Erdoğan iktidarının geleceğini tayin edecek tarihi seçimlere son bir hafta kaldı. Yabancı basın, Türkiye seçimlerini yakından takip ederken pek çok yayın, iktidar ve muhalefet cephesinin hamlelerini yorumluyor. Kronikleşen yüksek enflasyon ortamında seçime giden halkın, yönetimi cezalandırıp cezalandırmayacağı soru işaretleri yaratırken, İngiliz basınının iktidarın değişiminin muhtemel göründüğünü yazması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan tepki geldi.
Ekonomi yayınlarıyla önce çıkan Londra merkezli The Economist dergisinin, “Türkiye diktatörünü görevden alırsa her yerdeki demokratlar cesaretlenmeli” başlığıyla ve “Erdoğan gitmelidir” yazılı kapağıyla paylaştığı haberi eleştiren Erdoğan, dış güçlerin Türkiye’nin iç siyasetine yön vermeye çalıştığını savundu.
Eleştirilerini sosyal medya hesabından paylaşan Erdoğan, “Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, milli iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye yüzyılıyla inşallah tüm bu diplomatik başarıları zirveye taşıyacağız” diye ifadede bulundu.
“Terör Örgütlerine Dünyayı Dar Eden Bir Türkiye Var”
The Ekonomist’e yanıt olarak güvenlikçi söyleme başvuran Erdoğan, “Artık siyasi, diplomatik ve askeri hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var” dedi.
Türkiye’nin askeri gücüyle masada yer alabildiği mesajını vererek, ülkenin önemli jeopolitik konumuna rağmen dış politikanın yıllarca tek boyutlu yürütüldüğünü ifade etti.
Erdoğan, “Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik. Dış temsilcilik sayımızı 163’ten 260’a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik” dedi.
Suriye’de Olduğu Gibi Herkesin Yanındayız
Yurt dışında yürütülen hem askeri hem siyasi operasyonlarda yapılanlara atıfta bulunan Erdoğan, “Libya’da, Suriye’de, 30 yıllık işgalin ardından azat edilen Karabağ’da olduğu gibi gerektiğinde tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” diye ifade kullandı.
Rusya-Ukrayna savaşının ardından yapılan esir takası ve tahıl koridoru anlaşmalarını da hatırlatarak, “Bölgesel krizlerin çözümüne katkı sunuyoruz” dedi.