Boş Zamanlarınızı Akıllıca Değerlendirmek için Yapabilecekleriniz

Üretken ya da başarılı insanlara baktığınızda nasıl olup da bu kadar çok işin üstesinden gelebildiklerini merak ediyorsunuz, değil mi? Siz yapamazken yan masanızdaki arkadaşınız nasıl bütün işini yapıp üstüne bir de ertesi gün yapacaklarını planlayabiliyor? Hem iş hayatında hem özel hayatında başarılı olan insanlar hayatlarındaki dengeyi nasıl bu kadar ustalıkla koruyabilir? Sanki onlar bir günü 24 saat olarak değil de daha fazlaymış gibi nasıl yaşayabiliyor? Siz bu kadar meşgulken, hatta meşguliyetten başınızı kaşıyacak vakit bile bulamadığınızı sürekli dile getirirken; onlar nasıl hallerinden memnun, mutlu mesut yaşayabiliyor? Tabii ki ellerinde sihirli bir zaman kumandası tuttuklarından falan değil! Ya da bir günü 1.5 gün olarak yaşadıklarından! Evet, onlar da sizin yaptıklarınızın aynısını yapıyor; ama bir farkla! Onlar zamanlarının, daha da önemlisi boş zamanlarının kıymetini biliyor.

Boş zamanlarını, boşa geçen zaman olarak geçirmemek için ellerinden geleni yapan bu insanlar; işte bu yaklaşımları neticesinde çok daha üretken ve başarılı olabiliyorlar. Yani siz sürekli bir şeylere yetişememekten şikayet ederken onlar akıllıca davranarak şikayet etmek yerine vakitlerini yararlı işler yaparak harcıyorlar. Zamanları yoksa da yaratmanın yollarını araştırıyor ve hiçbir zaman “çok meşgulüm” demiyorlar. Yani siz belki işten güçten, çoluktan çocuktan, eften püften, kıldan tüyden dolayı iki dakikanız bile olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak başkalarının hayatlarına baktığınızda, en az sizin kadar onların da yapmaları gereken bir yığın işleri olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. O kadar işleri arasında onlar hala boş zaman bulabiliyorlarken, sizin bulamamanızın tek nedeni yeterince planlı hareket etmeyişinizdir.

Ya da boş zamanlarınızı, öylece boş boş geçirmek işinize geliyordur. Her akşam televizyonun karşısında tembel tembel uzanmak, toplu taşıma araçlarında bir şeyler öğrenmek yerine insanları izlemek, keza kuyruklarda sıra beklerken aynı yararsız işlerle meşgul olmak daha çok kolayınıza geliyordur. İşte bu nedenle boş zamanınızın olmadığını söylerken bir kez daha düşünmelisiniz. Acaba plansız hareket ettiğiniz için mi boş zamanınız yok, yoksa boş vaktinizin olmasını istemediğiniz için mi? Dikkat ettiyseniz, çok yoğun çalıştığınız için veya bir sürü sorumluluğunuz olduğu için mi demedim? Çünkü gerçekte böyle bir şey yok! Kaldı ki dünyanın en başarılı insanlarının bile boş zamanları ve boş zamanlarında yaptıkları aktiviteleri varken, sizin olmaması için geçerli hiçbir neden yok. İşte bu yüzden, bahaneler altına sığınmaktan vazgeçerek boş zamanlarınızın farkına varın ve bu zamanları nasıl değerlendirdiğinizin hayatınız üzerinde oldukça büyük bir etki yaratacağını artık anlayın. Aşağıdaki öneriler size bu konuda yardımcı olacak nitelikteler. Yani bu listeden en az bir tane yöntemin zevklerinize hitap edeceğinden eminim. O zaman, hemen başlayalım!

Oyun Oynamak!

Tabii, önünüze gelen her oyunu oynamayacaksınız. Hafızanızı güçlendirecek, beyninizi aktif hale getirecek, sizi düşünmeye zorlayacak oyunlara yöneleceksiniz. Bu şekilde hem eğlenmiş hem de beyninizin pas tutmasını önlemiş olacaksınız. Şöyle küçük bir araştırma yaparsanız, zihninizi canlandıracak ne kadar çok eğlenceli oyun olduğunu görebilirsiniz. Sonuçta bu oyunlardan telefonunuza bile indirebilir, boş kaldığınız her anda biraz beyin jimnastiği yaparak ölü zamanlarınızı akıllıca değerlendirebilirsiniz. Ne diyorsunuz, bu öneriyi uygulamak çok da zor olmasa gerek, öyle değil mi? Yani oyun oynamak şu malum dizi bağımlılığının esiri olmak ya da tembellik yapmaktan çok daha faydalı görünmüyor mu?

Yeni Kelimeler ya da Yeni Bir Dil Öğrenmek!

Evet, boş zamanlarınızı akıllıca değerlendirmek için yapabileceğiniz bir diğer şey de yeni bir dil öğrenmek. Sonuçta yeni bir dil öğrenmek için illa ki bir kursa katılmanız ya da özel ders almanız falan da gerekmiyor. Günümüzde o kadar çok imkan var ki kendi çabalarınızla kısa süre içerisinde yeni bir dil öğrenebilirsiniz. Ayrıca yeni bir dil öğrendiğiniz zaman, elinize çok daha iyi kariyer fırsatları da geçecektir. Sonuçta bu sayede pek çok yönden karlı çıkmış olursunuz. Ama “yok, dil öğrenmek hiç bana göre değil” diyorsanız o zaman kendi dilinizde yeni kelimeler öğrenmeyi düşünebilirsiniz. Günlük konuşma diline ait yepyeni sözcükler öğrenerek genel kültürünüzü geliştirebilir, öğrenmenin verdiği keyfi yaşayabilir ve zamanınızı kendinize yatırım yaparak gayet güzel bir biçimde değerlendirebilirsiniz.

Hedeflerinizi Yazmak!

Boş zamanlarınızda yapabileceğiniz bir diğer mantıklı şey de kesinlikle bu! Yani hem uzun vadede hem de kısa vadede planladıklarınızı kağıda dökerek, ölü zamanlarınızı yararlı hale getirebilirsiniz. Örneğin; gün içinde 5 dakika için boş kaldınız. Ne bileyim, bilgisayarınızı yeniden başlatmak için kapattınız, bir telefon gelmesini bekliyorsunuz, toplantı salonunda müşterinizin yolunu gözlüyorsunuz veya herhangi başka bir şey olduğu için kısa süreliğine boşa çıktınız. Hemen not defterinizi çıkartın ve yarın yapacaklarınızı yazmaya başlayın. Hafta sonunda ne yapacağınızı, akşamınızı nasıl geçireceğinizi, maaşınızı aldığınızda ilk ödeme yapmanız gereken yerleri vb… Neden mi hedeflerinizi yazın diyorum? Çünkü yapacaklarının farkında olan ve bunları yazan insanlar diğerlerine göre katbekat daha başarılı oluyorlar. Hatta bu konuda yapılan bir araştırma dediğimin ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyor.

Bahsettiğim araştırma, yıllar önce Harvard Üniversitesi’nin mezun olmuş öğrencileri üzerinde yapılmış. Onlara gelecekleri için daha önceden yazılmış net hedefleri olup olmadığı sorulmuş. Ve öğrencilerin yalnızca % 3’ünün yazılı hedeflere sahip olduğu ortaya çıkmış. Geriye kalan % 84’lük kısmın ise belirgin hiçbir hedefinin olmadığı, % 13’lük kısmın ise sadece düşünce olarak hedef sahibi olduğu ancak bunları yazmadıkları anlaşılmış. Aynı öğrencilerin hayatlarına 10 sene sonra bakıldığında ise ortaya çıkan sonuçlar şu şekilde: % 13’lük kısım hiçbir belirgin hedefi olmayan % 84’lük kısımdan iki kat daha fazla para kazanmış. Yazılı hedeflere sahip olan % 3’lük dilimin kazancının ise geri kalan % 97’lik kısımdan 10 kat daha fazla olduğu ortaya çıkmış. Yani bu yüzden ısrarla diyorum ki boş zamanlarınızda hedeflerinizi yazmanız kesinlikle sizin yararınıza olacaktır.

Arkadaşlarınızla Görüşmek!

Tamam, zaten fırsat buldukça arkadaşlarınızla görüşüyor olabilirsiniz. Ama bunun için daha fazla zaman yaratabileceğinize eminim. Mesela; haftada bir kez arkadaşlarınızla buluşmak yerine, daha fazla bir araya gelmeyi deneyebilirsiniz. Neden mi? Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki yalnızlık sağlığa düşünüldüğünden çok daha fazla zarar veriyor. Hatta yalnızlığın obeziteden bile daha tehlikeli olduğunu öne süren bilim adamları olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle, boş zamanlarınızda hemen elinize telefonunuzu alarak arkadaşlarınızı aramalısınız. Fırsat buldukça bir şeyler yapmalı, sosyal yaşamın içine daha çok dahil olarak vaktinizi kaliteli ve eğlenceli bir biçimde geçirmelisiniz.

Kısa Sürecek İşlerinizi Halletmek!

Mesela; öğle aranızdan arta kalan zamanınızda hafta sonu planınızı yapın. Gideceğiniz herhangi bir yer için uçak, otobüs biletinizi ayarlayın, ertesi günkü işlerinizin listesini yapın, haftanızı nasıl geçireceğinizi planlayın, kredi kartı ekstrelerinizi gözden geçirin, bütçenize göz atın, maillerinizi kontrol edin, sevdiklerinize mesaj atın… Yani çok fazla vaktinizi almayacak, ama aklınızı sürekli kurcalayan işlerinizi halledin. Gün içinde fırsat buldukça bu işlerinizi yaptığınız takdirde, karşınıza dev gibi olmuş bir yapılacaklar listesi çıkmayacaktır. Çünkü siz diğerlerinin aksine vaktinizi akıllıca kullanmayı öğrenmiş ve boş işlerle uğraşmak yerine birkaç dakikanızı alacak işlerle uğraşarak fazladan zaman kazanmış olacaksınız.

Okumak!

Biliyorum klişe, ama ne yazık ki çoğu kişinin okumaya gereken özeni göstermediğini açıkça görebiliyoruz. Mesela; ulaşım için toplu taşıma araçlarını kullanan pek çok kişi dakikalarını hatta bazen saatlerini tam anlamıyla çöpe atıyor. Baksanıza, küçükten büyüğe herkesin elinde bir telefon var. Ama kitap okuyan kişi görmek neredeyse imkansız. Üstelik sorduğunuzda okumaya vakit bulamadıklarını söylüyorlar. Ancak iş beğenmeye, paylaşmaya geldiğinde nedense bol keseden vakit harcadıklarını açıkça görebiliyorsunuz. Sonuçta öğle aralarında okumak yerine dedikodu yapmayı tercih edenler mi dersiniz, saatlerce yolculuk yapıp da hiçbir şey öğrenmeden yolculuğunu bitirenler mi dersiniz, artık ne dersiniz bilemiyorum. Ama gerçek olan şu ki kitap okuyan kişi sayısı gün geçtikçe biraz daha azalıyor. Bu nedenle, siz her fırsat bulduğunuzda kaldığınız yerden devam etmeyi alışkanlık haline getirin. Hem yeni bir şeyler öğrenebileceğiniz hem kafanızı dağıtabileceğiniz hem de kaliteli vakit geçirebileceğiniz bu aktivite sayesinde pek çok farklı açıdan kazançlı çıkmış olacaksınız.

Müzik Dinlemek Daha da İyisi Enstrüman Çalmak!

5 dakikalık bir boş zamanınız mı var? “Ne yapacağım?” diye düşünmeyin. Hemen kulaklıklarınızı takın ve favori listenizden bir şarkı açın. Ya da akşam eve gittiğinizde etrafı toparlarken bunu müzik eşliğinde yapmayı deneyin. Hem işlerinizi çok daha kısa süre içinde bitirmiş hem de en sıkıcı işlerinizden bile keyif almış olacaksınız. Yani boş zamanınız olduğunu düşündüğünüz her an kendinizi notaların eğlenceli dünyasına bırakabilirsiniz. Hatta kabiliyetiniz varsa bir şeyler çalabilirsiniz. Eğer bir enstrüman çalmayı bilmiyorsanız, öğrenmeyi düşünebilirsiniz. Emin olun, çalarak ve dinleyerek geçirdiğiniz zamanlar ruh halinizi ve beyin gelişiminizi olumlu yönde etkileyecektir.

Bol Bol Hareket Etmek!

Boş zamanlarınızı akıllıca değerlendirmek için düşünebileceğiniz bir diğer yöntem de sporun herhangi bir türüyle uğraşmak ya da dans etmektir. Mesela; hazır hava sıcaklıkları da yükselmişken güzel bahar akşamlarınızı yürüyerek değerlendirebilirsiniz. Seviyorsanız koşabilir, voleybol, basketbol, tenis oynayabilir, halı saha maçları yaparak hayatınıza renk katabilir ya da bisiklete binebilirsiniz. Artık sporun hangi türüyle uğraşmak istiyorsanız! Veya bunların hepsini unutarak, dansa yönelebilirsiniz. Müziğin akışına kendinizi bırakarak kötü enerjinizi dışarı atabilir, hem bedeniniz hem de ruh haliniz için iyi bir şeyler yapabilirsiniz. Neticede boş zamanlarınızı evde pinekleyerek geçirmek yerine kendinizi dışarı atmanız sizin için çok daha faydalı olacaktır. Bundan kesinlikle emin olabilirsiniz.

Nihai olarak, şunu söyleyebilirim. Boş zaman diye bir şey aslında yok. Ne var biliyor musunuz? Boşa geçen zaman var! Sonuçta siz her anınızı değerlendirmek için elinizden geleni yaptığınızda zaten zaman yönetimi konusunda büyük ölçüde yol kat etmişsiniz demektir. Ve zaman yönetiminde başarılı olan insanların, genel anlamda başarılı olma ihtimali diğerlerine göre çok daha yüksektir. Sanırım bunu hepimiz biliyoruz! Sonuçta gözünüz, kulağınız hiçbir zaman saatin ibresinden ayrılmaz ve içinde bulunduğunuz anların ne kadar kıymetli odluklarını anlarsanız. Boşa geçen zamanın kendinize yapacağınız en büyük kötülüklerden biri olduğunu da açıkça görebilirsiniz.