İlişki durumu: karışık! Evet, Facebook’un şu meşhur ilişki durumu seçeneği! Karışık! Peki, siz de ilişkisini bu söz öbeğiyle tanımlayanlardan biri olabilir misiniz? Ya da öyle söyleyeyim. Bunu alenen söylemeseniz bile karşınızdaki kişinin ne yapmak istediğini bir türlü anlayamıyor; arkadaş mı, sevgili mi olduğunuza bir türlü karar veremiyor musunuz? Davranışları yüzünden duygu şokları yaşıyor, ona karşı nasıl davranmanız gerektiğine bir türlü karar veremiyor musunuz? Ya da aranızda bir bağlılık olduğunu biliyor, ama bunun nereye kadar gideceğini hiç bilmiyor olabilirsiniz. Hatta belki de aranızdaki ilişkinizi resmiyete dökmüşsünüzdür. Ancak içinizde hala büyük bir şüphe vardır. “Acaba doğru seçimi mi yapıyorum, hayatımı bu adam ya da kadınla gerçekten geçirebilecek miyim, mutlu olabilir miyiz, belki ileride her şey güzel olur, bütün ilişkilerde böyle gelgitler vardır…” gibi çelişkili düşünceleri aklınızdan bir türlü çıkaramıyorsunuzdur. Kısacası diyorum ki var olan ilişkinizin gelecekte sizi mutlu edip etmeyeceği hakkındaki deli sorulardan bir türlü yakanızı kurtaramıyorsunuzdur.
Peki, bu konu hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yani yukarıda söylediklerim içinde bulunduğunuz durumla benzeşiyorsa diyorum, ne yapacaksınız? İlişkinizi gittiği yere kadar sürdürecek ya da bir adım ileriye taşıyarak duygularınızdan hiç emin olmadan o bordo kaplı cüzdanı elinize alacak mısınız? Veya zamanınızı hiç değmeyecek biri için harcayarak, gelecekte bu kararınız için büyük pişmanlıklar yaşamayı göze mi alacaksınız? Sizi hak etmeyen biri için en değerli şeylerinizden fedakarlık ederek vaktinizi, enerjinizi ve emeğinizi çöpe mi atacaksınız? Tamam tamam, bu kadar karamsar konuşmayayım. Hem ne var ki belki şu an sizinle yeterince ilgilenmiyormuş gibi görünen partnerinizin kafasına ileride bir taş falan düşer de birdenbire ilgili çift oluverir, değil mi? Belki şimdi duygularını yeterince göstermiyordur, sizi yeterince önemsemiyormuş gibi davranıyordur; ama bu gelecekte de aynı şekilde olacağını göstermez ki! Hem siz isterseniz, ona bir oyun hamuru gibi şekil verebilirsiniz! Karakteri çoktan oturmuş birine yepyeni özellikler yükleyebilirsiniz, değil mi?
Üzgünüm ama böyle düşünüyorsanız, büyük ihtimalle ileride üzülen kişi siz olacaksınız. Yani içten içe ilişkinizin parlak bir geleceği olmadığına inanıyor ama ısrarla bu gerçeği görmezden geliyorsanız, kendinize haksızlık yapıyorsunuz demektir. Çünkü her şeyden öte siz sonu olmayan bir ilişki için değerli dakikalarınızı harcıyorsunuz. Bunu kendinize yapmaya hakkınız olmadığını anlamalısınız. Bunun için belki de aşağıdaki başlıkları incelemelisiniz. Zira bugün ilişkinizin parlak bir geleceği olmadığını açıkça görebilmeniz için bazı net işaretler üzerine konuşacağız. Bakalım, bu işaretler sizin “karışık” ilişkinizi çözmenize yardımcı olabilecek mi?
Sizi Siz Olduğunuz için Sevdiğinden Emin Değilsiniz!
Tamam hiç kimse dört dörtlük değil, bunu hepimiz biliyor ve kabul ediyoruz. Yani herkesin olduğu gibi sizin de olumsuz özellikleriniz var. Ya da kendinize has zevkleriniz ve tavırlarınız! Ancak karşınızdaki kişi sizi bu özelliklerinizle kabul edemiyorsa, orada bir sorun var demektir. Yani partneriniz siz pembe dizi izlemekten hoşlanıyorsunuz diye bununla alay etmemeli. Ya da hayatınızın en büyük zevklerinden biri olan futbol maçı saatlerinize karışmamalı! Tamam, oturup sizinle pembe dizi ya da futbol izlemek zorunda değil; ama bunu kabul etmeli. Kaldı ki bu dediklerim sadece küçücük örnekler! Eğer karşınızdaki kişinin sizi değiştirmek için uğraştığını düşünüyor ve sizi siz yapan özelliklerinizi sevmediğinizi açıkça hissedebiliyorsunuz, o zaman birlikte bir geleceğinizin olup olmadığını bir kez daha düşünmelisiniz derim. Çünkü mutlu bir ilişkiniz olsun istiyorsanız, bu isteğinize ancak sizi siz olduğunuz için seven biri sayesinde gerçeğe dönüştürebilirsiniz.
Onun İleride Değişeceğini Düşünüyorsunuz!
Size olan ilgisizliğinin, ukalalığının ve hatta gözünün dışarıda oluşunun ileride değişeceğini ümit ederek birlikteliğinizi sürdürüyorsunuz. Verdiği sözleri şimdi tutmasa bile zaman içinde daha sorumlu biri olacağına, size hak ettiğiniz değeri vereceğine inanıyorsunuz. Ya da inanmak istiyorsunuz. Oysaki birinin değişeceğini düşünerek onunla bir gelecek planlamanın ne kadar riskli olduğunu biliyorsunuz. Yine de “bir umut” diyerek kendinizi boş yere ateşlere atıyorsunuz. Sonuçta, sizin onun değişmesini beklemeniz ile onun sizdeki değişmi beklemesi arasında hiçbir fark yok. Yani ikisinin de sonucu aynı! Şayet ilişkinizin mutlu bir geleceği olsun istiyorsanız, hem karşınızdaki kişi sizi her şeyinizle sevmeli hem de siz onun değişmesini ümit etmeden sevebilmelisiniz.
Zor Zamanların Üstesinden Birlikte Gelemiyorsunuz!
Tamam, işler günlük güneşlik olduğu zaman sıkıntı yok belki; ama ne zaman ufacık bir sorunla yüzleşseniz hemen alabora oluyorsunuz. Ya da tek başınıza mücadele ettiğinizi bilseniz de bazı şeyler için fedakarlık yapmanız gerektiğini düşünerek kendinizi teselli ediyorsunuz. Oysaki sağlam bir ilişkiniz olsaydı, bütün zorluklar karşısında el ele tutuşur ve birlikte hareket ederdiniz. Karşınıza çıkan koca engelleri bir başınıza kaldırmak için kendinizi zorlamaz, onun her zaman yanınızda olacağını bilerek sorunları kendinize dert etmezdiniz. Sonuçta zor zamanların üstesinden birlikte gelmeyi bilmiyorsanız, üzgünüm; ama parlak değil de epey karanlık bir gelecek sizin için kuvvetle muhtemel görünüyor.
Sizi Mutlu Ettiği Anların Çok Az Olduğunu Düşünüyorsunuz!
Evet, ilişkinizin parlak bir geleceği olmadığının en açık işaretlerinden bir tanesi de bu! Yani onun sizi yeterince mutlu etmediğini, olması gerektiği gibi hissettirmediğini düşünüyorsunuz. Zor bir günün ardından kendinizi onun kollarına bırakıp her şeyi unutmanız gerekirken, gerçeklerin hiç de böyle olmadığını görüyorsunuz. Onu gördüğünüzde içinizi heyecan verici bir sıcaklığın sarmasını bekliyor, uğraştığınız halde bir türlü böyle şeyler hissedemiyorsunuz. Oysaki anlatılanlara baktığınızda, mutlu çiftlerin üzerinden yıllar geçse de birbirlerini deli gibi mutlu ettiklerini duyuyor, kendi ilişkinizle kıyasladığınızda ise sizin ilişkinizin bayağı “sıra dışı” olduğunu görüyorsunuz. Sonuçta, onun sizi yeterince mutlu etmediğini, varlığının hayatınıza yeterince renk katmadığını düşünüyorsanız; ona harcayacağınız dakikaların size ne katacağını tekrar ve tekrar düşünmelisiniz.
Ortak Zevkler Bulamıyorsunuz!
Tamam, her şeyi birlikte yapacaksınız diye bir kural yok. Ya da bütün fikirleriniz birbirine benzeyecek diye! Ama bu demek değil ki hayatınızı bu şekilde mutlu mesut geçirebilirsiniz. Yani hiçbir konuda ortak noktaya ulaşamıyor, birlikte yapacak bir şeyler bulamıyor, her muhabbeti çözümsüz kalan tartışmalarla sonlandırıyorsanız; aranızda ciddi problemler var demektir. Çünkü siz A derken onun sürekli B demesi bir yerden sonra katlanılamaz hal alacak, her ikinizi de mutsuz edecek ve ilişkinizi önünde sonunda nihayete erdirecektir. İşte bu nedenle, ortak zevklerinizin olmamasını ciddi bir problem olarak düşünmeye başlamalısınız. Çünkü ilişki demek, paylaşmak demektir. Neticede paylaşabilecek bir şey bulamazsanız, ilişkinizi nasıl ayakta tutabilirsiniz ki değil mi?
Ona Tam Anlamıyla Güvenmiyorsunuz!
İsteseniz bile bir türlü bunu başaramıyorsunuz. Belki altıncı hislerinizin gücü belki de deneyimleriniz size ona güvenmemenizi söylüyor. Kafanızın içindeki bu kuşkucu sesi susturmaya çalışıyor, ama ne yapsanız da bir türlü bu durumdan kurtulamıyorsunuz. Kendinize yakıştıramasanız bile telefonunu, bilgisayarını karıştırmak istiyor; hatta bazen “mümkün olsa da aklını okuyabilsem” diye düşünüyorsunuz. Çünkü onda güven vermeyen, sizi yarı yolda bırakacakmış izlenimi uyandıran bir şeyler olduğunu seziyorsunuz. Zaman zaman kalbinizin sesini dinlemek istiyor, ama yine de bu ilişkiyi sürdürmek için çaba harcamaya devam ediyorsunuz. Peki, neden kendinize bu kötülüğü yapıyorsunuz? Neden tam anlamıyla güvenmediğiniz biri için uğraşıyor, değerli vaktinizi bile isteye boşu boşuna harcıyorsunuz? Belki de bu sırada sizin için doğru olan esas adamın/kadının yanı başınızdan geçip gitmesine izin vermiş olacaksınız. Bunun yerine, neden gözünüzü açıp gerçekleri görmeye çalışmıyorsunuz?
Onun Yanında Kendiniz Gibi Olamıyorsunuz!
İşte en büyük ilişki sorunlarından bir tanesi de bu! Eğer partnerinizin yanında kendiniz gibi olamıyorsanız, onun sizin için doğru kişi olup olmadığını bir kez daha düşünmelisiniz. Çünkü yanında rahat edilemeyen bir sevgiliden daha kötü bir şey varsa, o da sizin yanınızda rahat edemeyen bir sevgiliye sahip olmaktır! Kısacası; onun yanındayken içinizden geldiği gibi espri yapamıyor, rahat rahat hamburger yiyemiyor, konuşmaktan hoşlandığınız konular dışında neredeyse her şeyden konuşuyor ve onun istediği gibi biri olmak için uğraşıyorsanız, ilişkinizin parlak bir geleceğinin olmaması gayet normal görünüyor. Çünkü diğer türlü onun yanındayken saçma şakalar yapabilir, sizi her halinizle seveceğini bildiğiniz için yanına bakımsız da gidebilir, kısacası kendiniz olmanın keyfini yaşayabilirdiniz.
Onunla İlgili Anılar Sizi Çok Fazla Gülümsetmiyor!
Ya sürekli tartıştığınız için ya da düşündüğünüzde içinizi ısıtacak kadar eğlenceli anınız olmadığını anladığınız için! Nedenini bilemem; ama onu düşündüğünüzde yüzünüze aptal bir gülümseme yerleşmiyorsa, daha şimdiden böyleyse, geleceğinizin nasıl olabileceğini tahmin etmelisiniz. Tamam, belki yeni tanıştınız. Belki şimdiye kadar çok fazla şey paylaşamadınız ve bu yüzden yeterince eğlenceli hatıranız olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bu geçerli bir neden değil! Çünkü insan isterse 5 dakikalık küçücük bir anı hayatı boyunca hatırlayıp, her seferinde aynı şekilde gülümseyebilir. Sizin aklınıza gelen şeylerse, büyük ihtimalle sıradan ve heyecanı olmayan anılar oluyor. İşte bu da ilişkinizin parlak bir geleceği olmadığı yönünde size işaret verebilir.
Birbirinizi Anlayamıyorsunuz!
İlişkinizin parlak bir geleceği olmadığının açık işaretlerinden bir tensi de bu! Yani birbirinizin isteklerini anlayamıyor, onun bir sonraki adımını tahmin edemiyor ve kendinizi sürekli olacaklar hakkında fikir yürütmeye çalışırken buluyorsanız, o zaman ilişkinizi gözden geçirme vaktiniz gelmiş demektir. Çünkü her ne kadar kadınlar ve erkeklerin birbirlerini anlayamaması normal olarak görünse de gerçek bir ilişkide bu büyük bir sorun olmayacaktır.
Tamam, ufak tefek konularda çatışmalar yaşamanız gayet normaldir. Ne bileyim, partnerinizin parka yürüyüşe çıkarken makyaj yapması size dünyanın en saçma şeyi gibi görünse de problemleriniz buradan öteye geçmeyecektir. Ya da sevgilinizin ilk gol atılana kadar neden hiçbir şey yemediğine anlam veremeyebilirsiniz. Ama işte dediğim gibi, bunlar normal anlaşmazlıklardır. Siz hiçbir şekilde birbirinizin isteklerini anlayamıyor, konuşmadan iletişim kurmanın ne demek olduğunu bilmiyor ve karşılaştığınız hareketler karşısında sürekli şaşırıyorsanız, o zaman ciddi anlaşmazlık sorunlarınız var demektir. Yani ilişkinizin geleceği hakkında kesinlikle bir kez daha düşünmelisiniz.
Kendinizi Değerli Hissetmiyorsunuz!
Çünkü bunu açıkça hissettirmiyordur. Geleceğe dair planlarında size dair yer olmadığını düşünüyor, ama yine de buna inanmak istemediğiniz için durumu görmezden gelmeyi seçiyorsunuzdur. Oysaki karşınızdaki kişi sizin için doğru insan olsaydı, onun yarınlarına dair her düşüncesinde size de yer olduğunu bilirdiniz. Arkadaşlarına sizi anlatırken, ailesiyle geleceğe dair konuşurken, ileride yapmak istediği şeylerden bahsederken; kısacası onun yarınıyla ilgili bütün planlarının içinde ki en önemli payın size ait olduğunu görür, duyar ve hissederdiniz. Oysaki şu anda birlikte olduğunuz kişi için ne ifade ettiğinizden tam olarak emin bile değilsiniz. Adı konulmuş bir ilişkiniz olmasına rağmen, onun hayatında nerede olduğunuzu gerçekten kestiremiyorsunuz. Bu değersizlik hissi sizi gittikçe daha mutsuz ve güvensiz biri haline getiriyor.
Aslında Onsuz Olduğunuz Zamanlarda Daha Mutlusunuz!
Belki bunu kendinize bile itiraf edemiyorsunuz, ama onsuz olduğunuz zamanlarda çok daha neşeli ve huzurlu hissettiğinizi fark edersiniz. Akşam onunla takılmak yerine en sevdiğiniz arkadaşlarınızla bir yerlere gitmek ister, ama bu gerçeği görmezden gelirsiniz. Çünkü onun yanındayken kendiniz gibi olamıyor, sıkılıyor, konuşacak ya da yapacak bir şey bulamıyorsunuzdur. Özellikle de baş başa kaldığınız zamanlarda! Bazen dakikalar bile geçmek bilmiyordur. Arkadaş ortamında bir araya geldiğinizde yine vakit bir şekilde geçiyordur, ama yalnız kaldığınızda ikiniz de kafanızı telefonlarınızın içine gömüyorsunuzdur. Abarttığımı mı düşünüyorsunuz? Tamam, belki sizin ilişkiniz tam olarak böyle değil; ama hayatını bu şekilde birlikte sürdürmeye çalışan sayısız başarısız çift olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Nitekim kafanızı kaldırıp etrafınızdaki çiftlere şöyle bir bakmanız, bu konuda bana hak vermeniz için gayet yeterli olacaktır.
Onunla Ortak Bir Geleceğin Düşünü Kuramıyorsunuz!
Ne birlikteyken, ne de yalnızken! Onun olduğu bir geleceğin nasıl olabileceği hakkında çok fazla fikir yürütemiyorsunuz. Ya da bunu yapmak size hiçbir şekilde heyecan vermiyor. Onunla aynı evi paylaştığınız, hep istediğiniz bir yere seyahat ettiğiniz günleri kafanızda canlandıramıyorsunuz. Oysaki gerçekten birbiriniz için yaratılmış olsaydınız, yıldızların altında uzanıp geleceğe dair hayaller kurmak sizin için paha biçilemez olurdu. Yarınlarınızın neye benzeyeceğini bütün ayrıntılarıyla zihninizde canlandırabilir, fikirlerinizi birbirinize anlatarak deliler gibi eğlenebilirdiniz. Kaldı ki onunla olan geleceğinizi görebilmek için düşünmenize bile gerek kalmazdı. Çünkü gözlerinin içine baktığınızda, bütün hayallerinizin onun gülümseyen gözlerinde de olduğunu açıkça görebilirdiniz.
SONUÇ:
Peki, sevgili ilişki durumu karışık olanlar? Bu listeden sonra partnerinizle hala parlak bir geleceğinizin olduğuna inanabiliyor musunuz? İlişkinizi ite kaka mutlu bir sona götürebileceğinizi hala düşünebiliyor musunuz? Ya da kalbinizin sesine kulak vererek, şu an hayatınızı etkileyecek bir karar mı vereceksiniz? Eğer öyleyse, sizi yürekten alkışlıyorum. Çünkü zamanla birlikte ilişkilere bakış açısının da büyük ölçüde değiştiğini biliyoruz, ama bu dünyada gerçek sevgiye yürekten inanan insanlar olduğunu bilmelisiniz. Hayatınızdaki kişinin ruh eşiniz olmadığını düşünüyorsanız, bir şeyleri oldurmaya çalışmaktan vazgeçmelisiniz. Sonuçta; hayat çok kısa! Bu nedenle ne yaparsanız yapın, ama vaktinizi sizi siz olduğunuz için seven insanlarla geçirmeyi vazgeçilmez kuralınız olarak benimseyin.