Uluslararası Para Fonu, (IMF) Çin’i COVID-19 aşılama oranlarını artırmaya, güveni yeniden tesis etmeye ve enflasyon kaynaklı riskleri azaltmak için sorunlu emlak sektörüne daha güçlü destek vermeye çağırdı. IMF, Çin’in ekonomik politikalarının yıllık gözden geçirmesi için yapılan sanal toplantıların ardından yaptığı açıklamada, Ekim ayında yayınlanan GSYİH büyüme tahminlerini koruduğunu söyledi.
Tahminler Çin’in katı Sıfır-COVID stratejisinin gelecek yılın ikinci yarısında kademeli olarak kaldırılacağı varsayılarak, 2022’de yüzde 3,2 ve 2023’te yüzde 4,4 büyüme öngörülüyor. IMF’ten Genel Müdür Gita Gopinath sıfır COVID stratejisinin zamanla daha sert hale gelmesi ile beraber tüketim ve barınma da dahil olmak üzere özel yatırım üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti.
Gopinath, ileriye dönük olarak COVID stratejisinin yeniden değerlendirilmesi ve aşılama hızının artırılmasını gerektiğini söyledi. IMF yetkilisinin yorumları, Çin’in ekonomiyle ilgili endişeleri derinleştiren ve hızlı bir yeniden açılma umutlarını azaltan COVID vakalarındaki artışla boğuşurken geldi.
Çin için Enflasyon Uyarısı
Küresel yavaşlamadan kaynaklanan ters rüzgarların, yüksek enerji fiyatları ve daha sıkı küresel finansal koşullar nedeniyle Çin için aşağı yönlü ekonomik riskler oluşturduğu kaydedildi.
IMF daha uzun vadede, artan jeopolitik gerilimlerin küresel ekonominin parçalanma riski taşıdığını, Çin’in doğrudan yabancı yatırım ve teknoloji erişimi sınırlamalarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.
Çin’in maliye politikasının bu yılki güçlü desteğin ardından 2023’te tarafsız olması istenirken, toparlanmanın koruması ve daha fazla iç tüketime yönelim tavsiyesi verildi. Çin’in para politikasının destekleyici kalması ve faiz oranına dayalı önlemlere dayanması gerektiği belirtildi.
IMF ayrıca bitmemiş evlerin tamamlanmasına yardımcı olacak bir kredi programı ve sorunlu emlak kredilerine izin verilmesi de dahil olmak üzere, Çin’in çökmekte olan emlak sektörüne yönelik son destek girişimlerini olumlu bulduğunu açıkladı.
Özel ve devlete ait firmalar arasında rekabetçi tarafsızlığın sağlanması da dahil olmak üzere, Çin’de daha fazla piyasaya dayalı reform çağrısı yapıldı.