Fitch Ratings Küresel İslami Bankacılık Grubu Başkanı Bashar Al-Natoor, küresel İslami finansman alanında Türkiye’nin görünümü ve potansiyeline ilişkin açıklamalarda bulundu.
Al-Natoor, Türkiye’nin zor piyasa koşullarında bile sukuk piyasasına girmeyi ve gerekli finansmanı sağlamayı başardığını belirterek, Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında güçlenen ilişkilerin gelecek dönemde yatırım ortamına olumlu katkı sağlayabileceğini söyledi.
Al-Natoor, Türkiye hükümetinin Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) gelecek 3 yıl içinde gerçekleşmek üzere yaklaşık 51 milyar dolar tutarında yatırım taahhüdü aldığını hatırlattı. Bu yatırımın yaklaşık 8 milyar dolarlık kısmımom sukuk tahvili alımını içerdiğini belirten Al-Natoor, “Bu sukuk ihracının dış finansmanın önemli bir parçası olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.
Al-Natoor, Türkiye’de “kira sertifikası” olarak bilinen ve İslami kurallara uygun, faizsiz bir finansman aracı olan sukuk piyasasının küresel ölçekte son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de sukuk ihracının bu yılın 3. çeyreğinin sonu itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 19 artarak yaklaşık 25,9 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Dubai İslam Bankasının geçen ay Türkiye’de dijital bankacılık yapmak üzere yatırım kararı aldığını hatırlatan Al-Natoor, Körfez bankalarının yatırımlarını çeşitlendirmek için Türkiye pazarına girdiğini söyledi.
Körfez bankalarının artık dışarıya bakıp yatırım fırsatları aradığını ve yatırımlarını çeşitlendirmeye çalıştığını anlatan Al-Natoor, Türkiye’nin bu kategoriye girdiğini ifade etti.
Dünya Bankası verilerine atıfta bulunan Al-Natoor, Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 26’sının bankacılık hizmetlerinden faydalanmadığını, bu kesimin yaklaşık yüzde 15’inin bu duruma gerekçe olarak dini inançlarını gösterdiğini anlattı.