Hayallerinize ulaşabilmek için gerekli gücün içinizde olduğunu herkesten duyuyor; ama buna pek de inanmıyorsunuz, değil mi? Bazen, yeterince motive olup hayallerinizin peşinden gitmek için adım atmaya başlıyor; ama ayağınıza takılan ilk taşta “olmuyor işte” deyip, hemen vazgeçiyorsunuz. Aradan uzun zaman geçtikten sonra bir kez daha düşlediklerinize ulaşabilmek için harekete geçiyor, ama her zaman aynı olumsuz sonuçla karşılaşıyorsunuz. Bu kez etraftan duyduklarınıza, okuyup öğrendiklerinize kızmaya başlıyor; kendi başarısızlığınızı “laf işte, boşa sallamak kolay” diye düşünerek başka şeylere mal ediyorsunuz. Yapmıyor musunuz? Kesinlikle yapıyorsunuz. Zaten tam da bu yüzden buradasınız. Belki cesaretinizi bir kez daha topladınız, belki de bu kez hangi saçmalıklarla karşılaşacağınızı merak ettiniz. Ya da gerçekten artık hayallerinize ulaşmaya karar verdiniz.
Evet, isteyen herkesin isteklerini gerçekleştirebileceği sürekli söyleniyor. Kitaplarda, makalelerde bu tür şeyler yazılıyor. Mücadeleden vazgeçmeyen herkesin hayalini gerçeğe dönüştürebileceği, kişinin yeterince emek verdiği zaman olmazı olur yapabileceği dile getiriliyor. Sadece bu konu üzerine saatler süren uzun konuşmalar yapılıyor. Elbette, sizin gibi ben de bunların farkındayım. Bazılarının duyduklarına gerçekten inandığını, bazılarınınsa tüm bu söylenen sözlere “yav he he” bakış açısıyla yaklaştığını biliyorum.
Ama şu da bir gerçek ki kişinin hayallerle ilgili söylenilmiş sözlere karşı yaklaşımı, yine o kişi hakkında size büyük bir ipucu verir. Daha doğrusu ipucu da değil, o kişinin rüyalarına ulaşıp ulaşamayacağını size açıkça gösterir. Tabii şayet bu büyük düşünemeyen ve inanmayı bilmeyen kişilerin kafasına koca bir taş falan düşüp de düşünce tarzlarını tamamen değiştirmezlerse! Çünkü başarmanın yarısının inanmak olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmış olmasa bile, yaşanılanlardan tecrübe edilerek doğrulanmış bir gerçektir. Tarihe adını altın harflerle yazdırmış başarılı insanların sadece sözlerine bakarak bile bu kanıya varabilirsiniz. Örneğin; Mustafa Kemal Atatürk’ün “zafer; zafer benimdir diyebilenin, muvaffakiyet “muvaffak olacağım” diye başlayanın ve “muvaffak oldum” diyebilenindir.” sözü! Veya “Yapabildiklerimiz ya da yapamadıklarımız, olası ya da imkansız olarak gördüklerimiz; çoğunlukla gerçek kapasitemizin bir sonucu değildir. Daha çok kim olduğumuz hakkındaki inançlarımızın yansımasıdır.” diyen başarılı isim Anthony Robbins’in bu sözü gibi!
Sonuçta isterseniz, inanç ve başarı üzerine söylenmiş daha bir sürü ünlü söze ulaşabilirsiniz. Ayrıca hayallerine ulaşmış insanların başarı öykülerine bakarak da bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu görebilirsiniz. Sonuçta günümüz ünlüleri arasında bile şu andaki başarılarını eskiden hayal bile edemediğini söyleyen onlarca başarılı kişilik var. Demek ki hayallere ulaşmak öyle imkansız bir şey değil! Demek ki insan isterse, sıfırdan başlayarak en yüksek noktaya ulaşabiliyor. Demek ki ucunu zar zor görebildiğiniz bir zirveye adım adım yaklaşarak ulaşabiliyorsunuz. İşte bu da demek oluyor ki siz de bir gün hayalini kurduğunuz zirveye ulaşabilirsiniz. Tabii bu süreçte, bazı önemli noktalara dikkat etmeniz gerekiyor. Nelere mi? Hemen şimdi öğreneceklerinize:
En Başından İtibaren Uymanız Gereken Bir Plana İhtiyacınız Olmadığını Bilin!
Evet, belki de ilk önce bunun farkına varmalısınız. Yani belki de gerçek hayalinizi henüz bilmiyorsunuzdur. Ama yine de bu uğurda çalışıyor olabilirsiniz. Evet, bunu daha önce hiç düşünmemiş olabilirsiniz. Örneğin; sadece sevdiğiniz için bir şeyler yazıyor, bir şeyler karalıyorsunuzdur. Belki de henüz geleceğin en başarı yazarlarından bir tanesi olacağınızı bilmiyorsunuzdur. Olamaz mı? Olabilir!
Burada demek istediğim şey, hayallerinize ulaşmak için illa ki en başından itibaren uymanız gereken bir plana ihtiyacınız olmadığı. Mesela; sizden yüzlerce kilometre ötede olan bir noktaya ulaşmak istiyorsunuz. Ancak önünüzde uzayıp giden yolda daha bir adım bile atmamışsınız veya siz öyle sanıyorsunuz. Belki yolu çoktan yarılamışsınızdır, ama bunun farkında bile değilsinizdir. İşte bu gerçeğin farkına vardığınızda, hayallerinizin sizden çok da uzakta olmadığını anlayacaksınız.
Doğaçlama Yapın!
Hayallerinize ulaşmanın tek yolunun, katı kurallara uymaktan geçtiğini düşünmeyin. Çünkü bu herkes için geçerli değildir. Hatta başarılı insanların birçoğunun hayat hikayesine baktığınızda, katı olmayı bir kenara bırakın, gayet esnek düşünce tarzlarıyla eriştikleri noktada olduklarını görürsünüz. Belki sizin tarzınız da bu olmalıdır. Eğer katı kuralların size göre olmadığını düşünüyorsanız, esnek davranmayı öğrenin. Bazen plandan şaşmanın hedefinize ulaşmada kat edeceğiniz yolu büyük oranda kısaltabileceğini bilin.
Uzun lafın kısası, diyorum ki yeri geldiğinde doğaçlama yapabilin. Zirveye giden yolda karşınıza koca bir kaya çıktı diye hedefinizden vazgeçmeyin. Orada taş var diye ne olmuş yani! Bütün hayatınızdan vaz mı geçeceksiniz? Tabii ki hayır! Belki siz dümdüz ilerlemeyi planlamıştınız, ama beklenmedik şeylerle karşılaşabilirsiniz. Bu durumlarda yukarıda da dediğim gibi doğaçlama yeteneğinizi kullanmalısınız. Muhtemelen güzergahınızı az biraz değiştireceksiniz, ama o kayanın etrafından dolaşarak da pekala zirveye ulaşabileceksiniz. Esnek davranabilmek bu yüzden hedeflerinizde ulaşma konusunda size hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar yardımcı olacaktır.
Zirveye Giden Yolda Nerede Duraksamanız Gerektiğini Bilin!
Hayallerinize ulaşmak için kat edeceğiniz yolda nerelerde duraksamanız gerektiğini belirlemelisiniz. Evet, duraksayın dedim. Siz ne sanıyordunuz ki? Soluk bile almadan yola devam edin mi diyecektim? Elbette hayır! Çünkü hiç dinlenmeden ilerlerseniz, belki ilk başta inanılmaz bir hızla hedefinize doğru ilerlersiniz. Ama kısa süre sonra bir adım atacak bile mecaliniz kalmaz. Bu nedenle her şeyi ölçülü ve mantıklı bir biçimde yapmalısınız. Sonuçta her insan gibi sizin de bazı noktalarda gücünüz tükenir. İşte bunun önüne geçmek için dinlenebileceğiniz ve motive olabileceğiniz noktaları önceden belirlemelisiniz.
Duraksadığınız anlarda, gücünüzü toplamak için ne yapacağınıza ise siz karar vereceksiniz. Size neyin iyi geldiğini bulacak ve buna uygun bir biçimde hareket edeceksiniz. Örneğin; sizi motive ettiğini düşündüğünüz bir yakınınızla konuşacak, bir akıl hocanızı arayacak, bir film izleyecek ya da elinizden düşürmediğiniz kitabı okuyarak tüm gücünüzü tekrar toplayacaksınız. Bu nedenle, size iyi gelen motivasyon yöntemlerinin neler olduğuna doğru bir şekilde karar vermelisiniz. Uzun lafın kısası, zirveye giden yolda ne zaman, nerede ve nasıl duraksamanız gerektiğini bilmelisiniz.
Başkalarının Hedeflerine Ulaşmalarına Yardım Edin!
Karşınıza biri çıktı ve o da sizin gibi zirveye ulaşmaya çalışıyor diyelim. Onu yolundan geri çevirmeye uğraşmak yerine, hedefine ulaşmasına yardım etmeli, başkalarına uzatacağınız yardım elinin size hiçbir zaman zararı dokunmayacağını kesinlikle bilmelisiniz. Yanınızdaki kişi hedefine doğru sizden hızlı ilerliyor diye üzülmemeli, gereksiz kıyaslamalar yaparak boş yere ne vaktinizi ne de enerjinizi harcamamalısınız.
Sonuçta onun hayaline ulaşması, sizin hayalinize ulaşmanıza engel teşkil etmeyecek öyle değil mi? Tıpkı bir başkasının sevincinin sizin mutsuzluğunuz anlamına gelmediği gibi. Tıpkı bir başkasının takdir edilmesinin sizin yerilmenize neden olmadığı gibi! İşte bu nedenle zafere giden yolunuzda karşınıza çıkan insanlara yardım etmekten hiçbir zaman çekinmeyin. Bir başkasına uzattığınız elin günün birinde farklı biçimlerde de olsa size mutlaka geri döneceğini bilin.
Kararlı Olun!
Zirveye giden yolda karşınıza yağmurun da karın da fırtınanın da kavurucu sıcağın da çıkacağını bilin. Günlerinizin asla birbirinin aynı olamayacağını, mevsimin her zaman bahar olmayacağını anlayın. Bazen üşüyecek, bazen yorulacak, bazen düşecek, bazen kalkacaksınız. Tüm bunları göze alın ve yaşayacaklarınızı aşağı yukarı kestirmeye çalışın. Emek vermeden en yükseğin mümkün olmayacağını bilmelisiniz. Hani bazıları birkaç başarısız girişimin ardından hayallerinden vazgeçiyorlar ya, işte siz onlardan biri olmayın. Yolunuz kapansa da dizleriniz kanasa da önünde sonunda hak ettiğiniz başarıyı elde edeceğinize inanın. Çünkü inançlı ve kararlı olmak, bu yolda yanınızda taşıyabileceğiniz en güçlü iki silahtır. Siz siz olun, bu silahlarınızı hiçbir zaman kaybetmeyin.
Yolculuktan Keyif Alın!
Evet, hayalinizin ne olduğunu biliyorsunuz. Evet, inançlı ve kararlısınız. Evet, karşınıza çıkan ne olursa olsun pes etmeyi aklınıza dahi getirmiyorsunuz. Tamam, bunlarda hiçbir sıkıntı yok. Peki, ama yolculuktan ne kadar keyif alıyorsunuz? Yani zirveye doğru giden yolda ilerlerken ne kadar mutlusunuz? Yoksa bu süreç sizin için sadece bir basamak mı? Eğer öyleyse, tutumunuzun pek de doğru olduğunu söyleyemeyeceğim. Çünkü yolculuktan keyif almazsanız, sonunda ulaşacağınız nokta gerçek anlamını yitirir. Ulaşılan hedef, hedef olmaktan çıkar! Aslında bu durum neye benziyor, biliyor musunuz? Bu tıpkı bir gün Oscar ile ödüllendirileceği günün hayalini kuran, ama rol çalışmaktan nefret eden bir aktörün yaşadığı çelişkiye benziyor. Oyunculuktan keyif almayan, ama altın heykellerle ödüllendirilmek isteyen bu kişi için ödül sizce gerçek mutluluk olabilir mi? Elbette hayır! İşte bunun farkına varmalı ve süreçten keyif almalısınız.
Süreçten keyif almanın, ne demek olduğunu bilmelisiniz. O yolda karşınıza çıkan engellerden de güzelliklerden de iyi insanlardan da kötülerinden de hoşnut olmalısınız. Gidiş yolunda karşınıza çıkan her şeyin size bir şey kattığını bilmeli, edindiğiniz bütün tecrübelerin hayalinize ulaşmada size yardım ettiğini düşünmelisiniz. Yani zirveye ulaştığınızdaki siz ile yolun başındaki sizin aynı olmayacağını anlamalı, yüz yüze geldiğiniz her şeyin hayalinizi elde etmenizde payı olduğunu unutmamalısınız. Çünkü ancak bu şekilde süreçten keyif alabilir ve zirveye ulaştığınızda gururla “BAŞARDIM” diyebilirsiniz.
Zirveye Çıktığınızda Tırmanmaya Devam Edin!
Amerikalı ünlü bir yazar olan Ben Sweetland başarı üzerine ne demiş, biliyor musunuz? Başarının bir varış noktası değil, bir yolculuk olduğunu dile getirmiş. Ne de güzel söylemiş! Siz de başarıya karşı bu şekilde mi bakıyorsunuz? Yoksa hayalinizdeki noktaya ulaştıktan sonra istediğiniz her şeyi elde etmiş olacağınızı mı düşünüyorsunuz? Eğer yaklaşımınız bu yöndeyse, üzgünüm; ama yanlış yolda olduğunuzu bilmelisiniz. Çünkü başarı böyle bir şey değil! Hayalini kurduğunuz bir şeye ulaşıp, sonra amaçsızca yaşamaya devam etmenin başarı kavramıyla uzaktan yakından alakası yok. İşte son olarak yapmanız gereken şey bu gerçeğin farkına varmanızdır.
Yani diyelim ki zirveye ulaştınız! Ardınızda uzun ve zorlu bir yolu bırakarak sonunda doruğa varabildiniz. Peki, şimdi ne yapacaksınız? Başarının keyfini güzelce çıkartıp, kendinizle gurur duyduktan sonra diyorum, öylece duracak mısınız? Hayır! Yapmanız gereken şey tırmanmaya devam etmek olmalıdır! Kişinin başarılı olması için her zaman yeni bir amaç bulması ve bu uğurda emek vererek çalışması gerekmektedir. Bakın, ufukta yeni bir zirve daha görünüyor. Belki azıcık soluklandıktan sonra oraya doğru yol almalısınız. Ya da bir diğerine! Artık hayallerinizin nereye doğru uzandığına karar verecek olan sizsiniz.
Peki, şimdi ne düşünüyorsunuz? Hayallerinize ulaşabilme konusunda diyorum! Düşlerinizi gerçeğe dönüştürmek sizin için hala çok zor mu? Ne yaparsanız yapın, hayalini kurduğunuz hayata ulaşamayacağınızı düşünmeye devam mı ediyorsunuz? Umarım, öyle değildir. Umarım ki bu sorulara içtenlikle “hayır” diyebiliyorsunuzdur. Çünkü ben size inanıyorum. Siz de kendinize inanmalısınız!