Almanya 191 bin koronavirüs vakası ve 8 bin 962 can kaybı ile pandemiden en fazla etkilenen 11. ülke konumunda. 27 Mart‘ta 7000’e yakın yeni vaka ile pik noktayı gören Almanya’da salgının başından bu yana 175 bin kişi iyileşip sağlığına kavuştu.
Virüsün yayılma hızını önlemek amacıyla getirilen kısıtlamalar ülke ekonomisine sert darbe vurdu. Sanayi üretimi ve fabrika satışları gibi veriler yaklaşık 30 yılın en düşüne gerilerken uzmanlar keskin bir resesyona neredeyse kesin gözüyle bakıyor.
Deutsche Bundesbank Başkanı Jens Weidmann, 22 Haziran’da ülke ekonomisine dair tahminlerini paylaştığı raporunu yayımladı.Jens #Weidmann talks about the current economic situation in #Germany at the Frankfurt Finance Summit 2020: https://t.co/CJoglhq1V1 #FFS2020 @FMFdigital #economy pic.twitter.com/CtbIfTA26Q
— Deutsche Bundesbank (@bundesbank) June 22, 2020
Dünyanın son yılların en ciddi sağlık krizini yaşadığını söyleyen Weidmann, Almanya’da da diğer birçok ülkede olduğu gibi bireysel hakların kısıtlandığını belirtti.
Sosyal mesafe kuralları gereği ve virüsün yayılma hızını önlemek amacıyla insanların seyahat edemediğini, cafelerde arkadaşlarıyla buluşamadığını ve firmaların mağazalarını açamadığını belirten isim bunun ekonomiye de ciddi bir kriz olarak yansıdığının altını çizdi.
IMF’nin küresel ekonomideki gerilemeyi büyük kilitlenme olarak nitelendirdiğini hatırlatan Weidmann, salgının hem arz hem de talep tarafında geniş bir cepheyi vurduğunu dile getirdi.
Hastalığa dair güvensizlik arttıkça insanların daha temkinli bir hale geldiğini, ekonomiye dair kaygının etkisiyle şirketlerin yatırım harcamalarını azalttığını aktardı.
Salgının Almanya’nın ihracatına da darbe vurduğunu hatırlatan Weidmann, ekonomide gerçekleşecek kaybın Federal Cumhuriyet’in gördüğünün en kötüsü olacağını düşünüyor.
Almanya ekonomisi Mart ortasından bu yana insanların evde durması ve işgücü faaliyetlerine ara verilmesiyle, yılın ilk üç ayında %2,2 oranında küçüldü. Bundesbank analistleri geçen hafta yaptıkları değerlendirmede, Almanya ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde daha büyük bir daralma göstereceğini bildirmişti.
Bugün yayımlanan yazıda ise 2020’nin ikinci çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasılada %10 oranında daralma beklendiği söylendi. Bankanın başkanı tarafından yapılan açıklamada ekonominin önünde çok fazla belirsizlik olduğu belirtildi.
Öte yandan ekonominin Nisan ayında dibi vurduğu düşüncesiyle Mayıs ayından itibaren toparlanmanın başladığına dikkat çekildi. Bazı kısıtlamaların halen devam ettiği ancak ekonomiye yansımalarının kademeli bir şekilde düzeleceği söylendi.
Bundesbank Başkanı, ekonominin kriz öncesi dönemine ancak 2022 yılının sonlarına doğru dönebileceğinin altını çizdi. Hükümetin kurumlar vergisi, sosyal güvenlik katkı paylarını hafifletme, finansman desteği ve kredi borçlarını erteleme gibi çeşitli destekler sunarak, ekonomideki hasarı azaltmak için elinden geleni yaptığını söyledi.
Almanya’nın sağlık harcamalarını artırma ve hanehalkı gelirini desteklemek için aksiyon almada geç kalmadığını söyledi.
Şansölye Angela Merkel öncülüğündeki Alman hükümeti, bu ay başında ekonomiyi desteklemek içim 130 milyar Euro’luk daha teşvik paketini onayladı. Hükümet pandeminin en başından bu yana küçük şirketleri ve hanehalkını desteklemek amacıyla birçok önemli adımı devreye sokmuştu.
Bu konular hakkında da fikirlerini paylaşan Weidmann, gerekli görüldüğü takdirde daha fazla teşvikin devreye sokulacağından emin olduğunu vurguladı.
Bu sürecin devletlerin harekete geçme hızı konusunda kamu maliyesinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini dile getirdi. Bunun yanında politika yapıcıların krizden çok fazla etkilenen ülkelerin de yanında olması gerektiğini altını çizdi.
Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alım programını 600 milyar Euro genişleterek, 750 milyar Euro’ya çıkarmasının da çok önemli bir gelişme olduğunu hatırlattı. Program kapsamında büyük ölçüde tahvil alımı yapılacağını ve bunların para politikasının meşru ve etkili bir ilacı olduğunu dile getirdi.
Sağlam maliye politikaları ve para politikasının temel fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda teşviklerin son derece gerekli olduğuna dikkat çeken Weidmann, diğer yandan merkez bankalarının hükümetler için alacaklı konuma geldiğini ve bunun getireceği riskler olduğunu söyledi.
ECB Başkan Christine Lagarde’nin “Olağanüstü zamanlar olağanüstü eylem gerektirir.” sözünü hatırlatarak, finans sisteminin bozulmasıyla reel ekonomide ciddi bir çöküş tehlikesinin halen mevcut olduğunu sözlerine ekledi.
işlem yapmak için
GCM Yatırım
yanınızda!
Paratic Haber
Paratic Piyasalar
