
Resmi rakamların üretimin Ekim ayında bir kez daha büyümeyeceğini göstermesiyle İngiltere ekonomisi, 10 yılı aşkın zamandır en kötü üç ayını yaşadı. Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) verilerine göre ekonomi, iki aylık düşüşün ardından Ekim ayında aylık bazda sabit kaldı.
Bu da kayıtlara, 2009 yılının başından bu yana en zayıf üç ay olarak geçti. Rakamlar Perşembe günü yapılacak genel seçimlerden önce geldi ki ana partilerin hepsi büyümeyi artırmayı taahhüt etmişti.
Hizmet sektörü Ağustos-Ekim döneminde yüzde 0.2 oranında büyümesine rağmen yükseliş, imalatta yüzde 0.7 ve inşaatta yüzde 0.3 daralma ile baskılandı.Ulusal İstatistik Ofisi de verilere ilişkin açıklamasında Ekim ayında ev inşaatında ve altyapıda önemli bir düşüşün gerçekleştiğini bildirdi. PwC ekonomisti John Hawksworth, ekonominin momentum kaybı için Brexit belirsizliğini suçlayarak şöyle konuştu:
“Büyümenin 2019’un geri kalanından itibaren baskılanmaya devam etmesi muhtemel görünüyor. Ancak mevcut siyasi ve ekonomik belirsizlikler azalırsa, 2020 boyunca faaliyette kademeli bir canlanma bekleriz. Temel senaryomuz, düzenli bir Brexit varsayımıyla 2020’de yüzde 1 GSYİH büyümesi.”
Liverpool Üniversitesi’nden Profesör Costas Milas, rakamları “oldukça zayıf” ifadeleriyle nitelendirdi.“Asıl nokta, ekonomimizin çok kötü bir şekilde hayal kırıklığına uğratmaya devam etmesi k bu da özellikle Perşembe günkü seçimlerin sonuçsuz kalması halinde muhtemelen İngiltere Merkez Bankası’nın faiz indirimini çok daha fazla yaklaştıracaktır.” dedi.
Düşünce kuruluşu Resolution Foundation analisti Jack Leslie de İngiltere’nin iç zorluklarının gelecek yıl için zayıf bir küresel ekonomik görünümle karşılaştığını şu sözlerle vurguladı: “Ana partiler seçim kampanyası sırasında bu zorlu ekonomik çevre hakkında herhangi bir tartışmadan kaçınsalar da bunu yönetmek bir sonraki hükümet için merkezi bir görev olacak.”
Yine de sterlin verilere kulak asmadan Salı günü yükselmeye devam etti. ING analistleri müşterilere notlarında, sterlinin fiyat hareketinin tamamen yaklaşmakta olan parlamento seçimleriyle ilgili olduğunu ve gerçek ekonomik verilerin ikinci planda kalmaya devam etmesi gerektiğini aktardı.