
31 Ekim’e az bir zaman kalmışken İngiltere’nin Avrupa Birliği bünyesinden anlaşmalı mı yoksa anlaşmasız mı çıkacağı kafalardaki en büyük soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Bugün İngiltere Mali Araştırmalar Enstitüsü (IFS) tarafından bu konuyla ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı.
IFS’ye göre eğer İngiltere AB’den anlaşmasız olarak ayrılırsa, bu durum İngiltere’nin kamuya olan borcunun son 50 yılın en yükseğini görmesine sebep olabilir.IFS tarafından yapılan açıklama, ülkenin AB’den anlaşmasız bir şekilde çıkmasının kamu borçlanma tutarının yıllık 100 milyar sterline kadar fırlayabileceğine sebep verebileceğine yönelik tahminlere işaret ediyor. Ayrıca öngörülen bu tutar, İngiltere’nin milli gelirinin %90’ına tekabül ediyor. Şu an ülkenin kamuya olan borç tutarının milli gelirin %80’ine karşılık geldiği biliniyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan IFS Direktörü Paul Johnson, şu anda İngiliz hükümetinin hiçbir mali endişe taşımadan bir rüzgara kapılıp gittiğini söyledi.
Ardından, ülkenin AB’den anlaşmasız olarak ayrılması durumunda son derece dikkatli bir şekilde ekonomiyi desteklemek gerekebilir, diyen Direktör Johnson, bu desteklerden birinin geçici vergi indirimleri olabileceğini sözlerine ekledi. Bunun yanında kamu harcamalarında artışa gitmeyi de bir diğer seçenek olarak sundu.
İngiliz ekonomisine yönelik konuşan Citibank İngiltere Başekonomisti Christian Schulz da ülke ekonomisinin referandumdan önceki tahminlere göre şu an 60 milyar sterlin daha küçük olduğunu aktardı.Diğer taraftan bu sabah İngiliz basınında yayılan bir haber, sterlinin düşüşe yönelmesine neden oldu. Bazı İngiliz medya kuruluşları Brexit görüşmelerinin bir sonuca varılamadan çökmek üzere olduğunu duyurdu. Haberin ardından sterlin dolara karşı sert bir düşüş kaydetti.
Öte yandan Brexit konusunun çözüme kavuşması için takvimler 31 Ekim’i işaret ederken, çoğu analist bu tarihe kadar bir anlaşmaya varılmasını neredeyse imkansız olarak görüyor.
İngiliz muhalifler, bir anlaşma olmaması durumunda İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın AB’den yeni bir erteleme istemesini mecburi kılan bir yasayı kabul etmişti. Fakat Johnson’dan bu yasaya uyacağına dair net bir mesaj gelmemişti.