Bitcoin ve kripto paralar, hisse senetleri ile beraber yüksek enflasyon kaynaklı büyük kayıplar yaşadı. BTC geçen yılın Kasım ayından bu yana yüzde 70’in üzerine değer kaybetti. Kripto para birimi oynaklığına rağmen, uzun vadede astronomik getiri oranları kaydetti ve diğer varlık sınıflarını gölgede bıraktı.
Veriler Bitcoin’in beş yıllık yatırım getirisinin, önde gelen beş bankanın hisselerini ortalama yüzde 550 oranında geride bıraktığını gösteriyor. Kripto para birimi getirileri ile Citi’ye yüzde 839, Wells Fargo’ya yüzde 728 fark attı.
Bu oranlar Goldman Sachs’a karşı yüzde 407, JPMorgan’a karşı ise yüzde 402 seviyesinde oldu. Yüzdelik değerler, beş yıllık bir Bitcoin yatırımının geleneksel bankaların hisse senetlerinin yatırım getirisinden ne kadar daha iyi performansa sahip olduğunu gösteriyor.
Bitcoin ve vurgulanan hisse senetlerinin farklı varlık sınıflarına ait olması nedeniyle, veriler önem arz ediyor. Hisse senetlerinin altında varlıkları olan bir şirket var ve bunların başarısı büyük ölçüde bankanın performansına bağlı olurken, Bitcoin herhangi bir sabit varlık tarafından desteklenmez ve fiyat spekülasyonlardan etkilenir.
Bitcoin’in yaklaşık 10 yıllık bir geçmişi varken, çok daha eski tarihlere dayanan finansal kurumları geride bırakması dikkat çekici. Sadece getirilerde bankaları geride bırakmakla kalmadı, aynı zamanda Bitcoin piyasa değerinde de düşmedi.
Bitcoin Düşüşe Rağmen Geleneksel Varlıkların Önünde
Bu getiriler, Bitcoin’in geçen yılın son çeyreğinden bu yana yüzde 70’e yakın kayıp yaşanmasına rağmen, bankacılık hisselerinin üzerinde bulunuyor.
Düzenleyici yönün nasıl geliştiğine bağlı olarak, bazı bankaların müşterilerin doğrudan Bitcoin’e yatırım yapmasına izin vermesi bekleniyor. Bunun sonucunda hisse senetlerinin değerinin artması ve Bitcoin’e kurumsal ilginin yoğunlaşması ile iki tarafta da kazançların artması söz konusu olabilir.
Diğer yandan Bitcoin’in hisse senetleri ile son dönemde yüksek bir korelasyona sahip olduğu görülüyor. Her iki varlık sınıfı da, dünya genelindeki yüksek enflasyon rakamları ve merkez bankalarının sıkılaştırma politikaları ile kayıplarını artırdı.