ABD Merkez Bankası’nın (FED) bu akşamki toplantısında faizi 25 baz puan düşürmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Ancak bu karar, uzmanlara göre Fed yetkililerinin para politikasını belirlerken kullandıklarını söyledikleri verilere sıkı sıkıya bağlı kalmalarından değil kısmen eylemsizlikten kaynaklanıyor.
Şu anda 29. gününde olan federal hükümet kapanışı, FED’in Eylül ayına ilişkin resmi istihdam raporunu almadığı anlamına geliyor.
Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun 1 Ekim’de kapanma başlamadan yayımladığı son Ağustos raporu, işsizliğin Trump’ın Beyaz Saray’daki ikinci dönemine başladığı Ocak ayındaki yüzde 4,0’dan yüzde 4,3’e yavaşça yükseldiğini ortaya sermişti.
Ayrıca işe alım hızı önemli ölçüde düşmüştü ki FED yetkilileri de işletmelerin temel ekonomik büyümeye ilişkin endişeler nedeniyle işe alımları daha da azaltmaya başlayabileceğinden veya işten çıkarmalara başvurabileceğinden endişelendiklerini belirtmişlerdi.
Öte yandan Beyaz Saray’ın Sosyal Güvenlik yardımlarındaki artışların hesaplanmasında hesaba katılması nedeniyle geçen hafta yayımlanan Eylül ayı enflasyon raporu, Tüketici Fiyat Endeksi’nin geçen ay beklenenden daha yavaş bir hızda arttığını gösterdi.
Standard Chartered Kuzey Amerika Makro Strateji Başkanı Steven Englander, nispeten olumlu enflasyon haberleri ve devam eden iş piyasası endişelerinin birleşimi, politika yapıcıların Eylül ayında 28-29 Ekim ve 9-10 Aralık toplantılarında çeyrek puanlık faiz indirimlerinin muhtemel olduğunu belirtmelerinden bu yana “görüşleri değiştirmek için pek bir neden olmadığı” anlamına geldiğini söyledi.
Piyasalar, faiz kararından ziyade FED yetkililerinin oran ve politika açıklamasına yönelik olası muhalefetlerinin sayısıyla niteliğine odaklanacak.
Bu durum, borçlanma maliyetlerindeki beklenen indirimle birlikte FED’in bilanço küçültmeyi sonlandıracağını duyurmasına yol açabilir.
Engler, Beyaz Saray’daki ekonomi danışmanlığı görevinden izinli olan Fed Guvernörü Stephen Miran’ın, üst üste ikinci toplantıda yarım puanlık bir faiz indirimi lehine itiraz edebileceğini, enflasyon gidişatı konusunda daha endişeli olan diğer politika yapıcıların ise hiç indirim yapılmamasını tercih edebileceğini belirtti.
FED’in finans piyasalarındaki etkisinin mümkün olduğunca küçük olmasını isteyen Fed Denetleme Başkan Yardımcısı Michelle Bowman’ın ise varlıklarının hala 6,6 trilyon dolar civarında olduğu bir ortamda bilanço düşüşünün durdurulmasına itiraz edebileceğini öngördü.
Herhangi bir muhalefet ve Powell’ın görünümü tanımlama biçimi, kapanma devam ettikçe daha da kötüleşeceği beklenen resmi veri akışına bağlı olacak.
Beyaz Saray, Ekim ayı enflasyon verilerinin yayımlanamayacağını açıkladı. Hükümetin kapalı olması nedeniyle istihdam ve GSYİH gibi diğer önemli raporlar da ertelendi. Bu durum, Fed’in yıl sonu toplantısı öncesinde veri eksikliğiyle karşı karşıya kalmasına yol açtı.
Fed yetkilileri bazı bilgileri kendi anketleriyle tamamlayabilse de, resmi enflasyon verilerinin yokluğu para politikası açısından belirsizlik yaratıyor. Geciken raporlar, güçlü ekonomik faaliyet ile yavaşlayan istihdam arasındaki dengesizliği çözmeyi de zorlaştırıyor.
Oxford Economics’in Baş ABD ekonomisti Ryan Sweet, “Hükümetin kapanması, merkez bankasını işgücü piyasası konusunda belirsizliğe sürükledi ve geride kalıp daha sonra daha fazla kesinti yapmak zorunda kalmak yerine başka bir kesintiye destek sağladı” ifadeleriyle görüş bildirdi.
Kıdemli ekonomiste göre Aralık ayında takdir yetkisi önemli bir faktör olmaya devam edecek ve hükümetin kapanması ne kadar uzun sürerse, başka bir faiz indirimi ihtimali o kadar yüksek olacak.
