Güneşli, güzel bir gün düşünün! Yanınızda tüm sevdikleriniz, çeşit çeşit yiyeceklerle donatılmış büyük bir masa, etrafta koşuşturan çocuklar, gülümseyen yüzler… Sadece düşünmek bile kişiyi mutlu etmeye yetiyor, değil mi? Elbette, öyle! Ama mutluluğun bu tablo kadar klişe bir şey olmadığını öğrenmemiz lazım. Yani sadece mutlu aile tabloları, bayramlar, tatiller değil mutluluk. Günlük hayatın içinde de bir sürü mutluluk kaynağıyla karşılaşıyoruz, ama ne yazık ki çoğunluk bunun farkında değil. İnsanlar için mutluluk belirli şeylerden ibaret. Mesela; size sorsam mutluluk nedir diye, bana vereceğiniz cevap ne olurdu? Yüksek maaşlı bir iş, huzurlu bir evlilik, çocuğuna iyi bir gelecek hazırlamak, büyük bir ev, son model bir araba, ülkenin en iyi üniversitesinde okumak, milyon dolarlar kazanmak… Evet, başka?
İnceleyebilirsiniz:
Daha Tatminkar Bir Hayat İsteyenler için 20 Küçük Öneri
Biliyorum ki çoğu insan “mutluluk nedir?” sorusunda şöyle bir duraksar. Eee mutluluk, mutluluktur işte! Bir kişiden kişiye göre değişen türü vardır, bir de genel anlamda herkesi mutlu edeni. Kimine göre mutluluk yıllardır uğraştığı bir sınavı kazanmakken, kimine göre ise ailesine bakabileceği bir iş bulmaktır. Tamam, bunları biliyoruz. Biliyoruz bilmesine; ama benim demek istediğim şey bu değil. Benim üzerine şiddetle basmak istediğim nokta, herkesin ama herkesin karşılaşabileceği küçük mutluluk kaynakları. Evet, günlük hayatta karşılaşılabilecek ve sizi gülümsetebilecek o kadar çok küçük şey var ki bunları görebilmek için sadece gözünüzü açmanız gerekiyor. Ne statü, ne para, ne iş, ne din, ne dil, ne ırk! Bu mutluluk kaynaklarının farkına varabilmek için hiçbir koşul yok. Bunun tek şartı, çevrenize birazcık daha alıcı gözle bakmak.
İşte aşağıdaki listede her gün karşılaşabileceğiniz durumlara yer verdik. Bakın, sizi mutlu edecek ne kadar çok şey var. Bu arada, listeyi istediğiniz kadar uzatabileceğinizi de belirteyim. Siz yeter ki mutlu olmayı isteyin!
- Cebinizde para bulmak!
- Değer verdiğiniz birinin size halinizi, hatırınızı sorması. (İçtenlikle)
- Sarhoşluktan önceki o güzel anda, tam da çakırkeyifken yatağa uzanmak.
- Sevdiğiniz şarkılar eşliğinde ekstra uzun bir banyo yapmak.
- Kalabalığın içinde göz göze geldiğiniz bir çocuğa samimiyetle bakıp gülümsemek.
- Bir arkadaşınıza ya da sevgilinize masaj yaptırmak.
- Güne başlamadan önce yanınızda olan kişiye sıkıca sarılmak.
- Perdeyi açar ve güneşli güzel bir günle karşılaşmak.
- Uzun süredir konuşmadığınız bir arkadaşınızla konuşup ve özlem gidermek.
- Kıvrıldığınız kanepeden yağmurun yağışını izlemek.
- Oynayan ve gülüşen çocukları izlemek, dünyanın ne kadar yaşanılası bir yer olduğunu düşünmek.
- Evcil hayvanınızla ya da başka hayvanlarla zaman geçirmek.
- Bir yabancının gülümseyişiyle mutlu olmak.
- Uyandığınızda uzunca bir müddet gerinip, koca bir “ohh” çekmek.
- Aklınıza gelen komik bir anıya dakikalarca gülmek.
- Hayatınızdaki birinin yaptığı küçük jestle resmen mest olmak.
- Size güzel şeyler hatırlatan bir koku durmak.
- Anlamlı ve güzel bir kucaklamayla tüm endişelerinizden arınmak.
- Isıtıcının üzerinden aldığınız sıcacık kıyafetleri giymek.
- İşler çok yoğun olduğunda kendinizle baş başa kalacağınız birkaç dakika mutlu olmak.
- Gündoğumu ya da günbatımını izleyip, yaşadığınız için bir kez daha şükretmek.
- Yağmurdan sonra gelen o eşsiz koku… Dünyanın en pahalı parfümünün bile yerini dolduramayacağı toprak kokusunu içinize çekmek.
- En sevdiğiniz şarkıyı dinleyip, içinize dolan enerjiyle şaşırıp kalmak.
- Bir arkadaştan mektup ya da büyük ihtimalle mail almak.
- Yaratıcılığınızı görüp ve kendinizle gurur duymak. (Evinizdeki eski bir sehpayı boyamak, işe yaramaz bir eşyayı kullanılır hale getirmek gibi)
- Sevdiğiniz kişinin elini tutmak.
- Yatağınıza gelen sade bir kahvaltıdan bir hafta yetecek enerjiyi almak.
- Çocukken ya da gençken sevdiğiniz bir oyunu oynamak.
- Sağlıklı ve lezzetli yiyeceklerle mutlu olmak.
- Uyandıktan sonra yatakta geçirilen ekstra 30 dakikayla güne gülümseyerek başlamak.
- Sevdiğiniz bir kitabı okumak.
- Sevdiğiniz bir içeceği yudumlayıp, atıştırmalıklarla kendinizi ödüllendirmek.
- İş yerinize veya evinize gönderilen çiçek buketi sayesinde bütün gün gülümsemek.
- Öğle yemeğinizi dışarıda, içinizi ısıtan güneşin altında yemek.
- Yeni bir tarif deneyip, orta çıkan sonuçla gurur duymak.
- Arkadaşlarınız ya da ailenizden maddi veya manevi bir konuda destek almak.
- Radyodaki bir şarkıya yüksek sesle eşlik etmek.
- Problemi olan birine yardım etmek.
- Kısa süre içinde evinizi temizleyip, mis gibi kokular eşliğinde yorgunluk kahvesi içmek.
- Akan musluğu tamir etmek ya da patlayan bir ampulü değiştirmek gibi küçük zaferler kazanmak.
Aslına bakarsanız bu listenin ardı arkası kesilmez. Çünkü günlük hayatta mutlu olunabilecek sayısız güzel şey var. Bazıları bu küçük şeyleri görebiliyorken, bazılarıysa hayatın karanlık tarafına doğru bakıyor! Mesela, apartmanın dışında duran bir yavru kediyi düşünün! Kimisi, mutluluğa karşı gözlerini kapatmış biri yavru kediye boş gözlerle bakıp yanından geçip gider. Diğeri ise köşedeki bakkaldan onun için yiyecek bir şeyler satın alır. Karnı doyan küçük kedinin kişinin bacaklarına sürtünmesi ve minnettarlığını belli etmesi bence paha biçilmezdir. İşte demek istediğim bu. Siz etrafınızdaki küçük mutluluklara karşı hangi tavrı takındınız? 21. yüzyılın samimiyetsizliğine kapılıp gittiniz mi ya da yaşamın kaynağı olan mutluluğu nerede bulacağınızı öğrenen şanslı insanlar arasında mısınız?