Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkan Yardımcısı Luis de Guindos, artan bankacılık endişeleri ortasında sektördeki duruma ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Frankfurt’taki bir bankacılık konferasında konuşan Guindos, banka dışı finans sektörünün bankalardaki gerilime rağmen istikrarlı olduğunu söyledi.
Konuşmasına, “Banka dışı finansal kuruluşların piyasa ayak izi arttıkça yeni riskler ve kırılganlıklar ortaya çıkabilir” ifadeleriyle başlayarak bunlardan özellikle üç tanesini ele aldı.
İlk olarak banka dışı finans sektörünün, son 15 yıldaki güçlü büyümesine likidite uyumsuzluklarındaki artışın eşlik ettiğini belirtti.
Banka dışı finansal sistemdeki ikinci kırılganlığın, şokları artırabilen ve bankalar için yayılma riskleri yaratabilen finansal ve sentetik kaldıraçla ilgili olduğunu dile getirdi.
ECB Başkan Yardımcısı’na göre banka dışı sektördeki üçüncü kırılganlık, özellikle marj çağrılarından kaynaklanan yüksek likidite talebini karşılama konusundaki yetersiz hazırlıktan kaynaklanıyor.
Fakat tüm bunlara rağmen Guindos, sektörün istikrarlı kaldığını şöyle anlattı:
“Bu yeni riskler ve kırılganlıklar aşikar olmakla birlikte, bankacılık sektöründe Mart ayında ortaya çıkan strese rağmen banka dışı finans sektörü son aylarda büyük ölçüde istikrarını korudu.”
ECB Başkan Yardımcısı konuşmasını sonlandırırken geçtiğimiz on yılda, banka dışı kuruluşların Euro Bölgesi ekonomisinin finansmanında oynadığı rolün giderek arttığını söyledi.
Fakat bu, finansal entegrasyonun teşvik edilmesi ve ekonomik büyümenin desteklenmesi açısından sevindirici bir gelişme olmakla birlikte finansal sistem için artan riskleri de beraberinde getiriyor.
Guindos’a göre bankacılık ile banka dışı finans sektörü arasındaki karşılıklı bağlantı yüksek olmaya devam ediyor ve bulaşma kapsamını artırıyor. Artan bu riskler göz önüne alındığında, bugüne kadar gerçekleştirilen politika eylemi her zamankinden daha yetersiz hale geliyor.
Dolayısıyla banka dışı kuruluşların daha dirençli olmalarını ve hem iyi hem de kötü zamanlarda reel ekonomiye istikrarlı bir fonlama kaynağı sağlamaları için daha kapsamlı bir makroihtiyati çerçeve bir öncelik olmalıdır.