Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşcu 10 Haber’de “TÜİK Verilerine İlişkin Artan Şüphe” başlıklı yazı kaleme aldı. Babuşcu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) beklenti altı açıkladığı enflasyon rakamının diğer kurumların verileriyle tutarsız olduğuna işaret etti.
Söz konusu tutarsızlığın TÜİK’in güvenilirliğine olan eleştirileri artırdığını belirten Babuşcu, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verisinin Haziran’da aylık yüzde 1,64 olarak açıkladığını anımsattı.
Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş’ın yaptığı çalışmanın TÜİK’in kullandığı ürün fiyatları verileriyle ilgili ilginç bulgular ortaya koyduğunu söyledi. TÜİK’in düzenlediği basın toplantısında ise bu bulgulara itiraz edilmemesinin, kurumun verilerine yönelik şüpheleri daha fazla artırdığını vurguladı.
Alım Gücünün Düşmesinde TÜİK’in Hesaplamalarının Payı Var
TÜİK’in enflasyon verilerinin doğruluğuna dair şüphelerin, ücretli çalışanlar ve emekliler için olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirten Babuşcu, bu kesimlerin alım gücünün düşmesinin ve yaşam standartlarının gerilemesinin temelinde TÜİK’in hesaplamalarının olduğunu ifade etti.
Ayrıca ekonomi yönetiminin de TÜİK verilerini doğru kabul ederek kararlar almasının yanıltıcı olabileceğine dikkat çekti.
Babuşcu, TÜİK’e olan güvensizliğin enflasyon oranlarını daha fazla yükseltebileceğini çünkü mal ve hizmet fiyatlarını belirleyenlerin açıklanan enflasyon oranlarından daha yüksek fiyat artışları yapma eğiliminde olduklarını belirtti.
TÜİK’e Olan Güven Azalıyor
TÜİK’in gelecekte açıklayacağı verilerin doğruluğuna olan güvenin azalmasının, kurumun verilerine olan genel güvensizliği pekiştireceğine işaret etti.
Kurumun sadece enflasyon değil, birçok farklı veri açıkladığını hatırlatan Babuşcu, bu verilerin doğruluğunun da sorgulanması gerektiğini ileri sürdü. Reel sektör dahil tüm kesimlerin açıklanan verilere güvenerek hareket etmesinin önemli olduğunu söyledi.
Şenol Babuşcu yazsında, TÜİK’e duyulan güvensizliğin yeni ekonomi yönetiminin göreve geldiği 13 ay öncesinden bu yana arttığında vurguda bulundu.
Şeffaflık ve doğruluk ilkesinin ekonomide istikrar sağlanması için kritik olduğunu savunarak, TÜİK’in bağımsız ve tarafsız bir yapıya kavuşturularak yeniden yapılandırılmasının acil bir gereklilik olduğunun altını çizdi.