Başlığa bakılınca bir nevi ölmeden önce yapılacaklar listesine benziyor. Farkı ise bu listede olanlar, sizin hayatınızı az biraz da olsa etkilemeyi amaçlıyor. Kesinlikle herhangi bir acelesi yok, ölüm telaşı yok, işin güzel tarafı da bu. Önümüzde uzun yıllar var ve bu yılları monoton yaşayarak kendimizi hayattan soğutmanın hiçbir anlamı yok. Herkes hayatının bir kısmında mutlu olmayı bekliyor. Bir şeyler başarmış olmayı planlıyor. Peki, hayallerinizin gerçekleşmesi için ne kadar çabalıyorsunuz? Yani demek istediğim birçoğumuz âşık olmayı ve sevilmeyi bekliyor. Gerçek arkadaşlara, aileye sahip olmayı, yeteneklerimizin, yaptığımız işin takdir edilmesini arzu ediyor.
Ama bunlar sonuç olarak hayatımızın ortasında olan her gün başa çıkmamız gereken şeyler. Hayatımızı daha dolu hâle getirmek için ise en azından yapabileceğimiz 7 şeyden bahsedeceğim:
1 Sizi Gerçekten Korkutan Şeyler Yapın
Hepimizin hayatında sadece düşünerek bile korkabileceği şeyler vardır elbet. Sizin ki ne? Toplum önünde konuşmak? Motosiklet kullanmak? Uçaktan atlamak veya paraşütle atlamak? Tarantula? Değil dokunmak, görmesi bile insanı bir garip yapıyor, o ayrı, o biraz korkutucu evet.
Herkes farklı bir şeylerden korkuyor. Çoğu korktuğunuz şeyi, belki daha bilmiyorsunuz bile. Korkularınızı zihninizde bastırmaktansa, onlarla yüzleşin. Ölmeden önce yapılması gerekenleri buradan okuyarak, aslında hiç korkmamanız gerektiğini anlayabilirsiniz. Ama bu demek değil ki gidin kendinizi bir uçaktan atın, motosiklet alıp hemen sürmeye çalışın. Hayır, kesinlikle öyle bir durumda acemi olduğunuz için başınıza daha kötü işler gelebilir. Her şey adım adım. Uçaktan mı atlayacaksınız? Bunun içinde bir sürü kurs var gidebileceğiniz ve yalnızca 2-3 ders sonra göreceksiniz, yapabiliyorsunuz. Motorda da aynı şey geçerli, bir profesyonelle çalıştıktan kısa bir süre sonra göreceksiniz. Ne kadar korkularınızın üstüne giderseniz, o derecede özgürlüğünüzü kazanırsınız ve her istediğinizi yapabilir hale gelirsiniz.
2 Bir Yarışa Katılın, Hatta Daha İyisi Kendiniz ile Yarışın
Bir maratona katılmak, hepimizin sandığının aksine iyi bir spor ayakkabı ve dayanıklılıktan fazlasıdır. Elbette dünyanın en pahalı spor müsabakasına katılmıyorsunuz ama bu yarış da biraz zor olmalı. Gerçi bu zorluk, tamamen bizim sınırlarımızı ne kadar zorladığımızla ilgilidir. Olur da bir gün maratona katılırsanız, yorulduğunuzda kendinize söylemeniz gereken şey; “Bu benim yapabileceğimin sonu değil, daha ileriye gidebilirim.” Hayatımızda her konuda bu böyledir, elbet inişler çıkışlar olacak ama önemli olan pes edecek misiniz?
Limitlerinizi öğrenmeden, sonuna kadar zorlamadıktan sonra hayatınızda bir yerlere gelmek oldukça zor olacaktır. Şuan ki fiziksel, akli, ruhsal limitlerinizi düşünün. Şimdi ise kendinize göre yapamayacağınız, ulaşamayacağınız aynı zamanda da inanılmaz derecede başarmak istediğiniz bir amaç edinin. Bir maraton, satranç veya bilgi yarışması… Yalnızca bir sırt çantasıyla seyahat etmek de olabilir. Başarmak istedikten sonra her şeyi yapabilirsiniz. Asıl yarış kendinizle, bir başkasıyla değil. Bugün yarından daha güçlü, daha akıllı, daha iyi olmanızla alakalıdır. Hayatınızın her gününü böyle geçirdikten sonra farkına varacaksınız ki gerçek potansiyelinizi daha keşfetmemişsiniz bile.
3 Seyahatlere Çıkın, Tatile Değil
Seyahatle, tatil arasında ne fark vardır? Bizim tutumumuz aslında. Tatil bir yerden bir yere gitmenin en kısa halidir. Ama onun aksine seyahat o yoldaki, insanlar, yerler, yolun ta kendisidir. Yani demek istiyorum ki unutun tatili, seyahate çıkın. Atlayın arabanıza daha önce hiç bulunmadığınız, bilinmeyen yerlere doğru sürmeye başlayın. Gideceğiniz yer belki de yabancı bir ülke olur; hiç tanımadığınız, dilini bile bilmediğiniz. Yalnız seyahat etmekten korkmamanız için geçerli sebepleri buradan öğrenebilirsiniz. Seyahatleriniz boyunca gözlerinizi açık tutun, hiçbir şeyin dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin. Sonuçta yeni bir yere gidiyorsunuz, daha önce hiç bulunmadığınız. Yeni yerler, yeni tatlar, yeni insanlar… Belki de bunlardan bir tanesi bile hayatınızı değiştirmenize yardımcı olur.
4 Doğanın Harika Yüzüyle Tanışın
Çok güzel bir dünyada yaşıyoruz aslında, bunun farkına varmak için tek yapmamız gereken dışarı çıkıp bakmak. Doğadaki güzellikleri tanımak için kendinize zaman yaratın. Bunu yaptığınızda çok mutlu olacağınızı bu yazımızı okuduktan sonra daha iyi anlayabilirsiniz. Mesela Afyon’da bulunan Frig Vadisi, Artvin Kara Göl gibi. 81 ilimizde de o kadar güzel vadiler, ovalar, yeşillikler var ki aşık olunası. Bilgisayardan bile hiçbir özel efektle böyle güzellikler yaratılamaz. Memleketim diye demiyorum ama Bolu’ya da kesinlikle bir göz atılmalı. Kendinizce bir liste yaratın, merak ettiğiniz, görmek istediğiniz, keşfetmek istediğiniz yerlerden oluşan. Ve sonra yola koyulun.
5 Vakıf İşlerine Gönüllü Olun
Hepimizin bildiği gibi vakıf işleri; kariyeriniz, insanların size bakış açısını değiştirmek ve yeteneklerinizi geliştirme için oldukça etkilidir. Ama tabi vakıf işlerinde gönüllü olmanızın sebebi bunlar olmamalı. Doğru nedenlerden ötürü ve insanlara yardım etmek olmalı ki bir anlam ifade etsin. Şimdi sizlerle bu yazımızı paylaşarak demek istediğimi daha güzel açıklamış olacağıma inanıyorum. Bunu yapmanız içinde taaa Afrikalara gitmeye ihtiyacınız yok. Ülkemizde yardıma ihtiyacı olan belki de milyonlarca insan var, koca şiddeti görenler, fakirler, şehit aileleri, yaşlı insanlar… Kendi çevremizde bile bu kadar insan varken uzaklara gitmenin bir anlamı yok. Elimizde yardım etme gibi bir fırsatımız, onları mutlu etme şansımız var. Şükür ki ülkemizde bunu yapabileceğiniz oldukça güzel vakıflar var. Elinizden geldikçe bu vakıflara işlerinde gönüllü olarak yardım ederseniz, göreceksiniz ki bir süre sonra ruhen kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
6 Hayran Olduğunuz Biriyle Tanışın
Evet, işte zor bir tane, hele hayran olduğunuz kişi bir film yıldızı, politikacı ise işiniz daha zor. Hayran oldukları kişiler hayata gözlerini yummuş olanlar ise umarım vefatlarından önce tanışma fırsatı ele geçirmiştir. Eğer tanışma fırsatı bulamayacağınızı düşünüyorsanız veya ölüler ise bu insanların kendi yazdıkları otobiyografileri ya da belki sizin gibi bir hayranı tarafından yazılmış biyografisini bulabilirsiniz. Daha kolayı da var, her gününü sanki Nobel Ödülü’nü kazanacak gibi çalışan insanlar var. Onlardan birine hayransanız eğer sizin tanışma ihtimaliniz ve hayatınıza yön verme şansınız çok daha kuvvetli. Diğer insanlar içinse otobiyografi ve biyografiler de aynı şekilde çok yardımcı olup, kendilerine oralardan örnek alabilirler.
7 Eski Bir Savaş Alanını Ziyaret Edin
Eski bir savaş alanını ziyaret etmek, manevi ve duygusal bir seyahattir. Yalnızca Çanakkale’ye gitmek bile birçok yer görmenizi sağlar (Gelibolu, Anafartalar). Gittikten sonra ister istemez insanın tüyleri diken diken oluyor. Oralarda yaşananları düşündükçe, hayal etmeye başladıkça, orda bulunanlara minnettar olmaya başlıyorsun. Gittiğinizde durup bir düşünün, o gün olanlar yaşanmasaydı, aynı yerde bulunabilir miydiniz diye. Hayal edin orda bulunan askerlerimizi, ailelerini, nasıl korku içinde yaşadıklarını. İşte bu yüzden şu anı düşünerek hayatınızı en iyisi yapmaya çalışın. Çünkü biz bunu, orada bulunan, ilerisi ve bizim bağımsızlığımız için savaşan gerçek kahramanlara borçluyuz.
Bu tarz güzel şeylerin herkesin hayatında etkili olacağını düşünüyorum. Sizi kimse kendinizden daha iyi tanıyamaz. Ne yapmak isterseniz yapın, ne söylemek isterseniz söyleyin; çünkü bir daha gelmeyeceğiz bu dünyaya. Kimsenin sizin hayatınıza müdahale olmasına izin vermeyin ve kendiniz için bir şeyler yapmaya başlayın.