Çarşamba günü 7,19 seviyesinden kapanan dolar kuru yeni günde 7,25’i aşarak tarihi rekorunu kırdı. ABD dolarının gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında güçlenmesi ile Türk lirası sene başından bu yana %18 oranında değer kaybetti. Haberimizi yazdığınız şu dakikalarda da %0,12 ile dolar karşısında en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi konumunda.
Hatırlanacağı üzere 2018 yılının Ağustos ayında Amerika Birleşik Devletleri ile başta Rahip Brunson krizi olmak üzere birtakım diplomatik sorun yaşanmıştı. ABD’nin Türkiye‘ye yaptırım tehdidinde bulunması ile dolar 7,24’ü geçerek tarihi rekorunu kırmıştı.
Sadece dakikalar içinde kurda meydana gelen ani yükselişle işletmeler ödemelerini yapamadı, gümrükte tırlar bekletildi, art arda konkordatolar ve iflaslar geldi. Yaşanan bu süreç dilimize 2018 kur şoku olarak yerleşti ve her söylemimizde en olumsuz tablo olarak gösteriliyor.
Bunun ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faiz oranını yüklemeli bir şekilde düşürme, swap limiti değişikliği olmak üzere bir dizi tedbiri devreye soktu. Alınan kararlar doğrultusunda dolar kademeli bir şekilde 5,20’ye kadar inmişti. 2020’ye 6 lira civarında başlayan dolar tam istikrar kazandı derken bu defa koronavirüs salgını baş gösterdi.
Geçen hafta 7 TL’yi aşması ile birlikte yurt içi piyasalarında bir tedirginlik kendini göstermeye başladı. Zaten iki aya yakın bir zamandır kapalı olan ekonomi, COVID-19 pandemisi ile sarsılan küçük işletmeler bir de doların yükselmesi durumuyla karşı karşıya kaldı. Bu kez yükselmez, yeniden düşüşe geçer, Merkez Bankası bir adım atar derken korkulan oldu. Dolar 7,25 ile tarihi rekorunu kırdı!
Türk lirası son bir haftada dolar karşısında %3 değer kaybetti.Geçtiğimiz hafta 7 TL direncini aşarak korku sinyalleri veren dolar kuru bu sabah saat 09:30 sularında 7,25’i geçerek tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Kurun son 24 saatlik fiyat değişimi %0,46 artış olurken, bir ayda %11,56 oranında yükseldi.
Analistler kurda meydana gelen artışın ABD dolarının küresel boyutta güçlenmesine ve Türkiye’nin 5 yıllık CDS risk priminin 600 puanın üzerinde seyretmesine bağlıyor. Türkiye’nin CDS risk primi 2018 kur şoku döneminde 550 seviyesine kadar çıkmıştı.
Ardından hayata geçirilen politikalar sayesinde 230’lu seviyelere kadar inen veri koronavirüs salgının etkisiyle yeniden yükseldi. Yukarıda paylaştığımız grafikte de görüleceği üzere Ocak ayının başında 239 seviyesinde seyreden CDS, pandeminin başlamasıyla birlikte çok keskin bir yükseliş göstererek 618’e kadar çıktı. Nitekim şu anda da ulaştığı en yüksek seviyede seyrediyor.
Ahlatcı Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün, CDS’deki bu durumun kuru olumsuz etkilediğini belirtti. Kurum analistleri ABD ile Çin arasında yeni bir gerilimin başlayacağına dair endişenin de gelişmekte olan para birimleri üzerinde baskı yarattığını ifade ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Türkiye’nin rezervlerinin yeterli olduğunu söylese de sosyal medyadan tepki yağdı.Bakan Albayrak uluslararası yatırımcılara yönelik yaptığı sunumda sermaye kontrolü yapılmayacağını, Türkiye’nin rezervlerinin yeterli olduğunu dile getirdi. Albayrak’ın bu sözleri akıllara “Aralık Kasım’dan; Ocak Aralık’tan; Şubat’ta Ocak’tan iyi olacak” cümlesini getirirken, sosyal medyada doların hızla yükselmesi nedeniyle sayısız tepki geldi.
Albayrak dün gerçekleştirdiği konferansta yaklaşık 2 bin fon yöneticisine ve banka temsilcilerine seslendi. Bu arada Türkiye’nin döviz rezervlerinin yeterli olduğu konusunda yatırımcılara güven vermeye çalışmasının da çok fazla etkili olmadığı düşünülüyor.
Ekonomist Atilla Yeşilada, salgın hastalık nedeniyle ortada bir nakit sıkışıklığı varken, Berat Albayrak’ın durumu çok iyimser bir şekilde aktardığını düşünüyor. East Capital varlık yöneticisi Emre Akçakmak, Türkiye’nin dış faktörlere bağlı kırılganlıkları göz önüne alındığında bu tür hareketlerin sürpriz olmadığını ifade etti.
Edinilen bilgiye göre konferans katılımcılarının daha fazla kanıta ve açıklamaya gerek duyduğu öğrenilirken, Albayrak’ın rahatlatıcı mesajlarının yerine ulaşıp ulaşmadığı konusunda da şüpheler ortaya çıktı.
Brad W. Setser 5 Mayıs’ta kaleme aldığı makalede, Türk bankalarının 450 milyar dolarlık dış borcun 150 milyar dolarını tek başına üstlendiğini söyledi. Bankaların uzun zamandır, yerel müşterilerinden uzun vadeli mevduat alamadıklarını ekledi.
TCMB’nin döviz piyasasına çok yoğun bir şekilde müdahale ettiği belirtilen yazıda, bunun Dolar/TL’nin yükselmesini engelleme konusunda başarılı olsa da, lira üzerindeki baskının daha ağır geldiğini sözlerine ekledi.