İş Yerinde Uyuklamaktan Kurtulmak için Yapmanız Gerekenler

Hepimizin bildiği gibi iş hayatında başarılı olmak istiyorsak; kendimizi yaptığımız işe vermeli, etrafımızda yaşanan gelişmelere karşı duyarlı olmalı ve belki de en önemlisi gözümüzü sürekli açık tutmalıyız. Kariyerimizde yükselmek ve adımızdan saygıyla söz ettirmek istiyorsak, mesaiye yüksek bir enerjiyle başlamalı ve demotive olduğumuz anlarda modumuzu yükseltmek için hemen bir şeyler yapmalıyız. Özellikle de yorulmaya başladığımız mesainin ikinci yarısında, enerjimizi yükseltmek için ne yapacağımızı biliyor olmalıyız. Mesela; iş verimini arttırmak için öğle tatilinde yapılması gerekenler neymiş öğrenerek, günün ikinci yarısını daha enerjik ve daha üretken olarak geçirebiliriz. Çünkü sizin de deneyimlediğiniz gibi sabaha göre günün ikinci yarısı çok daha durgun ve verimsiz geçer. Efendim, yoksa şu an keşke bir tek ikinci yarısı olsa diye mi düşünüyorsunuz? O halde siz de mesainin büyük bölümünü uyuklayarak geçirenler arasındasınız. Göz kapaklarınızla üzerinize çöken uyku arasında sürekli bir mücadele halindesiniz.

Evet, bu dediklerimi siz de yaşıyor olabilir misiniz? Bir tek öğleden sonları değil, günün neredeyse tamamını uyuklayan bir zihin ve bedenle mi geçiriyorsunuz? Bu miskinlikten kurtulmak için aklınıza gelen en yaratıcı fikir, göz kapaklarınızın arasına bir kibrit çöpü koymak mı oluyor? Bir tek Cuma günleri değil, haftanın her günü Garfield modunda mı takılıyorsunuz? Bu yorgunluk bir tek iş hayatınızı değil, özel hayatınızı da mı olumsuz yönde etkiliyor? Eve gittiğinizde hiçbir şey yapmak istemiyor, üstünüzü bile çıkarmadan öylece kendinizi koltuğa mı atmak istiyorsunuz? Bu sorulara vereceğiniz cevaplar genel olarak “evet” ise, o zaman hayatınızda ciddi ciddi değişiklik yapmaya ihtiyacınız var demektir. Çünkü bir şey yapmadığınız sürece, bu kronik yorgunluk yaşamınızı gittikçe çekilmez kılacak, mutsuzluğunuzun en büyük nedeni olacaktır.

İşte bu nedenlerden dolayı aşağıdaki önerilere kulak vermeniz gerektiğini söylüyorum. Yeni alışkanlıklar kazanın ve bundan sonraki mesai saatlerinizi şaşkınlıkla izlediğiniz atom karınca modunda takılan takım arkadaşlarınız gibi geçirin diyorum. Hani siz uykulu gözlerle masanıza otururken neşeli sesiyle herkese “günaydııın!” diyen enerjik iş arkadaşlarınız gibi olun diyorum. Çünkü eğer isterseniz siz de “nasıl oluyor da sabah sabah bu enerjiyle işe gelebiliyor?” diye düşündüğünüz başarılı kişiler gibi olabilirsiniz. Dediğim gibi, sadece hayatınıza yeni alışkanlıklar eklemelisiniz. Kendinize yepyeni kurallar koymalı, bu kurallara uyarak iş yerindeki uyuklayan halinizden bir an önce kurtulmalısınız.

İşte mesai saatleri içinde uyuklamaktan kurtulmak için yapmanız gerekenler!

Spor Yapmaya Başlamak!

Evet, iş yerinde sürekli uyukluyor, kendinizi hep yorgun hissediyor ve hiçbir şey için yeterli enerjiyi bulamıyorsanız; o zaman spor yapmaya başlamalısınız. Bunun için bir spor salonuna üye olmanıza gerek de yok. Elinizde olan imkanları kullanarak ihtiyacınız olan şeye rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Mesela; havalar da ısınmışken, işe yürüyerek gidip gelmeyi düşünebilirsiniz. Evinizle iş yeriniz arasındaki mesafe çok mu uzak? O zaman her zamanki park yerinizden biraz daha uzağa park ederek, kendinizi yürümeye teşvik edebilirsiniz. Mesai saatleri içinde sık sık ayağa kalkarak canlanmaya çalışabilir, gün içinde asansör yerine merdiven kullanabilir, akşamları sevdiklerinizle farklı aktiviteler yapmayı düşünebilirsiniz.

Voleybol, futbol, basketbol maçları gibi hem eğlenmenizi hem de hareket etmenizi sağlayacak planlar yapabilir veya akşam eve gittiğinizde sevdiğiniz müzikler eşliğinde dans edebilirsiniz. Tatil günlerinizde alışılmış planların dışına çıkarak; aileniz ya da arkadaşlarınızla doğa gezilerine çıkabilir, hayatınıza hem renk hem de enerji katabilirsiniz. Çünkü spor yapmak zannettiğinizin aksine sizi yormayacak çok daha enerjik olmanızı sağlayacaktır. Sonuçta; spor yapmaya başladığınızda, atalarımızın “işleyen demir pas tutmaz” sözünün ne kadar doğru olduğunu çok daha iyi anlayacaksınız.

Beslenmenize Dikkat Etmek!

Kronik yorgunluğunuz varsa, kendinize sormanız gereken sorulardan biri de “sağlıklı besleniyor muyum?” olmalı! Çünkü her ne kadar önemsemeseniz de gençliğinize güvenip önünüze gelen her şeyi yerseniz, önünde sonunda vücudunuz size tepki vermeye başlar. Kahvaltıyı atlar, öğlene kadar aç durur ya da sadece kahveyle beslenir; öğle tatilinizde hamburgerleri, pizzaları, ekmek arası dönerleri, sandviçleri yerseniz, midenizi işe yaramayan yiyeceklerle doldurmuş olursunuz. Belki anında değil, ama sağlıksız ve düzensiz beslenmenin olumsuz etkilerini yavaş yavaş hissetmeye başlarsınız. Bu etkilerin içinde en hissedilir olanlarından bir tanesi de sürekli uyuklama hali ve yorgunluktur. Bu nedenle, kendinize sağlıklı beslenme sözü vermeli ve bu sözünüzden hiçbir zaman caymamalısınız. Tamam, nadiren kuralları çiğneyebilirsiniz; ama genel olarak sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Unutmayın; ne yerseniz, o’sunuz!

Stressiz Bir Hayata Merhaba Demek!

Stres ve depresyon da sizi uyuklamaya sürükleyen nedenlerden bir tanesi olabilir. Bu nedenle, yapmanız gereken şeylerden biri de endişelerinizden kurtularak gönül rahatlığıyla hayata gülümseyebilmek için çaba harcamanız. Sürekli olabilecek kötü şeyler hakkında düşünmek yerine, sahip olduğunuz zenginliklerin farkına varıp şükretmeyi öğrenmeniz. Başınıza gelen her kötü şeyde “yine mi ben!” diye isyan etmek yerine, o durumdan nasıl kurtulacağınızı düşünmeniz. Evet, sizi strese sokan kişilerden, mekanlardan ya da durumlardan uzak durarak enerjinizi yükseltebilirsiniz. Çünkü endişeli bir insan olmaktan vazgeçtiğinizde doğal olarak kendinizi daha mutlu hissedecek ve bu mutluluk sizi kesinlikle daha enerjik, daha zinde biri haline getirecektir. Eğer bunu gerçekten istiyorsanız, her derdin kaynağı stresten uzak durmanın etkili yolları neymiş öğrenerek daha mutlu ve enerji dolu bir hayata merhaba diyebilirsiniz.

Sıvı Tüketiminize Dikkat Etmek!

Yoksa siz de gün içinde su içmeyi unutanlardan biri misiniz? Sabah işe gittiğinizde yanınıza bir bardak su alıyor ve o kadarcık suyla günü sonlandırıyor musunuz? Eğer öyleyse, sürekli uyuklamanız gayet normal. Çünkü yeterince sıvı tüketmediğiniz için “dehidrasyon” denilen durumu yaşıyorsunuz. Uyuklama halinize baş ağrıları, mide bulantıları ve kas krampları gibi semptomlar da eşlik ediyorsa; hemen koşa koşa su içmeye gitmelisiniz. Düşünsenize, vücudumuzun ortalama % 70’i sudan oluşuyor. Su bizim için bu kadar önemliyken, vücudunuzdaki sıvı dengesini korumaya gereken özeni göstermelisiniz. Günde 8 bardak kadar su içmeyi alışkanlık haline getirmeli, gerekiyorsa telefonunuza su içmeyi hatırlamak için notlar almalı; ama mutlaka gün içinde yeterli su tüketmelisiniz.

Uyku Düzeni Oluşturmak!

Gün içinde sürekli uyuyor, bu uyuklama hali akşam eve gittiğinizde bir süre daha devam ediyor; ama saatler ilerledikçe canlanmaya başlıyorsanız, o zaman bir an önce kendinize uyku rutini oluşturmalısınız. Her akşam belirli bir saatte yatmalı ve uykunuzu aldığınızdan emin olmalısınız. Şimdi aranızdan bazıları “yatağa girsem de uyuyamıyorum” gibi nedenlerin ardına sığınacaktır. Bu nedenle, hemen şunları da eklemek istiyorum. Evet, belki ilk etapta yatağa girer girmez uykuya geçemeyeceksiniz; ama inanın bana üst üste birkaç akşam bunu yaptığınızda, beyniniz komutlarınıza uymaya başlayacaktır. İşte bunun için uykuya gitmeden yarım saat veya bir saat önce rutininizi uygulamaya başlamalısınız. Mesela; önce ılık bir duş almalı, üzerinize rahat pijamalar giymeli, teknolojiyle bağlantınızı kesmeli, belki bir bardak ılık süt içmeli ve yatağa girerek birkaç sayfa kitap okumalısınız. Alışkanlık haline getirdiğiniz bu rutinleriniz sayesinde kısa zamanda uykunuzu düzene sokacak ve güne çok daha enerjik bir biçimde başlayabileceksiniz.

İşinize Dört Elle Sarılmak ya da Yeni Bir Alana Yönelmek!

İş yerinde uyuklama nedenlerinizden bir tanesi de bu olabilir. Yani belki de sadece işinizi sevmediğiniz için enerjinizin bu kadar düşük olduğunu söylüyorum. Çünkü insan istemediği bir işi yaptığı zaman ister istemez kendisini kötü mutsuz ve yorgun hissedecektir. Bu nedenle ya işinize dört elle sarılmaya çalışmalı, diğer bir deyişle sevmeye çalışmalı ya da kendinizden emin bir şekilde yeni bir iş arayışına başlamalısınız. Yani sevemeyeceğiniz bir işte çalışıyorsanız, üzgünüm ama hayatınızı hep bu uyuklama halinde geçirmek zorunda kalırsınız. Mutsuz olduğunuz bir iş genel olarak mutsuz olmanıza neden olacak, bir zaman sonra evinizde de huzursuzluğa yol açacaktır. Sonuçta, kimse sizi o işte çalışmanız için zorlamıyor değil mi? Ya da başka bir seçeneğiniz yok da değil? Hele de böyle bir çağda! Uzun lafın kısası, ya işinizi sevmeye çalışın ya da sevemeyeceğinizi kabul ederek severek yapabileceğiniz bir işin arayışına başlayın!

Sağlık Kontrollerinizi Yaptırmak!

Eğer yukarıda yazan her öneriyi uygulamış, ama hala bir sonuç alamamışsanız; o zaman bir uzmana görünmenizi öneririm. Çünkü kronik yorgunluğunuzun altında yatan neden bir sağlık problemi olabilir. Evet, günümüzde yorgunluk şikayetiyle doktora başvuran ve bu probleminin vitamin ya da mineral eksikliğinden kaynaklandığını gören bir sürü insan var. Ya da yorgunluğunuzun nedeni uyku apnesi (nefes yolu dar olan kişilerin uyku sırasında nefeslerinin kesilmesi) diye bilinen yaygın rahatsızlık da olabilir. Sonuçta yorgunluğunuzun arkasında basit tedavilerle üstesinden gelinebilecek hastalıklar yer alabilir. İşte bu nedenle, en kısa zamanda bir doktora başvurmanızı öneririm. Hem bu şekilde rutin sağlık kontrolünüzü de yaptırmış olursunuz.

İşte iş yerinde sürekli uyuklamanın üstesinden gelmenize yarayacak belli başlı önerileri sizinle de paylaşmış olduk. Sonuçta bu önerilerin her birini dikkatle inceler ve miskinliğinize neden olan şeyleri bulabilirseniz, bundan sonraki iş hayatınızda çok daha başarılı olabilirsiniz. Yani her zamanki gibi çözüm sizin elinizde! İsterseniz siz de pekala o imrenerek baktığınız ve enerjisiyle etrafında hayranlık uyandıran hem başarılı hem de mutlu mutlu çalışanlardan biri olabilirsiniz.