ECB, zayıf tüketici talebi ve Almanya gibi önemli ekonomilerdeki durgun büyüme nedeniyle Perşembe günü temel faiz oranını 25 baz puan düşürerek yüzde 3,5’e indirdi. Bu, 2022 ortasında artan tüketici fiyatlarını dizginlemek için başlayan rekor kıran bir artış döngüsünün sonunu işaret eden Haziran ayındaki önceki indirimle aynı boyuttaydı.
Faiz indirimlerinin, Euro Bölgesi ekonomisinin karşı karşıya olduğu kalıcı zorlukları vurguladığı aynı zamanda küresel belirsizliklerin devam ettiği bir ortamda ekonomik büyümeye giderek daha fazla öncelik veren uluslararası piyasalardaki daha geniş çaplı bir değişimi yansıttığı aktarıldı.
ECB Başkanı Christine Lagarde gelecekteki faiz kararlarının veri odaklı olacağını ve kesintiler için önceden belirlenmiş bir yol olmadığını vurgulasa da birçok analist, faiz indirimlerinin devam edeceğine inandığını belirtti.
İspanya’nın en büyük kredi kuruluşu Banco Santander’de ekonomist olan Antonio Villarroya, “Tüm gözler, Ekim ayı gibi erken bir tarihte 25 baz puanlık bir indirimin daha duyurulması olasılığında olacak” dedi.
Yatırım araştırma şirketi Morningstar’da Avrupa piyasa stratejisti olan Michael Field, daha fazla faiz indirimi nedeniyle ekonominin aşırı ısınma riskinin düşük göründüğünü ve yıl sonundan önce başka bir faiz indiriminin çok muhtemel olduğunu söyledi.
Almanya Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (DIHK), faiz indiriminin her şeyden önce Alman ekonomisinin durgunluk halinde kalması nedeniyle mantıklı olduğunu söyledi.
Öte yandan kararını bu hafta açıklayacak ABD Merkez Bankası (FED) da indirim sürecine katılmada geride kalmayacak.
ECB mevduat oranını düşürdükten sonra, yatırımcılar artık Fed’in gelecek hafta yapacağı faiz indiriminin büyüklüğüne ve kapsamına bahse girerken para piyasaları 18 Eylül’de 50 baz puanlık bir indirim için yüzde 43 olasılık görüyor.
FED dahil diğer büyük merkez bankaları, enflasyonun istikrarlı bir şekilde düşmesi ve ekonomik ivmenin zayıflamasıyla odaklarını enflasyonla mücadeleden büyümeyi desteklemeye kaydırıyor.
Gelişmiş ekonomilerde, İngiltere bu Ağustos ayında dört yıl beş ay sonra ilk faiz oranı indirimini duyururken, Kanada bu ayın başlarında referans oranını üst üste üç kez düşürdü. İsviçre ve İsveç’in de daha fazla faiz indirimi uygulaması bekleniyor.
Faiz indirimleri borçlanmayı ve yatırımı teşvik etmeyi amaçlasa da Euro Bölgesi’ndeki yapısal sorunlar öne çıkıyor.
Bağımsız bir Fransız-Alman finans grubu olan özel banka Oddo BHF’nin baş yatırım stratejisti olan Jan Viebig, Euro Bölgesi enflasyonunun, özellikle de hizmet sektöründe henüz yenilmediği konusunda uyardı.
Para politikasının Avrupa ekonomi politikasındaki yapısal sorunları çözmek için tasarlanmadığını ve faiz oranlarını çok hızlı düşürmenin risk taşıdığını söyledi.
HSBC’nin Avrupa Baş Ekonomisti Simon Wells de ekonomik zayıflığın 2025’te de devam etmesi ve enflasyonu hedefin altına çekmesi durumunda daha sert para politikası önlemlerinin gerekli olabileceğini belirtti.
Euro Bölgesi’ndeki tüketici güveninin sarsıldığını ve tüketimin, özellikle bölgenin en büyük ekonomisi olan Almanya’da keskin bir şekilde düştüğünü vurgulayan Wells, işten çıkarmalar ile şirket iflaslarının belirsizliği artırdığını ekledi.