Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel petrol ve gaz sektörünün operasyonlarını Paris Anlaşması hedefleriyle nasıl uyumlu hale getirebileceğini analiz eden Net Sıfır Dönüşümde Petrol ve Gaz Endüstrisi başlıklı özel raporunu yayımladı.
kolayca yatırım yapın
IEA, petrol ve gaz üreticilerinin, küresel iklim hedeflerine uyum sağlamak için 2030 yılına kadar yıllık yatırımlarının yaklaşık yarısını temiz enerji projelerine harcamaları gerektiğini açıkladı.
Raporda yeni karbon yakalama projelerine yatırım yapan petrol ve gaz şirketlerini de teknolojinin emisyonları azaltmanın yerini alamayacağı ve statükoyu korumak için kullanılamayacağı uyarısı yer aldı.
IEA, petrol ve gaz üreticilerinin küresel yeşil enerji yatırımlarının yalnızca yüzde 1’ini oluşturduğunu ve geçen yıl sermayelerinin yüzde 2,5’ini veya 20 milyar dolarını sektöre ayırdığını belirtti.
Birol Sektörü Uyardı
IEA İcra Direktörü Fatih Birol raporla ilgili açıklamalarda bulundu. Birol açıklamasında, “Dünya, kötüleşen iklim krizinin etkilerinden muzdarip iken, işleri her zamanki gibi sürdürmek ne sosyal ne de çevresel açıdan sorumlu bir davranıştır.” ifadelerini kullandı.
Sektörün, dünyanın enerji ihtiyaçlarını ve iklim hedeflerini karşılamasına gerçekten yardımcı olmaya kendini adaması gerektiğini belirten Birol, raporun petrol ve gaz şirketlerinin temiz enerji ekonomisinde gerçek bir pay sahibi olurken, dünyanın iklim değişikliğinin en ciddi etkilerinden kaçınmasına yardımcı olacak adil ve uygulanabilir bir yol gösterdiğini söyledi.
Birol sözlerinin devamında, “Fosil yakıt sektörü şimdi zor kararlar vermek zorunda ve bu kararların önümüzdeki on yıllar boyunca sonuçları olacak. Temiz enerji alanındaki ilerleme, petrol ve gaz üreticileri olsa da olmasa da devam edecek. Bununla birlikte, net sıfır emisyona giden yolculuk, sektörün bu yolda yer almaması halinde daha maliyetli ve daha zor olacak.” ifadelerini kullandı.
Rapora göre küresel petrol ve gaz talebinin 2030’a kadar zirve yapması ve sonrasında düşüşe geçmesi bekleniyor. İklim değişikliğinin etkilerini sınırlandırmak için atılacak daha güçlü adımların, her iki kaynağa yönelik talebi daha hızlı düşüreceği öngörülüyor.