Ekonomist Mahfi Eğilmez, son dönemde sıkça konuşulan hissedilen enflasyon ve büyüme verilerine dair yazı kaleme aldı. Eğilmez son günlerde TÜİK tarafından önce hissedilen enflasyon olarak kullanılan sonra medyada eleştiri ve hatta espri konusu olduğu için algılanan enflasyon olarak değiştirilen ifadeden bahsetti.
kolayca yatırım yapın
Eğilmez, ülkelerin istatistik kurumu tarafından tüketicilere uygulanan anketlerle belirlenen enflasyon oranı dünyanın birçok ülkesinde açıklanan enflasyon oranına göre daha yüksek çıktığını, sokaktaki insanların yaşadığı enflasyonun, istatistik kurumunun açıkladığından daha yüksek olduğuna inandığını belirtti.
TÜİK’in ölçülen enflasyonu yüzde 64,8 ve 2023 yılı için hissedilen enflasyon oranını yüzde 96 olarak açıkladığını anımsatan Eğilmez, “Hissedilen enflasyon olarak açıklanan yüzde 96’lık enflasyon oranı aslında 2022 yılı için hesaplanan GSYH zımni deflatöründen başka bir şey değil.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜİK’in açıklamalarına göre 2023 yılında yüzde 4,5 oranında büyümüş olan Türkiye’nin GSYH’si 26,3 trilyon TL’ye, kişi başına geliri de 307.950 TL’ye yükselmiş göründüğünü vurgulayan Eğilmez, “Kimse böyle inanılmaz bir gelir artışını hissetmediğine göre bu artışlar gerçek mi yoksa ortada artık çok alıştığımız türden bir illüzyon mu söz konusu?” ifadelerini kullandı.
Eğilmez yazısının sonunda, enflasyonun çok yüksek olduğu ve kurun baskılandığı ekonomilerde GSYH ve kişi başına gelir artışlarının gerçeği yansıtmadığını, bu yüksek artışların bir illüzyondan ibaret olduğunu belirtti.
Ekonomiyi olduğundan iyi göstermeye yönelik bu durumu elde etmek için kuru baskılamanın 2004 – 2014 arasında ülkede sahte bir cennet yarattığını vurgulayan Eğilmez, “Ne var ki yaşanan bu sahte cennet sonradan cehenneme dönüşmüştü. Bu sorunu birçok kez yaşadık ama ders çıkaramadık ve yaşamı olduğundan iyi gösteren bu illüzyonlardan vazgeçemedik.” ifadelerini kullandı.