2022’yi yükseliş isteğiyle kapatan Euro kuru, yeni yılda 20 TL’nin üzerinde kayda geçerken gözünü yeni rekorlara dikti. 2023’te yıldızı parlayacak yatırım araçları arasında döviz kurlarının olup olmayacağı sorusu yatırımcıların kafasında soru işareti yaratırken özellikle yıla iyi bir performansla giriş yapan euro tarafından bir sürpriz gelir korkusu da yaşanıyor.
Analistler, değişen ekonomik veriler ışığında ve kaygan para politikası zemininde şekillenen piyasalara ilişkin beklentilerini paylaştı.
Özellikle 2023’ün, karamsar tablo yaratan 2022 yılının devamı olma ihtimalini yorumlayan uzmanlar, euro görünümüne iyimser yaklaştı.
Son günlerde toparlanma gösteren ortak para biriminin geçen yılda gösterdiği zayıflığı sürdürmeyeceği konuşuluyor.
Bunun için temel gerekçe olarak ABD Merkez Bankası’nın (FED) sıkı faiz politikaları gösteriliyor.
Paralel şekilde enflasyonist baskıyı kırma niyetinde olan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) da faiz artışlarına gitmesinin Euro tarafında kırılganlık yarattığı düşünülüyor.
“Veriler Geçen Yıla göre Daha Az Baskı Yaratıyor”
Konuya ilişkin görüş bildiren Standard Chartered G-10 FX Araştırma Başkanı Steve Englander, güncel verilerde euronun daha güçlü olmasının beklendiğini söyledi.
Yüksek enflasyon gerçeğine bakıldığında ise özellikle ABD’deki verilerin geçen yıla göre daha az baskı yarattığına dikkat çekti.
Bu durumun ise FED’in yeni yılın ilerleyen günlerinde agresif faiz tutumunun güvercine döneceğinin de habercisi olabileceği yorumunda bulundu.
“Çin Ekonomisindeki Açılma Euro’ya Destek Sağlayabilir”
Çin ekonomisindeki tekrar açılmalara değinen Englander, dünya pazarındaki genişlemenin euroya destek sağlayabileceğini söyledi.
Avrupa’nın ortak para biriminin döngü yanlısı olduğunu ifade ederek, “Sıkı merkez bankası politikası küresel büyüme için büyük bir ters rüzgar, ancak Çin’in sıfır Covid politikasından uzaklaşması bir arka rüzgar” dedi.
“Bu Kış Resesyon Olmayabilir”
FX Araştırma Başkanı George Saravelos da Englander’in FED’e dair görüşlerine katılarak benzer açıklamalar yaptı.
Faiz artırımında yumuşama gösterme konusunda FED’in ECB’den önce adım atmasının beklendiğini söyledi.
Geçen yılın birincil gündem maddesi olan resesyon endişelerinin ise karşılığının olmayabileceği tahmininde bulunarak şöyle konuştu:
“Avrupa’da son PMI rakamları bu kış resesyon bile olmayabileceğini, işsizlik oranının hala düşmeye devam ettiğini ve maliye politikasının yapısal olarak kolay olduğunu gösteriyor.”