Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Avrupa Birliği’nin karşı karşıya olduğu uluslararası ticaret engellerini aşmanın yolunun, Birliğin kendi iç piyasasındaki ticaret kısıtlamalarını hafifletmekten geçtiğini ifade etti.
Lagarde, AB’nin ihracata dayalı ekonomik yapısının, ABD Başkanı Trump döneminde başlayan gümrük vergileri gibi adımlardan Çin’in kritik elementler üzerindeki hakimiyetine kadar uzanan küresel korumacı eğilimler nedeniyle zorlandığına dikkat çekti.
ECB Başkanı, AB’nin kendi içindeki mal ve hizmet ticaretini kolaylaştırarak ekonomik büyümesini önemli ölçüde destekleyebileceğinin altını çizdi.
Hollanda örneği üzerinden bir analiz sunan Lagarde, “Eğer tüm AB üyesi ülkeler, iç piyasadaki engelleri Hollanda’nın seviyesine indirseydi, malların serbest dolaşımında yaklaşık yüzde 8, hizmetlerde ise yüzde 9’luk bir maliyet düşüşü sağlanabilirdi” açıklamasını yaptı.
Lagarde, bu potansiyel kazancın sadece dörtte birinin bile hayata geçirilmesinin, ABD tarifelerinin AB büyümesi üzerindeki olumsuz etkisini tamamen telafi etmeye yeteceğini sözlerine ekledi.
Bu iç serbestleşmeyi sağlamak amacıyla Lagarde, katma değer vergilerinin AB çapında uyumlaştırılması, ortak bir şirketler hukukunun oluşturulması ve gönüllü bir yapısal reform çerçevesi olan “28. rejim” fikri de dahil olmak üzere geniş kapsamlı reformlar önerdi.
Para politikasına ilişkin açıklamasında ise Lagarde, ECB’nin 2024-25 döneminde gerçekleştirdiği agresif faiz indirimlerinin ardından, fiyat istikrarını koruma görevlerine devam edeceklerini belirtti.
Almanya’nın mali harcamalarla ekonomiyi destekleme çabalarını övgüyle karşılayan Lagarde, “Enflasyonun hedefimizde kalmasını sağlamak adına para politikamızı gerektiğinde ayarlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.