Başarılı bir yönetim için paramızı akıllıca harcamamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Özellikle de ekmeğin aslanın ağzında değil de midesinde olduğu şu günlerde cebimizdeki her bir kuruşun değerini anlamamız gerektiğinin farkında olmalıyız. İşte bu nedenle de hepimiz kendi doğrularımıza göre tasarruf yapmaya çalışıyor, sonradan maddi sıkıntı çekmemek için elimizi cebimize atmadan önce iki kez düşünüyoruz. Aşırı harcamalardan kaçınıyor, herkesin düştüğü hatalara düşmeyerek imkanlarımız el verdiğince “az harcama” yapıyoruz. Ama bir dakika! Bu söylediklerimi hepimiz yapıyoruz, öyle değil mi? Yoksa ben şu anda aslında yapmamız gerekenlerden mi bahsediyorum?
Evet, paranın tıpkı zaman gibi akıllıca harcanması gerektiğini biliyor olabiliriz. Ancak bildiklerimizi ne kadar dikkate alarak hareket ettiğimiz konusu tartışmaya epey açık bir konu, diye düşünüyorum. Ve sanırım ki yanılmıyorum. Yani sizce hepimiz paranın değerini biliyormuş gibi mi yaşıyoruz? Alnımızın teriyle kazandığımız parayı diyorum, onu sahiden akıllıca değerlendirmeyi acaba gerçekten biliyor muyuz? İş hayatının binbir türlü zorluğuna katlanarak elde ettiğimiz kazancı bilinçli bir tüketici gibi mi yoksa çılgınlar gibi mi harcamayı tercih ediyoruz?
Bu sorulara dürüstçe cevap verdiğimizde, çoğumuz parayı çarçur etmekten hiç de çekinmediğimiz sonucuna varırız. Bugün kazandığımızı bugün harcama dürtülerimize karşı koyamadığımızı, birikimmiş, güvenilir bir gelecekmiş, hayatı garanti altına almakmış işimize gelmediğinde tüm bu konuları umursamadığımızı görürüz. Efendim? Yoksa durumun o kadar da vahim olmadığını mı düşünüyorsunuz? Arada sırada yaptığınız kaçamak niteliğindeki harcamalarınız dışında, hep hesaplı davrandığınıza mı inanıyorsunuz?
Peki, ya size o küçük harcamalardan ziyade çılgınlar gibi para saçtığınız bir sürü büyük harcamanız var desem? Evet evet, diyorum ki belki ufak tefek tasarruflar yapıyorsunuz ama düştüğünüz büyük hatalar yüzünden bunların bir faydasını göremiyorsunuz. Mesela; ne gibi hatalar mı? En basitinden, düğününüz, doğum gününüz, yıldönümünüz için yaptıklarınız gibi! Yani aylarca, hatta yıllarca paranızın değerini biliyormuş gibi davranırken böyle konular için bir anda bildiğiniz tüm gerçekleri unutuyormuş gibi hareket ediyorsunuz. Neden mi böyle söylüyorum? İşte ona da aşağıdaki başlıkları inceledikten sonra karar verin derim.
Özel Günler için Yapılan Organizasyonlar!
Evet, insanların deliler gibi para harcadığı şeylerden bir tanesi özel günler için yapılan organizasyonlar. Mesela; yeni bir yuva kurmaya hazırlanan çiftleri ve bu özel günleri için yaptıkları masrafları bir düşünün. Binlerce liralık gelinlikleri, damatlıkları, birkaç kişi dışında hiç kimsenin hatırlamayacağı davetiyeleri, sırf daha havalı olsun diye piyasadaki en pahalı müzik grubunun tercih edilmesini, masaları süslemekten başka bir işe yaramayacak ikramlıkları ve dahasını şöyle bir düşünün. Sizce bugün ortalama bir düğün için en az ne kadar para harcanıyor? Dikkat edin, ev kurmaktan bahsetmiyorum sadece birkaç saat sürecek düğünden bahsediyorum. Düğünler için çuvalla para harcanmıyor mu? Yani bir ev kurmaya hazırlanan pek çok çift henüz yolun başında olmalarına rağmen hesaplı davranmayarak bütçelerini zorluyorlar.
İnceleyebilirsiniz:
Düğünü Ucuza Getirmenin Yolları
Sadece düğünler de değil. Konu kutlama yapmaya geldiğinde paramız olsan ya da olmasın hemen hepimiz bol keseden harcıyoruz. Yıldönümlerini (sanki öyle bir kural varmış gibi) şehrin en pahalı restoranlarında kutluyor, pahalı hediyeler, içkilerle yaptığımız hatayı katlayarak arttırıyor, minicik bebekler için binlerce liralık doğum günü partileri düzenliyoruz. Ve bu kutlamalarda çoğu zaman sahip olduğumuz değil olmadığımız paraları kullanıyoruz. Diğer bir deyişle; bir yandan eğlenmeye çalışıyor bir diğer yandan da borca girdiğimiz için üzülüyoruz. Oysaki bu tür organizasyonlar için çuvalla para harcamamıza hiç ama hiç gerek yok. Kendi imkanlarımızı kullanarak da pekala özel günlerimizi özel hale getirebiliriz. Sadece hazıra konmak yerine birazcık uğraşmak gerekiyor. Ama nedense biz uğraşmak denildiğinde hemen oracıktan sıvışmaya bakıyoruz.
Borçların Üzerine Eklenen Faizler!
Şimdi dürüstçe cevap verin. Kaçınız borcunu bir kez olsun geciktirmedi? Hanginiz pek çok kez ödeyebileceğinden çok daha fazla borcun altına girmedi? Kaç taneniz kredi kartı borçlarını zamanında ödemeyip karşısına çıkan faiz miktarları karşısında küçük bir şok geçirmedi? Evet, itiraf edin ki pek çoğunuz en az bir kez faiz ödemek durumunda kaldınız. Özellikle de büyük miktarda borcu olup da bunun üstesinden gelemeyenler için fazla fazla faiz ödemek işten bile değil. Hatta büyük olmasa bile hayatımız boyunca zamanında ödemediğimiz ufak tefek borçlar için cebimizden çıkan faiz ücretlerini şöyle bir hesaplamamız bile bu gerçeğin farkına varmamız için yeterli olacaktır. Yani bir yerden tasarruflu olmaya çalışıyor bir diğer yandan da kazanımlarımızı boşa harcamadan edemiyoruz. İşte bunu anlamalı ve “ben paramın değerini biliyorum” demekten daha ziyade biliyormuş gibi davranmalıyız.
Hiç Yok Yere Yapılan Kiralamalar!
Mesela; araba ya da ev kiralamak gibi! Düşünsenize; bir tatil beldesine gidiyor ve günlük en az 100 lira ödeyerek ev kiralıyoruz. Pek çok kişi tatil beldelerinde ev kiralamanın en uygun seçenek olduğunu düşünmesine rağmen, aslında gerçek hiç de öyle değil. Sonuçta; o paraları sadece konaklama için ödüyorsunuz. İçerisinde yiyecek masrafınız falan yok. Bunun yerine hem çok daha hijyenik hem çok daha güvenilir hem de hesaplı olan otellerden faydalandığınızda aslında daha az para harcamış oluyorsunuz. Ya da tatil bölgesinde yaşayan akrabalarınızın arkadaşlarınızın yanında kalarak paranızı daha akıllıca harcayabilirsiniz. Kira için ödenen paraları sadece tatil için de düşünmeyin. Yaşam alanlarınız için ödediğiniz kira ücretlerinde de epey cömert davranıyorsunuz.
Aslında 2 odalı bir evde rahatlıkla yaşayabilecekken kocaman evler için para ödüyor, paranızı geçici zevkler için çarçur ediyorsunuz. Ya da kredi çekip ev alabilecek duruma sahipken, mülk sahibi olmayı sürekli erteliyor, sizin olmayan bir şey için düzenli olarak ödeme yapıyorsunuz. Tüm bunların yanı sıra, toplu taşıma araçlarıyla değil de kendi arabanızla gezebilmek için araç kiralıyor, keyfe keder para harcıyorsunuz. Sonra da ufak tefek giderlerinizden kısıtlama yaparak, paranızın değerini biliyormuş gibi davranıyorsunuz. Sonuçta; gereksiz yere ödenen bu kira ücretleri sizce ne kadar mantıklı?
Öğrenim ya da Harç Kredileri!
Siz de öğrencilik döneminde kredi alıp sonra da alınan kredileri nasıl ödeyeceğini bilemeyenler arasında olabilir misiniz? Tabii ki, öylesiniz. Gençlik döneminizde aldığınız bu borçları harcarken ileride nasıl ödeyeceğinizi büyük ihtimalle siz de hiç düşünmediniz. Bir zamanlar bol bol harcadığınız kredilerin ileride kabusunuz olabileceğiniz doğal olarak siz de aklınıza getirmediniz. Evinize gelen uyarı mektuplarını umursamayıp, “nasıl olsa hiç kimse ödemiyor” diye düşünerek bu borçları görmezden gelmeye devam ettiniz. Ama çok geçmeden ödenmeyen her borç gibi bunun da gittikçe arttığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldınız. Sonra da bir zamanlar kabul edilebilir rakamlar olan kredi borcunuzu haybeye fazla fazla ödediniz.
Çocuk Sahibi Olmak!
Hayır, tabii ki size çocuk sahibi olun falan demeyeceğim. Sadece size bu konuda da çoğunlukla ipin ucunu kaçırdığınızı söyleyeceğim. Bebekliğinden başlayarak yetişkinliğine kadar çocuğunuz için bir sürü gereksiz harcama yaptığınızı, tüm bu gereksiz harcamalar yerine çocuğunuz için birikim yapmanızın çok daha faydalı olacağından bahsedeceğim. Evet, daha anne karnındayken başlayan çocuğun masrafını gözle görülür derecede azaltabilirsiniz. Çocuğunuz için yaptığınız harcamalarda daha akıllıca davranabilir, paranızı onun geleceği için daha iyi yönetebilirsiniz.
En basitinden, onun her istediğini almayabilirsiniz. Birkaç ay giyilip sonra çöpe atılacak marka kıyafetler için çuvalla para harcamayabilirsiniz. Bebek büyütürken tasarruf etmenin yolları hakkında bilgi sahibi olabilir, kendinizi hiç değmeyecek şeyler için çılgınlar gibi para harcamaktan alıkoyabilirsiniz. Sonuçta; paranızın ne kadar kıymetli olduğunu belki çocuğunuz bilmek zorunda değil ama siz bunun farkında olmalısınız. Sırf eskisinden sıkıldığı için ona yeni oyuncaklar alma alışkanlığınızdan vazgeçmeli, çocuğunuzun eğitimi, sağlığı ve mutluluğu için paranızı daha akıllıca harcamalısınız.