Avrupa Merkez Bankası’nda (ECB) para politikasına ilişkin söylem belirgin şekilde değişiyor. ECB Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel’in bu hafta yaptığı açıklamalar, piyasalarda bankanın bir sonraki faiz hamlesinin artış olabileceği yönündeki beklentileri güçlendirdi.
Schnabel, yatırımcıların ECB’nin bir sonraki adımının faiz artırımı olabileceğine yönelik fiyatlamalarından rahatsız olmadığını belirtirken, bu açıklamalar küresel tahvil piyasalarında geniş çaplı bir yeniden fiyatlamayı tetikledi.
Tahvil getirileri 2009’dan bu yana görülen en yüksek seviyelere yaklaşırken, Avustralya Merkez Bankası’nın ek faiz indirimlerini dışlayan mesajları bu hareketi destekledi.
ECB cephesinde Aralık ayındaki toplantıda faizlerin sabit tutulması zaten beklenirken, para politikasında gevşeme döngüsünün sona yaklaştığı algısı güç kazanıyor.
Litvanya Merkez Bankası Başkanı Gediminas Simkus, enflasyonun orta vadede yüzde 2 hedefine yakın seyrettiğini vurgulayarak, önümüzdeki toplantılarda faiz değişikliğine gerek olmadığını dile getirdi.
ECB Başkanı Christine Lagarde da bu söyleme karşı çıkmadı ve Aralık ayında Euro bölgesi büyüme tahminlerinin yukarı yönlü revize edilebileceğini söyledi.
Bloomberg’in ekonomistlerle yaptığı ankete göre, katılımcıların yüzde 60’ından fazlası artık ECB’nin bir sonraki hamlesinin faiz artışı olmasını daha olası görüyor. Bu oran Ekim ayında yalnızca üçte bir düzeyindeydi.
Buna karşın ekonomistler, kısa vadede bir faiz artışı beklemiyor. Genel beklenti, ECB’nin mevduat faizini önümüzdeki iki yıl boyunca yüzde 2 seviyesinde tutacağı yönünde.
ECB’nin güvercin kanadında yer alan Fransa Merkez Bankası Başkanı François Villeroy de Galhau da yakın vadede faiz artışına gerek olmadığını vurgulayarak temkinli duruşun sürmesini savundu.
Özetle, ECB’de söylem giderek daha şahin bir çizgiye kayarken, piyasalarda “bir sonraki adım ne zaman ve hangi yönde?” sorusu giderek daha yüksek sesle soruluyor.