Yeterince yaşlı olanlar bilir! Önceden çocuklar pek evde durmazdı! Hatta çoğunlukla dışarı çıkmaları için anne-babaları tarafından evden kibarca kışkışlanırlardı. Tozun toprağın içinde sabahtan akşama kadar sokaklarda koşuşturur; su içmek, yemek yemek gibi ihtiyaçları dışında eve neredeyse hiç uğramazlardı. Hatta çoğunlukla evin yolunu unutur, o meşhur akşam ezanı saatini kaçırarak bunun için ufak zılgıtlar yerlerdi. Ama genel olarak özgürdüler. Eve hapis kalmak ne anlama gelir bilmezdiler. Telefonların, tabletlerin, bilgisayarların başında saatlerce kımıldamadan oturmayı hayal bile edemezdiler. Peki, ya şimdi öyle mi? Şimdiki çocuklar ne alemde?
Evlerde, kreşlerde, okullarda, kocaman apartman dairelerinde; hayatı pencerelerden, balkonlardan izliyorlar. Tozla toprakla oynamaları gerekirken alışveriş merkezlerindeki top havuzlarında çocukluklarını yaşamaya çalışıyorlar. Parayla çalışan metal atlar, arabalar üzerine binerek hiç de gerçekçi olmayan eğlence merkezlerindeki ışıklarla aldanıyorlar. Yağmurda ıslanmanın, güneşte yanmanın, karlar içine yatmanın tam olarak ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. Düşünsenize, önceden hangimizin kolunda ensesinde amele yanığı olmazdı ki? Hepimiz “amele yanığının” ne demek olduğunu bilirdik. Ama zamane çocuklarının neredeyse hiçbirinde güneşin altında vakit geçirmenin bu belirgin işaretini göremiyoruz. Çünkü dışarıda güneşin sıcaklığını tenlerinde hissedecek kadar çok kalamıyorlar!
Çünkü bütün günlerini alan okulları, okulların yanı sıra özel dersleri, etütleri, spor antrenmanları, dil kursları efendime söyleyeyim daha binbir türlü farklı meşguliyetleri var. Henüz çocuk olan, ama neredeyse bir yetişkin kadar meşgul olan bu çocuklar dışarıyı sadece ebeveynlerinin arabalarının camlarından izliyorlar. Belki yazdan yaza kumdan kale yapıyor, yeterince şanslılarsa arada sırada çocuk paklarına gidebiliyor; ama genellikle çocukluklarını adamakıllı yaşayamıyorlar.
Peki, çocukların mahkum edildiği bu esaret onların hayatlarını nasıl etkiliyor biliyor musunuz? Dışarıda doyasıya vakit geçiremeyen çocuklar diyorum sizce ne kadar başarılı olabiliyor? Daha doğrusu şöyle söyleyeyim. Hayatı ekrandan gördüğü kadar bilen çocuklarla, dışarıda daha çok vakit geçiren çocukların başarıları arasında ne kadar fark olabileceğini hiç düşündünüz mü? O zaman düşünmelisiniz derim. Eğer çocuklarınızın başarılı bireyler olmalarını istiyorsanız, sizin sahip olduğunuz özgürlüğü onlara da tanımalı, dışarıda daha çok vakit geçirmeleri için elinizdeki her türlü fırsatı kullanmanız gerektiğini anlamalısınız. Çünkü hayatı pencerelerden, balkonlardan izlemeyen çocukların başarılı olma ihtimalleri diğerlerine göre çok daha yüksek!
İşte dışarıda vakit geçiren çocukların diğerlerine göre daha başarılı olma nedenleri:
Daha Çok D Vitamini Alıyorlar!
D Vitamininin çocukların gelişimi üzerinde ne kadar etkili olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Ya da durun isterseniz hemen birkaç küçük bilgiyle hatırlamanıza yardımcı olayım. Mesela; kalsiyum ve fosfor emilimini düzenleyerek kemiklerin ve dişlerin güçlenmesini sağlayan D Vitamini ihtiyacını karşılamak, bebekler ile çocuklarda çok önemlidir. Ayrıca kaslar, sinir sistemi, bağışıklık, hormonlar ve cilt için yararlı olan D Vitamininin en büyük kaynağı güneştir. D vitaminin mutluluk hormonlarının salgılanması üzerinde de ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Sonuçta, çocuğunuzu gün boyu güneşin altında tutun demiyorum; ama onun güneş ışınlarından yeterli derecede yararlanmasına gereken özeni göstermelisiniz. Zira güneşten faydalanması çocuğunuzun hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı açısından faydalı olacaktır.
Daha Çok Hareket Ediyorlar!
Dışarıda daha çok vakit geçiren çocuklar doğal olarak diğerlerine göre daha çok hareket ediyorlar. Diğer bir deyişle, doğalarının gereğini yapıyorlar. Enerjilerini rahatlıkla atabilen bu çocuklar, hem fiziksel hem de zihinsel açıdan diğerlerine göre çok daha aktifler. Oradan oraya koşuşturan, hoplayan zıplayan tırmanan; kısacası çocukluklarını yaşayan bu küçük bireyler, hapis hayatı yaşayan çocuklara göre çok daha sağlıklılar. Tüm bunlara ek olarak; hareket etmek çocukların çağımızın sorunu olan obezite hastalığı, kalp problemleri ve diyabet gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini de ciddi oranda azaltıyor. Nitekim sadece bu neden bile ebeveynlerin çocuklarını dışarıda daha çok vakit geçirmeye teşvik etmeleri için yeterli diye düşünüyorum. Haksız mıyım?
Güçlü Motor Yetenekleri ve Bağışıklık Sistemleri Var!
Dışarıda oynayan çocukları bir düşünün. Tırmanan, atlayan, zıplayan, bisiklete binen, düşe kalka sürekli yeni bir şeyler öğrenen çocuklar… İşte tüm bu fiziksel aktivitelerin, çocuğunuzu eğlendirmekle kalmayıp aynı zamanda onların motor yeteneklerini güçlendirdiğini de bilmelisiniz. Tek ayak üzerinde durmak, çizgi üzerinde yürümek, seksek oynamak, dengede durmak, ip atlamak ve daha pek çok farklı aktiviteyle motor yeteneklerini güçlendiren çocuklar bunun yanında bağışıklık sistemlerini de güçlendirmiş oluyorlar. Sonuçta evden okula okuldan eve giden çocuklar, kirle ve mikropla çok daha az haşır neşir oluyorlar. Bunun sonuncunda ise küçük bedenlerine giren en ufak mikrop karşısında savunmasız kalıyor ve hastalıklara yakalanıyorlar. Diğer taraftan; dışarıda daha çok vakit geçiren çocuklar ise akranlarından, tozdan çamurdan aşina oldukları mikroplar sayesinde hastalıklara karşı direnç kazanıyor ve bağışıklık sistemlerini her gün biraz daha güçlendiriyorlar.
İletişim Yetenekleri Daha Güçlü!
Çünkü dışarıdalar! Anne-babaları ya da kardeşleri dışında başka insanlarla da tanışıyorlar. Akranlarıyla, kendilerinden küçük ya da büyük olanlarla iletişim kurmayı öğreniyorlar. İlk kez gördüğü bir çocukla arkadaş olabilen, diğer bir deyişle arkadaş olmayı öğrenen bu çocuklar haliyle daha kolay sosyalleşebiliyorlar. Hayatları boyunca ihtiyaç duyacakları iletişim kurma yeteneğini daha küçük yaşlardayken kazanan dışarıdaki çocuklar, işte tam da bu yetenekleri nedeniyle diğerlerinden daha başarılı olabiliyorlar.
Yaratıcılıklarını Kullanma Fırsatına Sahipler!
Telefonların, televizyonların ya da bilgisayarların başında vakit geçiren çocuklar mı daha yaratıcıdır; yoksa dışarıda vakit geçirenler mi? Elbette, dışarıda vakit geçirenler. Teknolojik aletlerin çocukların yaratıcılıklarına sınır koyduğunu rahatlıkla tahmin edebilirsiniz, değil mi? Oysaki dışarıda oyunlar oynayan, sosyalleşen çocuklar, farklı çocuklarla bir araya gelerek yaratıcılıklarını güçlendiriyorlar. Değişik fikirler üreterek oyunlar bulan, kendilerine isimler lakaplar takan, taşı toprağı oyuncağa çeviren çocuklar kesinlikle daha yaratıcılar. İşte bu nedenle çocuklarınızı evlere, renkli ekranların karşısına zincirlemeyin. Onların mükemmel hayal etme yeteneklerinin körelmesine izin vermek istemiyorsanız, dışarıda daha çok vakit geçirmelerini sağlayın derim.
Güçlü Gözlem Yeteneklerine ve Farkındalıklara Sahipler!
Çünkü sık sık dışarıda bulunuyorlar. Etraflarında olup biteni gözlemleyebiliyor, zehir gibi çalışan kafalarına deneyimledikleri her şeyi yazabiliyorlar. Bir kedinin kızdırıldığı zaman tırmalayabileceğini, karıncaların da ısırdığını, arkadaşlar arasında ufak kırgınlıklar olduğunu, dikkatli yürümezsen düşüp dizini kanatabileceğini ve daha pek çok şeyi tecrübe ederek öğreniyorlar. Evlere mahkum edilen çocuklarsa hayatı sadece renkli ekranlardan ibaret sanıyorlar. Zira onlara ne gözlem yapma ne de yaşayarak öğrenme fırsatı sunulmuyor. Sonuçta; çocuklarınızın hayatı tanımasına izin vermezseniz, onların öz güveni eksik, tek başına karar alamayan ve her zaman birilerinin arkasına sığınan bireyler olmasına neden olabileceğinizi de bilmelisiniz.
Doğayı Tanıyor Tanıdıkça Daha Çok Seviyorlar!
Dışarıda daha çok vakit geçiren çocuklar doğayı tanıma fırsatı buluyor ve tanıdıkça daha çok seviyorlar. Oysaki şehir hayatının beton dünyasının üzerine bir de dışarıdan da mahkum edilen çocukların böyle bir şansları olmuyor. Çünkü onlar çimenlerin üzerinde çıplak ayak yürümenin keyfini bilmiyor ya da bir çiçeğin dalındayken koklayamıyorlar. Bu nedenle de doğaya korkuyla yaklaşıyor, dünyanın mucizelerini öğrenemiyorlar. Sonuçta çocuklarınızın doğayı seven bireyler olmalarını istiyorsanız, onlara bu sevgiyi aşılayacak kişinin sizden başka birisi olmadığını da anlamalısınız. Çocuğunuzun doğayı tanıyıp keşfetmesine izin vermeli ve ona doğaya saygı duyulması gerektiğini öğretmelisiniz.
Sağlıklı Beslenme Alışkanlıklarına Kolayca Adapte Olabiliyorlar!
Evet, dışarıda daha çok vakit geçiren çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak çok daha kolay. Çünkü dışarıda koşup oynayan haliyle acıkan çocuklar neredeyse önlerine gelen her şeyi yiyorlar. Ayrıca akranlarıyla birlikte oldukları için yemeklerini hevesle bitiriyorlar. Bu dediğimin ne kadar doğru olduğunu görmek istiyorsanız, elinize geçen ilk fırsatta deneyin derim. Mesela; çocuğunuz parkta arkadaşlarıyla oynarken ona sağlıklı atıştırmalıklar, meyveler teklif edin. Evdeyken büyük ihtimalle burun kıvırdığı yiyecekleri geri çeviremeyecek, aynı zamanda yiyeceklerini arkadaşlarıyla paylaşmayı da öğrenecektir.
Miyop Olma Riskleri Daha Düşük!
Dışarıda daha çok vakit geçiren çocukların sahip olduğu bir diğer avantaj da sağlıklı gözler! Televizyon ekranının, telefonun ya da bilgisayar ekranının içine kadar giren çocukların miyop olma riskleri çok daha yüksekken, diğerlerininki hiç de öyle değil! Sonuçta renkli ekranlar karşısında uzun süre vakit geçirmek bizim göz sağlımızı bile önemli derecede etkilerken, henüz gelişme çağında olan çocuklarınkini nasıl etkilemesin ki? İşte bu nedenle; çocuğunuzu teknolojik aletlerin olabildiğince uzak tutun, bunun yerine normal olanı yani dışarıda vakit geçirmelerini sağlayın.
Her Şeyden Önemlisi Daha Mutlular!
Dışarıda vakit geçiren çocuklara bir bakın! Nasıl mutlu olduklarını, özgürlüğün onlara ne kadar iyi geldiğini artık anlayın. Koşan, düşen, saklanan, ip atlayan, salıncağa binen, çimenler üzerinde yuvarlanan, kısacası çocuk olmanın keyfini çıkartan küçük insanlardan neden neşeyi esirgeyesiniz ki? Yapmayın! Çocuklarınızı sokağa hasret büyütmeyin. Dışarıdan gelmek istemeyen çocukların en çok mutlu oldukları yerlerden birinin de sokaklar olduğunu artık anlayın.
Hiçbir şey yapamıyor musunuz? O zaman bari kendi çocukluğunuzu düşünün! Aklınıza evde oturup televizyon izlediğiniz günler mi geliyor? Yoksa arkadaşlarınızla dışarıda vakit geçirdiğiniz zamanlar mı? Peki, çocuğunuz ileride büyüdüğünde geçmişe dair hangi anılarını düşünecek dersiniz? Onun en popüler çocukluk anılarının top havuzları, özel dersler ya da bilgisayar oyunlarından oluşmasını ister misiniz? İstemezsiniz, değil mi? O zaman bırakın, çocuklarınız dışarıda daha çok vakit geçirsin. Özgürlüğün tadını çıkartıp, mutlu ve başarılı çocuklar olarak büyüsünler!
Çok doğru çocuklarımın özgür ve mutlu oolmasını istiyorum bir anne olarak bırakın onlar gerçek hayatı yasasdin yaşasın