
Üç yıldan uzun süredir devam eden müzakere süreci ve gün geçtikçe artan anlaşmasız ayrılık olasılığı ile Brexit’in, Amerikan ekonomisini nasıl etkileyeceği konusunda ekonomistler tahminlerini paylaştılar.
Brexit’in ABD ekonomisi üzerindeki etkisi, büyük ölçüde gidişatın nasıl gerçekleştiğine ve İngiltere’nin AB’ye ne kadar yakın kalacağına bağlı olacaktır. Brexit yanlısı kampanyacıları ise İngiltere’nin bloğun dışındaki ülkelerle ticari anlaşmalar yapmasını istiyorlar. Ancak AB içinde hala bir müzakere söz konusu değil.
İngiltere’nin yeni başbakanının, Parlamento’nun nihayet bir tür resmi anlaşmayı onaylamak yerine anlaşmayı imzalamadan ülkeyi AB’den çıkarıp çıkarmayacağı henüz belli değil. Bazı Brexit destekçileri ise anlaşmasız bir ayrılık olacağına inanmış durumdalar.
İlk Ticaret Anlaşması ABD ile Olabilir
ABD’nin herhangi bir ülke ile olan ticaret açığı, Başkan Donald Trump’ın vazgeçilmez saldırı noktası oldu. ABD’nin Çin ve AB ile yaşadığı ticaret ile tarife anlaşmazlıkları bundan kaynaklanıyor.
İngiltere, büyük ölçüde Trump’ın gazabından kaçarken, ABD’nin İngiltere ile bir ticaret fazlasına sahip olması, Brexit sonrası yeni bir ticari gerginliği tetikleyebilir.
ABD Ticaret Temsilciliği’ne göre; Birleşik Krallık ile ABD araısndaki mal ve hizmet ticareti, 2018 yılında tahmini olarak 262,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. İngiltere, 141,1 milyar dolarlık ihracat ve 121,2 milyar dolarlık ithalat ile ABD’ye 19,9 milyar dolarlık mal ve hizmet ticareti fazlası verdi.
Trump, İngiltere’ye Brexit sonrası olağanüstü br ticaret anlaşması vaat etmişti. Ancak kimse ABD’nin, Birleşik Krallık ile özel ilişkiye sahip olduğa ve bu şekilde karşılıklı yarar sağlayacak bir ticaret anlaşmasına döneceğine inanmıyor.
IHS Markit Başkan Yardımcısı Dan Yergin, İngiltere’nin zorluğunun özel ilişkiyi çok özel hale getireceğini söylüyor. Bir ticaret anlaşmasının neye yol açacağına ilişkin soru işaretleri var; ancak Trump, İngiltere’nin yakın tarihli sağlık hizmeti olan NHS’yi de konu alan ticaret görüşmelerine geldiğinde her şey masaya dökülmüş ve bir felaket ile karşılaşılmıştı.
Politik Olmayan Başlangıçlar Olabilir
Capital Economics’in Kıdemli ABD Ekonomisti Andrew Hunter, ihracatın ABD gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 0,7’sini oluşturduğu düşünüldüğü zaman, ABD’nin anlaşmasız bir Brexit’ten hatta bir ticaret anlaşmasından kazanacak veya kaybedecek bir şeylerinin olmadığını düşünüyor.
Hunter, “İngiltere tarafından en azından ABD ile AB arasındaki bağların kaybını telafi etmek için daha yakın bir ekonomik ilişki kurmak adına bir girişim olabilir. Kapsamlı bir ABD-İngiltere ticaret anlaşması mütevazi olma potansiyeline sahip olacaktır. Her iki ekonomiyi de destekleyin,” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında Hunter, ABD’de bu artışın küçük olacağını belirtti ve Trump’ın iktidarda olduğu sürece bir ticaret anlaşması imzalamanın hayal olduğunu belirtti.
Hunter, “ABD yönetimi, İngiltere’nin tarım sektörüne ve muhtemelen her iki de Birleşik Krallık hükümetinin bakış açısına göre kesinlikle politik olmayan başlangıçlar olan NHS’ye bile ciddi bir erişim dahil etmek istiyor,” dedi.
İngiltere’nin Maliye Bakanı Philip Hammond, İngiltere hükümetinin, ABD ile bir ticaret anlaşması hazırlarken, ABD’nin ne gibi bir anlaşma yapabileceğini düşündüğü konusunda ne hissettiklerini özetledi.
Hammond Pazartesi günü yaptığı açıklamada; “Ticaret anlaşmaları kendinden karmaşık ve başkanın ‘İngiltere ile bir anlaşma yapmak istiyorum, ilk önce ABD ile anlaşma yapmasını bekliyorum’ dediğini duyar gibiyim. Başkanın bir ticaret anlaşması fikri, İngiltere’nin ticaret anlaşması fikrindeki bazı insanlarla tamamen örtüşmeyebilir,” dedi.
Anlaşmasız Brexit Piyasa Oynaklığını Artırır
Pek çok iş insanı, İngiltere’nin anlaşmasız bir ayrılığa doğru ilerlediği için endişe duyduğunu dile getiyor. Bunun nedenini ise ülkenin aniden iş yerlerinin AB dışındaki hayata uyum sağlamasına izin verecek hiçbir geçiş dönemi bırakmadan ayrılacağı şeklinde açıklıyorlar.
Ekonomistler ise anlaşmasız Brexit durumunda piyasadaki volatilitenin artacağını düşünüyorlar. Capital Economics’ten Hunter, “FED, açık bir şekilde Brexit’in, küresel mali piyasalarda ABD’nin büyümesine ağırlık verebileceği bir dalgalanma dönemine neden olmaması kesinlikle mümkün,” dedi.
Hunter, 2016 yılındaki referandumun ardından da aynı volatilitenin yaşandığını ama hızlı bir şekilde çözüldüğünü de dile getirdi.
Brexit referandumunun, Dow Jones Sanayi Ortalaması’nın Haziran 2016’da yüzde 5 – 6 civarında düşmesine neden olduğu da hatırlatılıyor. Birçok ABD ekonomisti, Brexit’in ülkenin GSYİH büyümesinden 0,5 puan silebileceğini düşünüyor.
New York’taki MUFG Genel Müdür ve Finans Ekonomisti Chris Rupkey, “Ancak hisse senetleri hızla düzeldi ve Brexit’in ABD ekonomisine zarar vereceği tahminler de arttı,” dedi.
Ekonomistlerin çoğu anlaşmasız bir Brexit’in etkisinin, benzeri görülmemiş ve belirsiz bir senaryo olacağının kesin olarak ölçülmesinin zor olduğu konusunda hemfikir. J.P. Morgan Ekonomisti Malcolm Barr, Brexit’te anlaşılması durumunda ortaya çıkabilecek herhangi bir şok durumunda ortaya çıkabilecek boyuta dair rakamları denemenin son derece zor olduğunu belirtti.
Barr, sektörlerde yaşanacak şokları tanımlayabilecek bir emsal olmadığını söylerken, IHS Markit’ten Yergin, “Brexit’in İngiltere ekonomisi ve Avrupa ekonomisi için daha büyük bir şok olduğu ortaya çıkarsa o zaman yansımaları ABD’de hissedilebilir,” dedi.
Londra’daki ING’nin uluslararası baş ekonomisti olan James Knightly ise “Potansiyel olarak daha sert bir Brexit benzeri yüksek ürün fiyatları ve azaltılmış tüketici talebinin etkilerine daha fazla maruz kalan tüketim malları sektörü içinde olanlar gibi bazı şirketler var,” dedi.
Knightly, hanehalkının harcama gücündeki sıkışıklık nedeniyle ABD’li premium markalardan ucuz alternatiflere geçilebileceğini söyledi. Bunun ABD için bir risk olduğunu; ama en büyük riskin, sert Brexit’e bağlı olarak Avrupa’nın tüketici talebinin zarar görecek olması ve ekonomik zayıflık ile yüksek siyasi istikrarsızlık olduğunu belirtti.
Knightly’e göre; Avrupalı tedarik zincirine sahip olan ABD şirketleri de savunmasız kalacaklar. Knightly bu kapsamda “Belki de ABD’nin Brexit ile ilgili Avrupa’daki mali koşulları sıkılaştırmaya maruz kalma olasılığı da vardır. Bu durum Federal Rezerv tarafından daha önce belirtildiği gibi bozulmalıdır,” ifadelerini kullandı.