadar hızlı geçebilir ki? Ama tam tersi olsa, yani sevilen bir iş arkadaşı olsanız, mesai saatlerinizi çok daha mutlu geçirir, zamanın ne kadar hızlı aktığını anlayamazsınız.

İncelemeden Geçmeyin: Sevilen Bir İş Arkadaşı Olmak için Kullanılması Gereken 10 Tılsımlı Kelime

İyi Hissetmenizi Sağlayacak Şeyler Yapın!

Evet, kendinizi iyi hissetmenin yollarını bulun diyorum. Çünkü kendinizi ne kadar iyi hissederseniz mesai saatlerinizi aynı derecede iyi geçirir, zamanın geçmek bilmediğini düşünmek durumunda kalmazsınız. Nitekim mutlu, enerjik ve iyi hissediyorsunuzdur. Ama tabii bunun için bazı önerilere kulak vermeniz gerektiğini de bilmelisiniz. Diğer bir deyişle; ihtiyacınız olduğunda kendinizi daha iyi hissetmek için izlemeniz gereken yollara başvurmalısınız.

Bakınız: 40 Maddede Kendini Daha İyi Hissetmenin Yolları

Öğle Aranızı Akıllıca Kullanın!

Çünkü öğle aralarınızı nasıl geçirdiğiniz gününüzün geri kalanını nasıl geçireceğinizi önemli derecede etkilemektedir. Mesela; öğle aralarınızı yanlış kullanıyor, bu zaman dilimi içerisinde size faydası olmayacak boş işlerle uğraşıyorsanız öğleden sonranızı çok daha verimsiz geçirirsiniz. Tam tersine, iş veriminizi arttırmak için öğle tatilinizde yapmanız gereken doğru şeyleri yaparsanız günün geri kalanını çok daha başarılı bir şekilde geçirirsiniz. Bu durum da doğal olarak kendinizi iyi hissetmenize ve öğleden sonralarınızın çok daha hızlı geçmesine yardımcı olur.

Mola Verin! (Doğru Şekilde)

Evet, iş yerinde zamanın daha hızlı geçmesini istiyorsanız dikkate almanız gereken önerilerden bir diğeri de mola vermek olmalı! Ama tabii bu konuda da adımlarınızı doğru atmaya dikkat etmelisiniz. Yani yerinde, zamanında ve kararında mola verdiğinizden emin olmalısınız. Size iyi gelen mola aktivitelerini düşünmeli, o an neye ihtiyacınız varsa, o şekilde işe ara vermelisiniz. Mesela; üzerinize bir ağırlık çöktüyse çıkıp hava almalı ya da kendinize şöyle mis gibi bir kahve hazırlamalısınız. Doğru şeyleri yaparak vereceğiniz molalar hem üretkenliğinizi arttıracak hem de mesai saatlerinizi daha çabuk geçirmenizi sağlayacaktır.

Fonda İnceden Bir Müzik Olsun!

Böylece hem motivasyonunuzu yükseltecek hem de geçip giden zamanı bir yerlerde durdurmamış olacaksınız. Tabii, dinlediğiniz müziklerin öyle zamanı daha da yavaşlatacak türlerde değil de neşeli denilebilecek parçalardan oluşmasına dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde; saniyeleri bile sayar duruma gelir, sizi sizden alan müziklerle akşam olmasını ruhunuzu teslim edecekmişçesine beklersiniz.

Küçük Yarışmalar Düzenleyin!

Evet, mesai saatlerinizin göz açıp kapayıncaya kadar geçmesini mi istiyorsunuz? O zaman takım arkadaşlarınızla küçük yarışmalar düzenlemeyi denemelisiniz. Mesela; 1 saat içinde kimin daha çok iş yapacağı üzerine küçük bir yarış yapabilir, kazananı küçük hediyelerle ödüllendirebilirsiniz. Emin olun; bu basit öneri sayesinde iş yerinde zamanın çok daha hızlı geçtiğini görecek, dilinize yapışıp kalmış “of, daha yarım saat mi olmuş, 6’ya daha bin kara yıl var…” gibi cümlelerden de ebediyen kurtulacaksınız.