Bundesbank: Almanya’nın Resesyona Girmesinden Korkmak için Hiçbir Neden Yok

Bundesbank, Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da büyümenin dördüncü çeyrekte durgunlaşacağını ancak bir resesyonun yaklaşmadığını açıkladı.

Almanya Merkez Bankası’nın aylık raporunda, ülkenin üretim durgunluğunu hafifletebileceğine dair temkinli işaretler olduğu ve önemli gerilemenin iş gücü piyasasını etkilemeye başlamasına rağmen iç talebin destek vermeye devam etmesi gerektiği belirtildi.

Alman Ekonomisinin Zayıf Aşamasının Son Çeyreğe Uzanması Bekleniyor

“Alman ekonomisinin zayıf aşamasının yılın son çeyreğine uzanması bekleniyor. Fakat muhtemelen önemli derecede kötüleşmeyecek.” dendi. Bundesbank bazı ümit verici istikrara kavuşma işaretlerine de dikkat çekti. Örnek olarak üreticilerin iş beklentilerinin iyileşmesini ve sipariş akışının önceki aylarda sabit kalmasını gösterdi.

Bununla birlikte, genişleyici maliye politikasının da bir destek vermesi gerekirken özel tüketimin, güçlü bir iş gücü piyasası ve yükselen ücretler sayesinde dördüncü çeyrekte ekonomik büyümeyi desteklemeye devam etmesi gerektiği belirtildi.

“Büyük bölümü için ekonomi yılın ikinci yarısında temkinli olacak. Ama şu anda Almanya’nın resesyona girmesinden korkmak için hiçbir neden yok.” ifadelerine yer verilen raporda, genel ekonomik çıktının durgun kalabileceği aktarıldı.

Nihayetinde küresel bir ticaret savaşı, Çin’in kendi yavaşlaması ve değişen tüketici alışkanlıkları, Almanya’nın endüstrisini durgunluğa itti. Ancak iç ekonomi beklenmedik bir şekilde dirençli kalmayı başardı.

Alman Ekonomisi Üçüncü Çeyrekte Resesyondan Kaçındı

Almanya ekonomisi, 2019 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 0.1 büyüme ile teknik resesyondan kaçınmıştı. Rakamlar yüzde eksi 0.1 olan resmi tahminlerin ötesine çıkarken daralma tahminlerini aşan GSYİH, teknik durgunluğun önüne geçmişti.

Federal İstatistik Ofisi’ne göre ekonomi, Temmuz ile Eylül ayları arasında yüzde 0.5 oranında büyüme kaydederken rakam; fiyat, mevsimsellik ve takvime göre ayarlandığında bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0.1 oranında gerçekleşmişti. Hanehalkı ve devletin nihai tüketim harcamaları artarken ihracat yükselmiş, ithalat ise aşağı yukarı sabit kalmıştı.