Nomura Araştırma Enstitüsü’nün baş ekonomisti, Avrupalı yetkililerin para politikası konusunda Japonya Merkez Bankası’nın izinden gitme konusunda endişelenmemeleri gerektiğini söyledi. Ekonomist Richard Koo’nun yorumları, Avrupa Merkez Bankası’nın önümüzdeki aylarda ekonomik büyümede keskin bir yavaşlama korkusuyla para politikasını normalleştirme planlarını erteleyeceğini açıklamasının ardından geldi.
Sonuçta Avrupa Merkez Bankası, geçtiğimiz ay düşük faiz oranı döneminin bu yıl sonuna kadar uzatılabileceğini belirtmiş ve geleceğe yönelik faiz hareketleri konusunda yönlendirmesini değiştirmişti. ECB’nin bankalara daha fazla likidite sağlamayı ve 2020 yılına kadar planlanan faiz artışını geciktirmeyi hedefleyeceğini açıklaması, büyük yankı uyandırmıştı.
Hareket bazı piyasa katılımcıları arasında Avrupa Merkez Bankası’nın BOJ tarafından atılan adımları yansıtmasıyla endişe uyandırdı.Nomura ekonomisti Richard Koo da söz konusu endişelere gönderme yaparak Cuma günü İtalya’da katıldığı bir demeçte Avrupalı politika yapıcıların Japonlaşma konusunda fazla endişeli olduklarını dile getirdi. “Onlar, çok yavaş bir büyüme ile deflasyona sahip olacaklarından ve durumun çok daha kötüleşeceğinden korkuyorlar. Japonya’da koltuktakiler aslında o kadar da kötü gitmiyorlardı.” diyerek de görüş bildirdi.
Sonuç olarak da faiz oranları düşük kalma eğiliminde kalıyordu. Küresel finansal krizin ardından faiz oranları Euro Bölgesi’nde ya da Japonya’da yükselmemişti. Bu arada aynı dönem içinde ABD Federal Rezervi ise dokuz kez faiz artırımına gitmişti. Öte yandan Koo Avrupalı politika yapıcıların Tokyo’nun yaklaşık 30 yıl önce patlayan varlık balonu olan kayıp on yılından çok şey öğrenebileceklerini de vurguladı.
Koo o dönemde, ticari emlak fiyatlarının ülke genelinde yüzde 87 civarında düştüğünü ve bunun Japon şirketlerin bilançoları ile hane halkı bilançolarını hiç de küçük bir biçimde etkilemediğini aktardı. Yine de Japonya’nın gayri safi yurt içi hasılasının hiçbir zaman balondaki zirvenin aşağısına düşmediğinin ve işsizliğin hiçbir zaman yüzde 5.5’ten yüksek olmadığının üzerini çizdi. “Öyleyse bu Japonlaşma ise o kadar da kötü bir şey değil” diyerek de sonuca bağladı.
Japonya’nın varlık balonunun patlamasından bu yana ülkede borcun GSYH’ye oranı dünyadaki tüm ülkelere kıyasla daha yüksek bir marjla yüzde 238’e yükselmişti. Geçen ayın sonunda ING analistlerinin euro bölgesinin hala çok gevşek olan para politikasıyla birlikte düşük büyüme ve düşük enflasyon ortamıyla Japonya’ya benzemeye başladığı yönünde uyarı yaptıkları söylenmişti.
Ücretsiz VİOP deneme hesabı açın ve 100.000 lira sanal para ile risk almadan nasıl yatırım yapacağınız öğrenin.