
Türkiye ekonomisinde stratejik öne sahip olan sınai sektörü, GCM Yatırım tarafından incelendi. Aracı kurum şirketleri BIST Sınai Endeksi ağırlıkları, piyasa değeri, ihracat oranları ve borçluluk durumlarına göre sıraladı.
Yapılan çalışmada, BIST Sınai Endeksi’nde yer alan ve endeksin genel performansına yön veren öncü şirketler ele alındı. Buna göre; sınai sektörü içinde ağırlığı en yüksek 20 şirket şöyle sıralandı:
Tablodaki sıralamanın, sektör üzerinde ağırlığı yüksek olan şirketlere göre yapılırken, sektör üzerinde en yüksek etkiye sahip ilk üç hisse sırasıyla yüzde 11,76 ile Tüpraş (TUPRS), yüzde 8,35 ile Ereğli Demir Çelik (EREGL) ve yüzde 5,04 ile Ford Otosan (FROTO) oldu.
Analistler, “Söz konusu hisseler, sektörün genel hareketi üzerinde belirleyici rol üstlenirken, sektörel görünümün yönü açısından da kritik birer gösterge niteliği taşımaktadır,” dedi.
Piyasa değerine göre yapılan sıralamada ise 237 sınai şirketi arasında 30 milyar TL ve üzeri piyasa değerine sahip toplam 25 şirketin ele alındığı ifade edildi. Bu şirketler içinde öne çıkanlar; 295,1 milyar TL ile FROTO, 259,7 milyar TL ile TUPRS ve 186,2 milyar TL ile EREGL ilk üç sıraya yerleşti.

kolayca yatırım yapın
İhracat oranlarına göre incelendiğinde de en yüksek ihracat oranına sahip ilk üç şirket; toplam satışlarının yüzde 78,74’ğnü yurt dışına gerçekleştiren FROTO, yüzde 77,26 ile BRSAN ve yüzde 64,47 ile CIMSA şeklinde sıralandı.
Analistler, “Bu oranlar, söz konusu şirketlerin yalnızca iç pazarda değil, aynı zamanda uluslararası arenada da güçlü bir rekabet avantajına sahip olduklarını göstermektedir,” dediler.
Borçluluk yapısı değerlendirildiğinde ise borç kaynak oranının yüzde 40 ile yüzde 70 aralığında bulunmasının genel kabul gören optimal finansal denge seviyesi olarak kabul edildiği belirtildi. Bu kapsamda borçluluk oranlarıyla öne çıkan şirketler; yüzde 67,04 ile FROTO, yüzde 66,94 ile TTRAK ve yüzde 65,11 ile ULKER oldu.
Bu şirketlerin borçlanma düzeylerinin finansal yapılarını hem sürdürülebilir hem de istikrarlı bir biçimde yönetebildiklerini gösterdiğine dikkat çeken analistler, “borç oranı yüksek olan firmalar için tek başına bu oranlar yeterli bir değerlendirme sunmaz; asıl belirleyici olan unsur, bu borçların sürdürülebilir gelir ve nakit akımları ile karşılanabilirliğidir,” dediler.